SAKARYA - İBRAHİM YOZOĞLU
Sakarya'da yaşayan 75 yaşındaki yorgan ustası Hasan Kar, 62 yıldır hayatını adadığı ve kitabını yazdığı yorgancılığın gelecek nesillere aktarılması için var gücüyle mücadele ediyor.
Mesleğinin inceliklerini kitaplara aktararak bu kültürel mirasın gelecek nesillerce devam ettirilmesini isteyen Hasan usta, hızına yetişemeyeceği teknolojiye karşı direniyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatçısı unvanına sahip usta, ömrü yettiğince çok sevdiği mesleğini sürdürmek istiyor.
Dükkanında oğlunun yanı sıra 40 yıldır yetiştirdiği kalfasıyla gece gündüz çalışan Hasan usta, el sanatlarının kaybolup gitmemesi için çağa uygun yeni modeller tasarlıyor. Yeni modellerini üç kitapta toplayarak yorgancılık sanatına kalıcı eser kazandırmanın hazzını yaşayan Hasan Kar, 62 yıl önce başladığı yorgancılığı kendi hazırladığı motifler ve el işçiliğiyle üretim yaparak sürdürüyor.
"Yorganı zamana uyduracaksınız, zaman yorgana uymaz"Hasan Kar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1957 yılında mesleğine başladığında çok sayıda yorgan ustasının olduğunu, teknolojik gelişmelere bağlı olarak sanatkarların ve işlerinin azaldığını söyledi.
Son yıllarda vatandaşlardan el işi yorgana talep gelmeye başladığını ancak istenilen yorganı yapabilecek sanatkarın neredeyse kalmadığını belirten Kar, "Bizim gibi çok yaşlılar kaldı onlar da benim gibi fazla çalışamıyor. Bundan dolayı endişeliyim. Yorgancılık sanatına çok emek verdim, bu meslekte benden çok iyi ustalar geldi geçti. Mücadele ediyoruz, bırakma niyetinde değilim." dedi.
Çırak bulamamaktan yakınan Hasan usta, çocukların bu tür zor meslekleri istemediğini dile getirdi.
Her meslekte olduğu gibi yorgancılıkta da zamana ayak uydurmanın gerekli olduğunu vurgulayan Kar, şöyle devam etti:
"Yorganı herkes diker önemli olan zamana uydurmak, yenilik yapmaktır. Yenilik yaparsanız, müşterinin göz ve kullanım zevkine hitap ederseniz beğenilirseniz sanatkar her zaman iş bulur. Teknolojiye hiçbir zaman karşı değilim. Teknolojisi olmayan ülkeler kalkınamaz ama hepsinin bir çizgisi var, sanatlara da yer verilmeli, korunmalı, eğitilmeli, çırak yetiştirilmeli, onların sosyal hakları korunması gerekiyor. Benim 40 yıllık kalfam iğne ucu, göz nuru, el emeğiyle asgari ücreti çıkaramıyor. Vatandaş da yorgan sanatkarını ve yorgancılık mesleğini hor görüyor. Halbuki hor görülmemeli çok kullanışlı, rahat, dinlendirici yorganlar yapmak gerekir. Ben bununla ilgili 15 yıldır mücadele ediyorum. Çok ağır model yorganlar bir hafta 15 gün uğraşıyor bir usta karşılığında aldığı 250 lira para. Bununla evinin kirasını veremez. Onun için yorgancılar hep mağdur."
Bülbül ile gül, güvercin sürüsü, Osmanlı lalesi, siyah lale gibi modelleri yorgana işlediğini, birçok modelin yorgana işlenmesinin günler hatta haftalar almasına rağmen müşterilerinin yorgan fiyatlarını yüksek bulduğunu vurgulayan Kar, "Yorganın fiyatı müşteriye çok geldi mi bize 'Aman usta kuş mu konduracaksın yorgana sanki.' diyor. Kuşu da kondurduk yorgana ama karşılığı yok. Yorgan dikmeyle bu meslek devam etmez, tasarımcı olacaksınız yorganı zamana uyduracaksınız, zaman yorgana uymaz." şeklinde konuştu.
“Kültürlü toplumlar her zaman kalkınmıştır”Kar, yorgancı kalfalarının yeterli parayı kazanamadığı için mesleği bıraktığını dile getirdi.
Bir ülkenin kalkınması için toplum kültürüne ihtiyacı olduğunu, kültürlü toplumların her zaman kalkındığını anlatan Kar, sanatkarların toplumları ayakta tuttuğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Bundan dolayı sanatçıların hakkının verilmesini ve iyi ustalara sahip çıkılması gerekiyor. 1985'te bir kitap, katalog yaptım. Baktım ki tasarladığım modelleri dikecek usta yok. Ankara'da, İstanbul'daki ustalar bana ulaşıp bu modelleri dikemediğini söyledi. Daha sonra bu modellerin kılavuzlarını da yaptım. O zaman biraz canlılık oldu. O zamana kadar Kültür ve Turizm Bakanlığı onaylı yorgan sanatçısı yoktu. Bunu söylemek istemiyorum ama bazen söylenmesi gerekiyor, bizim gibi sanatkar 100 sene de yetişir."
Kar, 1985'te dönemin Kültür ve Turizm Bakanından teşekkürname aldığını söyledi.
Doğanın bütün çiçeklerinden tasarım yaptığını ve bu birikimini kitaba aktardığını belirten Kar, birinci kitabı rağbet görünce iki kitap daha yazdığını anlattı.
Mesleğini çok sevdiğini ve ömrü yettiğince yorgancılığın sürdürülebilmesi için var gücüyle çalışmaya devam edeceğini vurgulayan Kar, sözlerini şöyle tamamladı:
"İnternet sitesinden de satışlarımı yapıyorum. Mesleğimi sevdiğim için buradayım. Rahatsızım, hastayım ama topluma faydalı olabilmek için mesleğimi geliştirdim. Çok emek verdim. Mesleğimiz Osmanlı mesleğidir. Bildiklerimi kitap haline getirdim. Devletin müzesinde bulunsun, gelecek nesillere örnek olsun, bu meslek güzel bir meslek kaybolmasın diye uğraştım. Dürüst çalıştım, dürüst çalışana Allah veriyor onun için mesleğimi çok seviyorum. Mesleğimiz Türk toplumuna ve bütün insanlığa lazımdır."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com