Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MÜSİAD) toplantısında seslenen Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, ’Şu iki haftada her birimiz bu davaya ne olur hep beraber sahip çıkalım. Bu, milletin topyekün bağımsızlık savaşıdır bu, kurtuluş savaşıdır. Bu gerçekten bir kurtuluş mücadelesidir’ dedi.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, MÜSİAD İzmir Şubesi’nin düzenlediği “Türkiye ve Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler” konulu toplantının konuğu oldu. Toplantıya, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberlerşme eski Bakanı ve AK Parti İzmir Milletvekili Adayı Binali Yıldırım, İzmir Valisi Mustafa Toprak, AK Parti İzmir Milletvekili Adayı İbrahim Turdan, MÜSİAD Genel Başkanı Naim Olpak, MÜSİAD İzmir Şube Başkanı Ümit Ülkü ve MÜSİAD üyeleri katıldı. Toplantıda konuşan Bakan Zeybekci, “Şu dönemde ne olur bu yükü bizim üzerimize salmayın. Şu iki haftada her birimiz bu davaya ne olur hep beraber sahip çıkalım. Bu, milletin toyekün bağımsızlık savaşıdır bu, kurtuluş savaşıdır. Bu gerçekten bir kurtuluş mücadelesidir. Ankara’daki saldırı gibi Maraş’ta, Sivas’ta aynı tezgahı yapmadılar mı? 7 Haziran’dan önce, mitingten önce o trafonun içine o bombayı kim koydu? Suruç’ta kim yaptı? Türkiye’nin en hassas çizgilerinin oluştuğu fay hatları olan alanları bombalıyorlar ama bu milletin önünde saygı ile eğiliyorum. O tuzağa düşmediler. O gün bir sendika başkanı ‘polis bombaladı’ diye bağırıyordu. Hala köşede oturup bekleyecek miyiz? Bir şey yapalım diye söylemiyorum. Bu AK Parti davası değil, 78 milyonun davası, bağımsızlık davası, şahlanma davası. Herkes yerini almak zorunda. İnşallah 1 Kasım’da 7 Haziran’da Türkiye’nin yaşadığı sıkıntılar tekrar etmeyecek” diye konuştu.
SEÇİMLERDE RUGAN AYAKKABI GİYECEK
Türkiye’nin doğrudan istikrarının hedef alındığını belirten Zeybekci, sözlerini şöyle sürdürdü: “Size soruyorum; şuanda topunun, hedefinde olan kimdir? Tabii ki Türkiye ama Türkiye’de de bir hedef var, AK Parti var. Recep Tayyip Erdoğan var. Bu dava milletin davasıdır. Onun için asla şunu söylemeyelim; ‘nasıl olsa yapıyorlar, beceriyorlar.’ Susmayalım, konuşalım. Hani bayramlarda giydiğiniz rugan ayakkabısı olan var mı? Belediye başkanlığı dönemlerimde resepsiyonda giyerim diye bir tane aldım, 10 yıldan beri duruyor. Üzerinde toz bile yok. Diğer ayakkabılarım arasında en sevdiğim de o. Pırıl pırıl. Evde camlı bölmede insanlar da görüp ‘en güzel ayakkabı o’ diyor. Bütün yükümü de diğer ayakkabılar çekiyor. Dağda, taşta, çamurda ama öteki hala pırıl pırıl duruyor. Üzerinde toz bile yok. Bu seçimde ne kadar dağ taş varsa onu giyeceğim. 15 gün boyunca giyeceğim. Koyacağım sonra diğerlerinin arasına. Arkadaşlar öyle köşede durmayalım. Üzerimiz toz tutmayacak diye sakın bunu yapmayalım. Olacaksa bu memleketin taşından toprağından olsun. İki yıldan beri bu millete inandığım için konuşuyorum.”
“SİZLERİ MAHÇUP ETMEDİK”
2004 yılında belediye başkanılığı için yola çıktığında “Yapacaklarımıza onların hayali bile yetmez” dediklerini hatırlatan Zeybekci, “Ne kadar çok haklıymışız. Bu yolculukta siz bize hep kefil oldunuz. Biz bu yolda büyük adımlar atarken, büyük rüyalarımızı ortaya koyarken dostlar dediler ki; ‘bunlar söylüyorsa yapar, bunlar üç kuralı bilir, bunlar söz söyledikleri zaman mutlaka doğru söylerler, sözleri canları pahasına tutarlar, bunlar emanete hıyanet etmezler.’ Hamdolsun sizleri mahçup da pişman da etmedik diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
“TEK AMAÇLARI HÜKUMETİ İNDİRMEK”
Terör belasının hep ülkenin başında olduğunu söyleyen Zeybekci, organizasyonun hep aynı sadece maşaların farklı olduğunu ifade etti. 80 öncesinde sağ-sol davaları ile ülkenin gençlerinin birbirlerine düşürüldüğüne dikkat çeken Zeybekci, “80 ihtilali ile tık diye kesildi. 84’te terör örgüt belası milletin başına sarıldı. Rahmetli Özal’a yapmadıklarını bırakmadılar. O günlerde hayal eden bir Özal vardı, orada da her türlü hakaret edenler vardı. 2014 Haziran’da İstanbul’da Gezi olayları çıktı. Gezi olaylarında maksat oradaki ağaçları kestirememek ve ulaşım projelerini engellemekti. İstediklerini alamadılar, ardından 17-25 Aralık oldu. O ayrı bir komediydi. Aynı kalem, aynı el, aynı hikaye. 27-28-29 Ocak’ta ekonomik olarak bir saldırıya geçildi. 7 Haziran’da kanlı terör örgütünü barış güvercini diye pazarlandı. Normalde iktidar olmaktan başka hiçbir düşüncesi olmayan ana muhalefetten ‘biz HDP’ye oy verdik’ diye gerine gerine ortada dolaştılar. Tek amaçları tek başına hükümeti indirmek. İstikrar hükumetini alaşağı etmek. Türkiye’ye yeniden o muhtaç olduğu hallere döndürmek. Bütün hikayenin döndüğü alan bu” dedi.
“GAYEMİZ, DÜNYA EKONOMİSİNİ YENİDEN DİZAYN EDEN ÜLKELERDEN OLMAK”
Artık Türkiye’nin sahipsiz ve kimsesiz olmadığını dile getiren Zeybekci, “2008 global krizinden sonra, dünya üretime dayanmayan refah kaynaklı balon patlamasıyla krize girdi. Dünya yerle bir oldu. Birisi çıkıp; ‘Bu kriz Türkiye’yi teğet geçecek’ demişti. Hamdolsun kriz bizi teğet geçti. Evet hırpaladı ama en hızlı toparlanan ülke olduk. 2009 itibariyle tam 6 milyon kişi istihdamı artırdık. Bu oranda dünyada bir numarayız. Biz 2008 öncesine 6 milyon ilave ederken Avrupa daha bu rakama gelemedi. Coğrafyamıza bakalım; böyle bir ortamda Türkiye 2008 krizinden sonra ortalama yüzde 5.1 büyüdü. 2002 yılından bu yana ortalama yüzde 4.7 büyüdü. 2002 yılından bu yana ihracatını ortalama yüzde 12.5’a artırdı. Tüm bu ateş çemberine rağmen 2015 yılının ilk yarısı itibariyle Türkiye’nin büyümesi 3.8. Dünyada en hızlı büyüyen 7. ülkeyiz. Dünya ekonomisini yeniden dizayn eden ülkelerden olmak gibi bir gayemiz var. Önümüzdeki aydan itibaren hep beraber yeniden destan yazacağız. Türkiye olarak yüzde 5’in altında büyüme bizim için yerinde saymaktır. Her sene 1.6 milyon iş üretmemiz lazım. Onun aşağısı kurtarmaz. Türkiye’nin dövizle ilgili sorunu yok. Türkiye’nin yapısal göstergelerine, cari açığına baktınız mı? Şuanda dünyanın en iyi bütçe açıklarından biri, en hızlı büyüyen 7. ülke Türkiye. Kamu borçlarının milli gelire oranı 28 Avrupa ülkesinin 25’inden daha iyi. Ekonomi budur” diye konuştu.
“TEMEL SEBEP GÜVEN VE İSTİKRAR”
Toplantıda konuşan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme eski Bakanı ve AK Parti İzmir Milletvekili Adayı Binali Yıldırım da, “Dünyada veya Türkiye’de mutlaka ve mutlaka en önemli konu insanların yaşam hakkıdır. Yaşamın can ve mal güvenliği teminat altına alınmayan hiçbir ülke diğer mevzuları konuşamaz. Etrafımıza bakalım; birisi çıksa Suriye ekonomisini, Libya, Tunus’taki ekonomiyi anlatsa başta orada ölüm kalım savaşı verenler olmak üzere kimse buna itibar etmez. Türkiye’nin başarıdan başarıya koşmasının temel sebebi güven ve istikrardır. Bu bir Türkiye’yi üç Türkiye yapmıştır, dünyanın en gelişmiş 20 ülkesinde ev sahipliği yapar hale getirmiştir” dedi.
“TÜRKİYE BEDELİNİ DÖRT AYDA GÖRDÜ”
Son aylarda yaşanan terör saldırılara da değinen Yıldırım, şunları söyledi: “Son günlerde güven ve istikrarı bozmaya yönelik Türkiye yeni bir tezgahın içine çekilmeye çalışılmaktadır. Geçen hafta Ankara’da yaşadığımız hain terör saldırısında vatandaşlarımız hayatını kaybetti, yaralandı. Askerimiz, polisimiz, güvelik güçlerimiz şehit oldu. Masum vatandaşlarımız terör saldırısında hayatlarını kaybetti. Türkiye 1984’ten beri bir terör mücadelesi içerisinde. 32 yıl geçti. Terör o günlerde bölücü terör örgütü olarak yüzünü gösterdi. Bu mücadeleyi kazanamayacağını gördü, şimdi başka bir yüzler geliyor; Türkiye üzerinde mühendislik hesap yapan küresel güçlerin taşeronu olarak iş başında. Amaç bölgedeki istikrarsızlığın Türkiye’ye sıçraması ve rekabette Türkiye’nin aradan çıkarılması. Başaramayacaklar çünkü şunu bilmiyorlar; bu topraklarda biz kök almışız. Bağımsızlık uğruna çok büyük bedel ödemişiz. Türkiye istikrarın kaybolmasının bedelinin ne olacağını dört ayda gördü. 7 Haziran bize bir mesajdı. Biz bu mesajı aldık. 13 yılın getirdiği bazı heyecan eksilmesini de artık giderdik. Yeni ufuklara, cumhuriyetin 100. yılına birbirinden unutulmaz eserleri yapmanın hazırlığı içerisindeyiz. Bundan önce ihtiyacımız olan kardeşlik, birlik ve beraberliktir” dedi.
“BİRİLERİ BULANIK SUDA BALIK AVLAMA DERDİNDE”
MÜSİAD Genel Başkanı Naim Olpak da artar terör olayları ile ilgili şunları söyledi: “Ülkemiz bugünlerde zor bir sınavdan geçiyor. Terör maalesef korkunç yüzü ile ortada. Sosyal, ekonomik ve siyasal anlamda istikrarsızlık algısı oluşturulmaya çalışıldığı ortada. Hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine baş sağlığı diliyoruz. Terörün dili, dini, ırkı, mazereti olmaz. Geçmişteki fırtınaları nasıl atlattıysak da bugün de atlatacağız. Gün, birbirimize suç atma değil birlik olma günüdür. Ekonomi aynı zamanda bir beklenti yönetimidir. Son günlerde ekonomi alanında bazıları tükenmişlik havası oluşturmak için azami hal içindeler. İş dünyası olarak içinde yaşamasak ekonomisi iflasın eşiğinde bir ülkede yaşadığımızı bizi de inandıracaklar. Birileri bulanık suda balık avlama derdinde ama bizim yetkililerden bir isteğimiz var; bu ortamı her yerde dile getirmemiz gerekiyor. Yeterince konuşmamak bazen kötü niyetlilerin işine geliyor.”
“TERÖRÜN KARŞISINDAYIZ”
Geceye ev sahipliği yapan MÜSİAD İzmir Şube Başkanı Ümit Ülkü ise şu konuşmayı yaptı: “Bu aziz vatan, yine kirli bir oyunla karşı karşıya kaldı. Ülkemiz ne zaman olumlu ekonomik gelişmeler içine girse tekrara kirli bir oyunla karşı karşıya kalıyoruz. Bu güzel vatan ve bizleri korumak için seferber olan askerimiz, polisimiz, sivil halk katlediliyor. Terörün net ve tam olarak karşısındayız. Sağduyumuzu koruyarak ülkemizin yeniden başarılı ve huzurlu günlerine geri dönmesi için çalışmaktayız.”
Konuşmaların ardından Zeybekci ve Yıldırım’a katılımlarından dolayı plaket takdim edildi. Bakan Zeybekci de, MÜSİAD üyesi işadamlarına plaket takdiminde bulundu.
(İHA)
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, MÜSİAD İzmir Şubesi’nin düzenlediği “Türkiye ve Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler” konulu toplantının konuğu oldu. Toplantıya, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberlerşme eski Bakanı ve AK Parti İzmir Milletvekili Adayı Binali Yıldırım, İzmir Valisi Mustafa Toprak, AK Parti İzmir Milletvekili Adayı İbrahim Turdan, MÜSİAD Genel Başkanı Naim Olpak, MÜSİAD İzmir Şube Başkanı Ümit Ülkü ve MÜSİAD üyeleri katıldı. Toplantıda konuşan Bakan Zeybekci, “Şu dönemde ne olur bu yükü bizim üzerimize salmayın. Şu iki haftada her birimiz bu davaya ne olur hep beraber sahip çıkalım. Bu, milletin toyekün bağımsızlık savaşıdır bu, kurtuluş savaşıdır. Bu gerçekten bir kurtuluş mücadelesidir. Ankara’daki saldırı gibi Maraş’ta, Sivas’ta aynı tezgahı yapmadılar mı? 7 Haziran’dan önce, mitingten önce o trafonun içine o bombayı kim koydu? Suruç’ta kim yaptı? Türkiye’nin en hassas çizgilerinin oluştuğu fay hatları olan alanları bombalıyorlar ama bu milletin önünde saygı ile eğiliyorum. O tuzağa düşmediler. O gün bir sendika başkanı ‘polis bombaladı’ diye bağırıyordu. Hala köşede oturup bekleyecek miyiz? Bir şey yapalım diye söylemiyorum. Bu AK Parti davası değil, 78 milyonun davası, bağımsızlık davası, şahlanma davası. Herkes yerini almak zorunda. İnşallah 1 Kasım’da 7 Haziran’da Türkiye’nin yaşadığı sıkıntılar tekrar etmeyecek” diye konuştu.
SEÇİMLERDE RUGAN AYAKKABI GİYECEK
Türkiye’nin doğrudan istikrarının hedef alındığını belirten Zeybekci, sözlerini şöyle sürdürdü: “Size soruyorum; şuanda topunun, hedefinde olan kimdir? Tabii ki Türkiye ama Türkiye’de de bir hedef var, AK Parti var. Recep Tayyip Erdoğan var. Bu dava milletin davasıdır. Onun için asla şunu söylemeyelim; ‘nasıl olsa yapıyorlar, beceriyorlar.’ Susmayalım, konuşalım. Hani bayramlarda giydiğiniz rugan ayakkabısı olan var mı? Belediye başkanlığı dönemlerimde resepsiyonda giyerim diye bir tane aldım, 10 yıldan beri duruyor. Üzerinde toz bile yok. Diğer ayakkabılarım arasında en sevdiğim de o. Pırıl pırıl. Evde camlı bölmede insanlar da görüp ‘en güzel ayakkabı o’ diyor. Bütün yükümü de diğer ayakkabılar çekiyor. Dağda, taşta, çamurda ama öteki hala pırıl pırıl duruyor. Üzerinde toz bile yok. Bu seçimde ne kadar dağ taş varsa onu giyeceğim. 15 gün boyunca giyeceğim. Koyacağım sonra diğerlerinin arasına. Arkadaşlar öyle köşede durmayalım. Üzerimiz toz tutmayacak diye sakın bunu yapmayalım. Olacaksa bu memleketin taşından toprağından olsun. İki yıldan beri bu millete inandığım için konuşuyorum.”
“SİZLERİ MAHÇUP ETMEDİK”
2004 yılında belediye başkanılığı için yola çıktığında “Yapacaklarımıza onların hayali bile yetmez” dediklerini hatırlatan Zeybekci, “Ne kadar çok haklıymışız. Bu yolculukta siz bize hep kefil oldunuz. Biz bu yolda büyük adımlar atarken, büyük rüyalarımızı ortaya koyarken dostlar dediler ki; ‘bunlar söylüyorsa yapar, bunlar üç kuralı bilir, bunlar söz söyledikleri zaman mutlaka doğru söylerler, sözleri canları pahasına tutarlar, bunlar emanete hıyanet etmezler.’ Hamdolsun sizleri mahçup da pişman da etmedik diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
“TEK AMAÇLARI HÜKUMETİ İNDİRMEK”
Terör belasının hep ülkenin başında olduğunu söyleyen Zeybekci, organizasyonun hep aynı sadece maşaların farklı olduğunu ifade etti. 80 öncesinde sağ-sol davaları ile ülkenin gençlerinin birbirlerine düşürüldüğüne dikkat çeken Zeybekci, “80 ihtilali ile tık diye kesildi. 84’te terör örgüt belası milletin başına sarıldı. Rahmetli Özal’a yapmadıklarını bırakmadılar. O günlerde hayal eden bir Özal vardı, orada da her türlü hakaret edenler vardı. 2014 Haziran’da İstanbul’da Gezi olayları çıktı. Gezi olaylarında maksat oradaki ağaçları kestirememek ve ulaşım projelerini engellemekti. İstediklerini alamadılar, ardından 17-25 Aralık oldu. O ayrı bir komediydi. Aynı kalem, aynı el, aynı hikaye. 27-28-29 Ocak’ta ekonomik olarak bir saldırıya geçildi. 7 Haziran’da kanlı terör örgütünü barış güvercini diye pazarlandı. Normalde iktidar olmaktan başka hiçbir düşüncesi olmayan ana muhalefetten ‘biz HDP’ye oy verdik’ diye gerine gerine ortada dolaştılar. Tek amaçları tek başına hükümeti indirmek. İstikrar hükumetini alaşağı etmek. Türkiye’ye yeniden o muhtaç olduğu hallere döndürmek. Bütün hikayenin döndüğü alan bu” dedi.
“GAYEMİZ, DÜNYA EKONOMİSİNİ YENİDEN DİZAYN EDEN ÜLKELERDEN OLMAK”
Artık Türkiye’nin sahipsiz ve kimsesiz olmadığını dile getiren Zeybekci, “2008 global krizinden sonra, dünya üretime dayanmayan refah kaynaklı balon patlamasıyla krize girdi. Dünya yerle bir oldu. Birisi çıkıp; ‘Bu kriz Türkiye’yi teğet geçecek’ demişti. Hamdolsun kriz bizi teğet geçti. Evet hırpaladı ama en hızlı toparlanan ülke olduk. 2009 itibariyle tam 6 milyon kişi istihdamı artırdık. Bu oranda dünyada bir numarayız. Biz 2008 öncesine 6 milyon ilave ederken Avrupa daha bu rakama gelemedi. Coğrafyamıza bakalım; böyle bir ortamda Türkiye 2008 krizinden sonra ortalama yüzde 5.1 büyüdü. 2002 yılından bu yana ortalama yüzde 4.7 büyüdü. 2002 yılından bu yana ihracatını ortalama yüzde 12.5’a artırdı. Tüm bu ateş çemberine rağmen 2015 yılının ilk yarısı itibariyle Türkiye’nin büyümesi 3.8. Dünyada en hızlı büyüyen 7. ülkeyiz. Dünya ekonomisini yeniden dizayn eden ülkelerden olmak gibi bir gayemiz var. Önümüzdeki aydan itibaren hep beraber yeniden destan yazacağız. Türkiye olarak yüzde 5’in altında büyüme bizim için yerinde saymaktır. Her sene 1.6 milyon iş üretmemiz lazım. Onun aşağısı kurtarmaz. Türkiye’nin dövizle ilgili sorunu yok. Türkiye’nin yapısal göstergelerine, cari açığına baktınız mı? Şuanda dünyanın en iyi bütçe açıklarından biri, en hızlı büyüyen 7. ülke Türkiye. Kamu borçlarının milli gelire oranı 28 Avrupa ülkesinin 25’inden daha iyi. Ekonomi budur” diye konuştu.
“TEMEL SEBEP GÜVEN VE İSTİKRAR”
Toplantıda konuşan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme eski Bakanı ve AK Parti İzmir Milletvekili Adayı Binali Yıldırım da, “Dünyada veya Türkiye’de mutlaka ve mutlaka en önemli konu insanların yaşam hakkıdır. Yaşamın can ve mal güvenliği teminat altına alınmayan hiçbir ülke diğer mevzuları konuşamaz. Etrafımıza bakalım; birisi çıksa Suriye ekonomisini, Libya, Tunus’taki ekonomiyi anlatsa başta orada ölüm kalım savaşı verenler olmak üzere kimse buna itibar etmez. Türkiye’nin başarıdan başarıya koşmasının temel sebebi güven ve istikrardır. Bu bir Türkiye’yi üç Türkiye yapmıştır, dünyanın en gelişmiş 20 ülkesinde ev sahipliği yapar hale getirmiştir” dedi.
“TÜRKİYE BEDELİNİ DÖRT AYDA GÖRDÜ”
Son aylarda yaşanan terör saldırılara da değinen Yıldırım, şunları söyledi: “Son günlerde güven ve istikrarı bozmaya yönelik Türkiye yeni bir tezgahın içine çekilmeye çalışılmaktadır. Geçen hafta Ankara’da yaşadığımız hain terör saldırısında vatandaşlarımız hayatını kaybetti, yaralandı. Askerimiz, polisimiz, güvelik güçlerimiz şehit oldu. Masum vatandaşlarımız terör saldırısında hayatlarını kaybetti. Türkiye 1984’ten beri bir terör mücadelesi içerisinde. 32 yıl geçti. Terör o günlerde bölücü terör örgütü olarak yüzünü gösterdi. Bu mücadeleyi kazanamayacağını gördü, şimdi başka bir yüzler geliyor; Türkiye üzerinde mühendislik hesap yapan küresel güçlerin taşeronu olarak iş başında. Amaç bölgedeki istikrarsızlığın Türkiye’ye sıçraması ve rekabette Türkiye’nin aradan çıkarılması. Başaramayacaklar çünkü şunu bilmiyorlar; bu topraklarda biz kök almışız. Bağımsızlık uğruna çok büyük bedel ödemişiz. Türkiye istikrarın kaybolmasının bedelinin ne olacağını dört ayda gördü. 7 Haziran bize bir mesajdı. Biz bu mesajı aldık. 13 yılın getirdiği bazı heyecan eksilmesini de artık giderdik. Yeni ufuklara, cumhuriyetin 100. yılına birbirinden unutulmaz eserleri yapmanın hazırlığı içerisindeyiz. Bundan önce ihtiyacımız olan kardeşlik, birlik ve beraberliktir” dedi.
“BİRİLERİ BULANIK SUDA BALIK AVLAMA DERDİNDE”
MÜSİAD Genel Başkanı Naim Olpak da artar terör olayları ile ilgili şunları söyledi: “Ülkemiz bugünlerde zor bir sınavdan geçiyor. Terör maalesef korkunç yüzü ile ortada. Sosyal, ekonomik ve siyasal anlamda istikrarsızlık algısı oluşturulmaya çalışıldığı ortada. Hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine baş sağlığı diliyoruz. Terörün dili, dini, ırkı, mazereti olmaz. Geçmişteki fırtınaları nasıl atlattıysak da bugün de atlatacağız. Gün, birbirimize suç atma değil birlik olma günüdür. Ekonomi aynı zamanda bir beklenti yönetimidir. Son günlerde ekonomi alanında bazıları tükenmişlik havası oluşturmak için azami hal içindeler. İş dünyası olarak içinde yaşamasak ekonomisi iflasın eşiğinde bir ülkede yaşadığımızı bizi de inandıracaklar. Birileri bulanık suda balık avlama derdinde ama bizim yetkililerden bir isteğimiz var; bu ortamı her yerde dile getirmemiz gerekiyor. Yeterince konuşmamak bazen kötü niyetlilerin işine geliyor.”
“TERÖRÜN KARŞISINDAYIZ”
Geceye ev sahipliği yapan MÜSİAD İzmir Şube Başkanı Ümit Ülkü ise şu konuşmayı yaptı: “Bu aziz vatan, yine kirli bir oyunla karşı karşıya kaldı. Ülkemiz ne zaman olumlu ekonomik gelişmeler içine girse tekrara kirli bir oyunla karşı karşıya kalıyoruz. Bu güzel vatan ve bizleri korumak için seferber olan askerimiz, polisimiz, sivil halk katlediliyor. Terörün net ve tam olarak karşısındayız. Sağduyumuzu koruyarak ülkemizin yeniden başarılı ve huzurlu günlerine geri dönmesi için çalışmaktayız.”
Konuşmaların ardından Zeybekci ve Yıldırım’a katılımlarından dolayı plaket takdim edildi. Bakan Zeybekci de, MÜSİAD üyesi işadamlarına plaket takdiminde bulundu.
(İHA)