ANTALYA - ABDULLAH ÇATLI-AYŞE YILDIZ
Toros Dağlarındaki yaylalarda kurdukları çadırlarda yaşayan Yörükler, geçim kaynağı keçilerini tören havasında kırkıyor.
Selçuklular döneminde Türkmen, Osmanlı döneminde ise Yörük olarak bilinen Toros dağlarındaki göçerler, zorlu yaşam şartlarına rağmen kültürlerini yaşatmaya çalışıyor.
Antalya'nın dağlık ve engebeli araziye sahip yaylalarında kurdukları çadırlarda yaşayan Yörükler, özenle besledikleri, her birine isim verdikleri keçilerini şölen havasında, türküler, maniler eşliğinde kırkıyor.
Keçi kırkımı için hayvanlar düzlük alana getiriliyor, ağaç direğe bayrak asılıyor. Obalardan gelen kırkımcı grubu, hayvanları iki ağacın arasına çekilen halatlara farklı iplerle bağlayarak, kırkıma başlıyor. Yörükler tören boyunca türkü ve mani söylemeyi de ihmal etmiyor.
Aşçı grubu da keçinin birini keserek, odun ateşinde büyük saclarda kavurma yapıyor. Şölen havasında geçen kırkımın ardından topluca yemek yeniyor.
Kırkım sonrasında kirmenle çevrilerek ip haline getirilen ve tezgahlarda elle dokunan keçi kılı da hediyelik eşya, çuval, çanta, halı, kilim ve dekoratif malzemenin yanı sıra kışın soğuktan yazın sıcaktan koruyan çadırların yapımında kullanılıyor.
"Keçi kılından ürünler el emeğiyle hazırlanır"
Manavgat ilçesine bağlı Gebece Mahallesi'nden Akseki'nin Kaklıktaş Yaylasına çıkan Yörüklerden 65 yaşındaki Duran Topaca, AA muhabirine yaptığı açıklamada, her yıl mayıs ayı sonlarında yaylalara çıktıklarını, atalarından kalan kıl keçisi yetiştirme geleneğini yaşatmaya çalıştıklarını söyledi.
Ailece hayvancılık yaptıklarını ifade eden Topaca, yaylada bir ay kadar otlatılan keçilerin temmuzun ortalarında kırkımının yapıldığını anlattı.
Keçi kırkmanın havyanın sağlığı açısından da önemli olduğunu belirten Topaca, keçi kılından yapılan ürünlerin el emeğiyle hazırlandığını vurguladı.
Yörüklerden Selli Topaca ise kıl kırkma işlemini söyledikleri türküler, maniler ve çeşitli etkinliklerle eğlenceli hale getirdiklerini bildirdi.
Kırkılan keçi kılının daha sonra kirmenle eğrilip ip haline getirildiğini aktaran Topaca, "Bu ipler yine el tezgahlarında dokunarak iplerden çeşitli desenlerde, boyutlarda halı kilim, çuval, heybe yapılır. Çadır bezi olarak da imal edilir. Çadır bezleri uygun ölçülerde kesilip çadır kurulur." dedi.
"Keçi kırkma işlemi, düğün gibi şölen havasında geçer"
Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ali Eroğlu da Yörükler üzerine beş yıldır bilimsel çalışma yürüttüğünü belirtti.
Yörüklerin en eğlenceli etkinliklerinin keçi kırkım törenleri olduğuna dikkati çeken Eroğlu, "Keçi kırkımında maniler, türküler okur, şakalar yapılır. Keçi kırkma düğün gibi şölen havasında geçer. Düz bir alan seçilir, 5-10 metre genişliğinde iki ağaç arasına halat gerilir. Halatların her birisine 8-10 tane keçi boynuzundan bağlanır. Bazı Yörükler de keçinin çene kılını tutarak kırkar." diye konuştu.
Kılın çuvallara konularak iç ve dış pazarda satıldığını ifade eden Eroğlu, ip haline getirilerek, desensiz dokunan çullardan çadır yapıldığını kaydetti.
Muhabir: Ayşe Yıldız, Abdullah Çatlı
Kaynak: AA
dikGAZETE.com