KOCAELİ
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Kocaeli Sanayi Odası ocak ayı Meclis Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, demokraside temsilde adalet ve yönetimde istikrarın iki önemli konu olduğuna işaret ederek, "Bir demokrasinin dengesi burada yatıyor. Eğer temsilde adaletiniz varsa o zaman demokratik kurumlarınızın güçlenmesi çok daha mümkün oluyor. Türkiye maalesef son uzun yıllar yönetimde istikrarı sağlamak için temsilde adalet konusunda çok taviz verdi. Yüzde 10 barajı bunun en önemli göstergesi. Belki bir demokratik ülkede yüksek bulunabilecek bir barajı yıllarca uyguladı. Bunu niçin uyguladı? Çünkü yönetimde istikrar gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Şu geçtiğimiz dönemde, bu konjonktürler bir ülke için belki 100 yılda bir yaşanır, böyle bir konjonktürde Türkiye yönetimde istikrarı sağlamak zorunda. Biz bunun için temsilde adaletten uzun süre taviz vermek zorunda kaldık." diyen Işık, "Türkiye Büyük Millet Meclisinde bugün 2. tur oylamalarına başlayacağımız 'Yürütmeyi halkın doğrudan seçmesinin önünü açıyoruz'nin en temel gerekçesi budur. Türkiye artık yönetimde istikrarı dolaylı şekilde sağlamak yerine doğrudan sağlamak durumunda." şeklinde konuştu.
Işık, mevcut Anayasa'ya göre yürütmenin başının Cumhurbaşkanı olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
"Şu andaki Anayasamızda cumhurbaşkanı o kadar yetkilidir ki... Çok samimi bir şey ifade edeyim, Sayın Cumhurbaşkanımız bunu kendisi için istiyor olsa söyleyeceği tek şey, 'Bu anayasaya dokunmayın' olur. Niye? Çok büyük yetkisi var ama hiç sorumluluğu yok. Vatana ihanetin dışında cumhurbaşkanı yargılanamaz. Bu yönetimde çift başlılığı oluşturdu. Bir tarafta parlamenter sistemde var olması gereken Başbakanlık, diğer tarafta halkın seçtiği cumhurbaşkanı. Şu anda Allah'a şükür güçlü bir cumhurbaşkanımız ve onunla uyumlu çalışan kendi partisinden gelen bir başbakan var da sorunları çok hissetmiyoruz. Bugün 2. tur oylamasını yapacağımız anayasa değişikliği ile aslında yürütmeyi halkın doğrudan seçmesinin önünü açıyoruz. Burada icra doğrudan halk tarafından seçilecek. Yaptığımız iş, yürütmenin yani icranın doğrudan halk tarafından seçilmesini sağlamak, bir daha da yok gensoruydu, güven oylamasıydı gibi yürütmenin hızını azaltacak ve yönetimde istikrara yönelik birtakım sıkıntılar oluşturacak düzenlemeleri ortadan kaldırmak. Şimdi bunu yapıyoruz. Bunu hiç kimsenin rejim değişikliği diye sunmasına gerek yok. Bu bir sistem değişikliğidir, yürütmeyle ilgili bir sistem değişikliğidir."
"15 Temmuz bizim TSK'nın birtakım sistemik zaaflarını ortaya koydu"
Işık, güçlü ordunun Türkiye için ekmek ve su kadar gerekli olduğunu vurguladı.
Silahlı kuvvetler yeterince güçlü değilse bölgedeki gelişmelere müdahil olmanın mümkün olmadığına dikkati çeken Işık, bunun dünyada pek çok örnekleri olduğunu bildirdi.
Bakan Işık, "Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) güçlü olması, bizim için bir seçenek veya tercih değil, bir mecburiyettir. Bu anlayışla TSK'yı güçlendirmek için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. 15 Temmuz bizim TSK'nın bir takım sistemik zaaflarını ortaya koydu. Bunları görmemize sebep oldu. Bir ordunun generallerinin neredeyse yarısı darbeye teşebbüs etmişse bu bir kişiye bir genelkurmay başkanına, ondan önceki genelkurmay başkanına, ondan önceki genelkurmay başkanlarına fatura edilerek işin içinde sıyrılacak bir durum değil. Burada sistemik bir zaaf var demektir." ifadesini kullandı.
"Hedef 10 milyar dolar ihracat"
Işık, büyük ölçekli, orta ölçekli ve altında da KOBİ'ler onları desteklediği zaman savunma sanayisinin ciddi ivme kazanacağını belirterek, bugün ABD'nin savunma sanayisinde güçlü olmasını bu yapının sağladığını söyledi.
Türkiye'de proje sürelerinin uzun olduğuna işaret eden Işık, "Süreleri kısaltmamız lazım. Zaman kaybı bize maliyet getiriyor. Özel sektörün dinamizmini bu sektöre katamazsak maliyetlerimiz yukarıda kalmaya devam edecek. Bunu Türkiye içinde tolere edebilirsiniz ama bizim artık hedefimiz Türk savunma sanayisinin ihtiyaçlarını karşılamak değil. Hedefimiz, savunma sanayisinde ilk etapta 5 milyar dolar, daha sonra da 10 milyar dolarlık ihracatı yakalamak. Bu rakamlar büyük rakam değil. 5 milyar dolarlık ihracat hiçbir şey değil. Şu anda 2 milyar dolar civarındayız. 10 milyar dolarlık ihracat kısa sürede yakalanabilir. Bunu yakalamak için özel sektörün dinamizmini arkamıza almak durumundayız." ifadesini kullandı.
"Silahta ve mühimmatta Türkiye'de ihalelere giriş yasağını kaldırıyoruz"
Bakan Işık, savunma sanayisindeki en büyük zorluğun test ve sertifikasyon süreci olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Bununla ilgili destek mekanizmaları oluşturduk. Gerekirse hibe vereceğiz, gerekirse uzun vadeli faizsiz kredi vereceğiz. Gerekirse bazı testleri biz yapacağız ama KOBİ'ler ağırlıklı olmak kaydıyla firmaların bu engelini ortadan kaldıracağız. Savunma sanayisinde tesis güvenlik belgesi, şahıs güvenlik belgesi önemli bir sorun. Bunun farkındayız. Bizde öyle bir yapı oluşmuş ki silah üretmeyin, üretecekseniz de Türkiye'ye satmayın. Bizim hafif silahta ve mühimmatta üretim izni verirken yüzde 100 ihracat kısıtı koyuyoruz. Yani üretebilirsin ama Türkiye'nin içine bunu satamazsın. Bunu yüzde 100 ihraç etmek zorunda... 'Türkiye'nin ihtiyacını ben dışarıdan alacağım.' Şimdi bu uygulamayı kaldırıyoruz. Diyoruz ki silah üretirsin Türkiye'de ihalelere giriş yasağını kaldırıyoruz. Mühimmatta Türkiye'de ihalelere giriş yasağını tamamen kaldırıyoruz. Bu bu sektörde çalışan firmalarımız için çok büyük bir adım olacak. Tesis güvenlik belgesi ve şahıs güvenlik belgesi için gereken prosedürü çok azaltıyoruz. Elbette bu alan güvenlik ve savunma alanı. Yani herkesin elini kolunu sallayarak girebileceği bir alan değil ama sırat köprüsünden geçer gibi bir prosedür de bu çağda gerekli değil. Bunun için buradaki prosedürü de kısaltacağız. Yani bu alana girmek isteyenler rahatlıkla bu alana yatırım yapacaklar. Bu çalışmaları özel sektör bu alandan daha çok pay alsın. Türkiye de bu noktada kaybettiği zamanı ve maliyet unsurlarını tamamen azaltsın diye yapıyoruz."
Muhabir: Şahin Oktay,Kadir Yıldız
dikGAZETE.com