Hint Okyanusu'nun Doğu Afrika kıyısında yer alan Zanzibar, baharat bahçeleri, kendine özgü yaşam kültürü ve her yıl milyonlarca turist çeken doğal güzellikleriyle dünyanın önemli bir turizm merkezi haline geldi. Tüm bu güzelliklerinin yanı sıra Zanzibar Adası'nın başkenti olan ve UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan Stone Town'ın mimarisinde dikkati çeken detaylardan birisi de Afrika, Hint ve Arap medeniyetlerinin izlerini taşıyan ahşap kapıları.
Stone Town'ın ana caddelerinde ve labirenti andıran ara sokaklarında dikkat çeken "Zanzibar kapıları" tüm Swahili (Doğu Afrika'nın Hint Okyanusu kıyıları) kıyılarındaki oymalı ahşap kapılara atıfta bulunan bir kavram olarak kullanılıyor.
Zanzibar kapılarına her ne kadar Kenya'nın Etiyopya'nın, Tanzanya'nın ve Mozambik'in bazı bölgelerinde rastlamak mümkün olsa da bu tür kapılar Zanzibar kapılar olarak bilinmekte ve bu kapı tasarımları dünyanın birçok ülkesinde de yapılıyor.
Özenle oyulmuş Zanzibar kapıları, ada sakinlerine ve turistlere Doğu Afrika'daki Swahili kültürü hakkında bilgi veriyor. Dayanıklı ve kolay işlemesinden dolayı tik ağacından yapılan kapılar, ev sahiplerinin sosyal statüsüne, mesleğine dair ipuçları veriyor.
"İki tip kapı var"AA muhabirine bilgi veren Colours of Zanzibar turizm şirketinde turist rehberi olarak çalışan Saida Malik, 1980'lerde Stone Town'da 800'den fazla tarihi Zanzibar kapısının bulunduğunu ancak yenileme çalışmaları ve uluslararası koleksiyonerlerin bu kapıları satın almaları nedeniyle sayının azaldığını anlattı.
Zanzibar'da sanat eseri olarak kabul edilen iki tip kapı olduğunu, bu kapı türlerinin ev sahipleri hakkında bilgi içerdiğine dikkati çeken Malik, şunları kaydetti:
"Hint kapıları veya Gujarati kapılar olarak bilenen katlanır panjurlu ve birlikte açılan iki kapının işlemeleri daha küçüktür ve kemerli bir çerçeveye sahiptir. Bu kapılar Hint iş insanlarının yaşadığı kalabalık çarşı caddelerinde görülüyor. Hint kapılarında pirinç ve bakırdan yapılmış topuz takma geleneği var. Hindistan'dan gelen insanlar, Hindistan'da fillerin kapıları kırılmasını engellemek için kullanılan pirinçten veya bakırdan yapılan bu topuzları adaya da getirdiler. Zanzibar'da filler olmasa da pirinç topuzlar sadece bir dekorasyon olarak ve sahibinin zenginliğini göstermek için kullanılıyor."
Malik, Ummanlıların uzun yıllar adada hüküm sürmesi nedeniyle Arapların da kendine has Zanzibar kapıları yaptırdıklarını dile getirerek, "İkinci tip kapılar, 'Arap kapıları' olarak adlandırılır. Arap kapıları genellikle dikdörtgendir ve girintili oymalı çerçevelere sahiptir. Bu kapıların üstünde genellikle Arapça yazılar bulunur. Bu yazılar çoğunlukla 'Bismillahirrahmanirrahim', ya da Kuran'ı Kerim ayetleridir. Bazen ikamet sahibinin adı da kapıya işlenir." ifadelerini kullandı.
"Kapıdaki süsler ve desenler ikamet sahibinin hikayesini anlatıyor"Yan direklerin alt kısmına bakılarak, kapının yaşı hakkında kabaca bir tahmin yapılabileceğini belirten Malik, sözlerini şöyle tamamladı:
"En eski kapılarda balığa benzeyen bir sembol vardır. Balık yavaş yavaş bir ananas şekline dönüşmüştür ve bu nedenle belirgin bir ananas işlemesi bulunan kapılar daha yeni bir kuşaktır. Dekorasyonun bir parçası olan bir diğer sembol ise, kapının en dışındaki zincir. Zincirin kötü ruhların eve girişine engel olduğuna inanılıyor. Kapıdaki süsler ve desenler ikamet sahibini anlatıyor. Dalga benzeri desenler ve ipler deniz ticaretinden bahseder. Kapının üstündeki çiçekler, içinde kaç kişinin yaşadığını gösterirken, asmalar baharat ticaretine atıfta bulunur. Geometrik şekiller, kare gibi süsler muhasebecilere de atıfta bulunur."
Stone Town'da evlerin kapılarından evin önceki sahibinin mali gücünü olduğunu anlamak mümkünken, 1964'te yaşanan ayaklanmadan sonra zenginlerin yaşadığı evler yerli halka dağıtıldı.
Turistlerin önünde fotoğraf çektirmek için uzun vakit harcadığı işlemeli ahşap kapılara sahip birçok ev günümüzde otel, restoran, resim atölyesi olarak kullanılıyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com