İstanbul
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Çağrı Yayla, bu yıl ramazan ayının tüm ülke ve dünyanın mücadele ettiği yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle önceki yıllara göre daha farklı olacağını anlattı.
Salgın döneminde, yüksek tansiyon tanısı olan hastaların Kovid-19 enfeksiyonu açısından normal bireylere göre daha riskli olarak kabul edildiğini, bu nedenle mümkün olduğunca evden dışarıya çıkılmaması yönünde öneride bulunulduğunu aktaran Yayla, hastalarının her yıl olduğu gibi ramazan ayında oruç tutup tutamayacakları konusunu merak ettiklerini söyledi.
Doç. Dr. Yayla, farklı ülkelerde orucun tansiyon hastaları üzerindeki etkilerine yönelik yapılan çalışmalara ilişkin bilgi vererek, şunları kaydetti:
"Tansiyon değerlerinin kontrol altında olması, ek hastalıkların olup olmaması ve kullanılan ilaç türleri hastanın oruç tutabilme açısından önemli belirleyicilerdir.
Önceki yıllara göre ramazan ayını bu yıl nispeten daha serin bir bahar döneminde geçireceğiz. Ancak bu dönemde dikkat edilmediği takdirde, oruç tutmak sağlık açısından bazı riskleri de beraberinde getirebiliyor.
Açlık, halsizlik, yorgunluk tansiyon değerlerinde dalgalanmalara neden olabilir. Özellikle, hipertansiyon hastalarının ritim bozukluğu, kalp damar hastalığı, kalp yetmezliği, şeker, böbrek hastalığı gibi durumunu daha kötü etkileyebilecek ek hastalığı varsa oruç tutması sonucu komplikasyon diye belirttiğimiz kötü olay riskleri daha da artacaktır.
Bu hastaların klinik durumlarına göre mümkünse oruç tutmaması ve kesinlikle uzman doktora danışıp birlikte karar vermesi yerinde olacaktır.
Bunun haricinde sadece hipertansiyon tanısı olup ek hastalığı olmayan ve az miktarda ilaçla tansiyon değerleri kontrol altında olan hastaların oruç tutabilmeleri açısından takip edildikleri uzman tarafından değerlendirilip, ortak karar vermeleri uygun olacaktır."
"Yüksek tansiyon hastalarında günlük tuz alımı 4 gramı geçmemeli"
Oruç tutabilecek olan yüksek tansiyon hastalarının normal bireylere göre daha fazla dikkat etmesi gereken bazı durumlar bulunduğunu ifade eden Yayla, tansiyon ilaçlarından bir kısmının idrar söktürücü ilaçlar olduğunu, bu ilaçların vücuttan sıvı atarak tansiyon kontrolünü sağladığını, hastalarda oruç ile birlikte sıvı kaybının daha fazla olabildiğini, kayıp yeterince yerine konulamazsa basit bir halsizlikten ciddi böbrek yetmezliğine kadar gidebilecek komplikasyon risklerinin bulunduğunu kaydetti.
Doç. Dr. Yayla, ayrıca yüksek tansiyon hastası olup oruç tutabileceğine karar verilmiş hastaların sabah ve akşam günde iki defa tansiyonlarını her iki koldan ve özellikle bilek bölgesi yerine üst koldan olacak şekilde ölçmelerinin uygun olacağını dile getirerek, "Yüksek tansiyon hastalarının iftarda az ve yavaş bir şekilde yemek yemeleri uygun olmaktadır.
Yemeğe bir çorba ya da tuz oranı az bir salata ile başlamaları yerinde olacaktır. Yüksek tansiyon hastalarında günlük tuz alımı 4 gramı geçmeyecek şekilde kısıtlanmalıdır." dedi.
Hastaların genellikle daha fazla meyve ve sebze yemeleri, doymuş yağ ve kolesterol alımlarını azaltmalarının tavsiye edildiğini belirten Yayla, şu bilgileri verdi:
"Öğünler, sahur ve iftarda iki ana öğün ile iftardan sonra 1-1,5 saat aralıklarla iki ara öğün şeklinde düzenlenmelidir. Hastalar mutlaka sahur yapmalıdır. Kalp yetersizliği olmayan yüksek tansiyon hastaları günde ortalama 2- 2,5 litre sıvı tüketmelidir.
Bununla birlikte enerji verirken sıvı ihtiyacını da karşılayacak ayran, taze sıkılmış meyve suları, sebze suları içmeye özen gösterilmelidir. Sosis, salam, sucuk, pastırma, turşu, tuzlu kraker ve bisküvi gibi tuzlu gıdalara yer vermeden tuz oranı az olan sebze, kurubaklagil ve protein ağırlıklı beslenmek uygun olacaktır.
Şerbetli ağır tatlılar yerine sütlü veya meyveli hafif tatlılar tercih edilerek haftada iki defayı geçmeyecek şekilde tüketilebilir. Börek ve kızartma türü gıdaları tüketmemek uygun olacaktır.
İftar yemeğinden sonra kısa mesafeli yürüyüşler yapmak sindirime yardımcı olması açısından yararlı olacaktır. Bu süreçte evden dışarı çıkmak riskli olacağından 30 dakika mümkünse evde bile olsa tempolu yürüyüş önerilmektedir."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com