Partisinin Giresun İl Danışma Toplantısına katılan Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, burada yaptığı konuşmada gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
“Millet olarak bugünlerde topyekûn verdiğimiz mücadele Türkiye’nin son 30-35 yılda karşı karşıya kaldığı bildiğimiz o klasik terör hadisesinin çok ötesinde daha küreseldir. çok daha büyük boyutludur” diyen Canikli, “Bir arkadaşımız yaşadığımız süreci yeniden istiklal mücadelesi olarak tanımlıyor, ben de katılıyorum bu tanımlamaya, gerçekten yineden istiklal mücadelesi. Şu anda terör örgütü ve onu destekleyenlerin o bölgede ciddi anlamda güç kaybettiğini hep birlikte şahit oluyoruz, görüyoruz, yaşıyoruz. Bunun da kalıcı hale gelmesi için hükümet olarak devlet olarak alınması gereken hangi karar atılması gereken hangi adım varsa şu anda onlarla meşgulüz onların sonuçlandırılması için gereğini yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
VATANDAŞLARIN ZARARI TAZMİN EDİLMEYE BAŞLANDI
Terör örgütünün hendek siyaseti sonucunda o bölgede ciddi anlamda tahribat meydana geldiğini hatırlatan Canikli, “Tahribatın tamamen ortadan kaldırılması vatandaşlarımızın uğradıkları zararın tamamının ödenmesi karar alınmıştır ve bununla ilgili de çalışmalar başlamış somut olarak adımlar atılmıştır. Örnek olarak vatandaşlarımızın uğradıkları kayıplardan bir tanesi olan eşyalarını telafi etmek amacıyla eşya paraları şu anda ödenmeye başlanmıştır. Konutları ağır hasar uğrayan vatandaşlarımıza da o değerde mutlaka ya bir konut vereceğiz ya bir konut yapacağız ya da parasını vereceğiz. En ufak bir zarara uğramayacak en ufak bir kayıp söz konusu olmayacak. Devletimizi o bölgedeki vatandaşlarımızın uğradığı zararları tamamını tazmin edecek çünkü o insanlar bizim insanlarımız” dedi.
İNGİLTERENİN KARARI DOMİNO ETKİSİ YAPACAKTIR
İngiltere’nin birlikten ayrılması birçok ülkeyi tetikleyerek adeta domino etkisi oluşturacağını vurgulayan Canikli, “Hep birlikte göreceğiz önümüzdeki dönemlerde. Tabii bunun birçok nedeni var ama önemli nedenlerinden bir tanesi de Avrupa ülkeleri arasında tarihten gelen derin köklü rekabet olgusudur. Bunu yok sayamazsınız. Zaman zaman küllenebilir görülmez olabilir ama bu hiç bir zaman ortadan kalkmaz kalkmadı da. Aslında detaya inildiğinde İngiltere’nin Avrupa Birliğinden ayrılmasında bu tarihi rekabetin izlerini de belli ölçüde görmek mümkün. Ciddi sıkıntılı bir süreç yaşanıyor 1500 kilometre sınırımız olan iki ülkede çok uzun yıllardan beri bir iç savaş hali söz konusu. Suriye ve Irak’ta. Bu ülkelerle çok büyük ekonomik ilişkilerimiz var Irak’a savaştan önce 25 milyar dolarlık mal satıyorduk ve en karlı ticareti Irak’la yaptık yarıdan daha az bir noktaya geldi Suriye ile neredeyse bitme noktasına geldi. Rusya ile bir kriz yaşadık yaşıyoruz şu anda maalesef talihsiz bir olay oldu elbette aşmaya çalışıyoruz tekrar eski normalleşme sürecine girmesini sağlamaya çalışıyoruz ama şu anda bir sıkıntı yaşanıyor. Ayrıca doğu ve Güneydoğuda tarihin en büyük ahlaksız saldırısıyla karşı karşıyayız onun mücadelesini veriyoruz. Tüm bunların birlikte yaşandığı bir dönemde bir ortamda ekonomimiz büyümeye hem de yüksek oranda büyümeye devam ediyor” şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu’nun ‘Türkiye kötü yönetiliyor’ söylemine sert çıkan Canikli, “Sayın Kılıçdaroğlu Allah aşkına yani sen hiç kötü yönetilen bir ülke görmedin herhalde ya da kötü yönetilen dönemlere şahit olmadın ya da hatırlamıyorsun herhalde hafızanın o kısmı gitti. 15 yıl öncesine bir git 20 yıl öncesine bir git 2008 - 2009 krizinde başka ülkelere bak” diye konuştu.
YATIRIMIM VE ÜRETİMİN EN BÜYÜK ENGELİ YÜKSEK FAİZ
Yatırım üretimin önündeki en büyük engellerden bir tanesi yüksek faiz olduğunu vurgulayan Canikli, “Türkiye olarak mutlaka yüksek faizden kurtulmamız gerekiyor. Gerçek anlamda atılımı yapabilmemiz için büyümeyi sağlayabilmemiz için üretime istediğimiz noktaya getirebilmemiz için faizleri aşağıya çekmemiz gerekiyor. Merkez bankası son derece yerinde kararlarla peş peşe faiz oranlarında düşüşler gerçekleştiriyor fakat bu düşüşler kredi faizlerine maalesef yansımıyor belli oranlarda yansıyor. Daha düşük oranda yansımıyor. Bunu kabul edilmesi mümkün değil, bankacılık sektörünün finans sektörünün merkez bankasının faizlerin deki bu indirimini üretime ve reel sektöre yansıtacak şekilde mutlaka faiz oranlarının indirilmesiyle sonuçlandırmalıdır. Finans sektörü bankacılık sektörü bir amaç değildir araçtır. Neyin aracıdır üretime reel sektöre ucuz makul finansman desteği ve kaynak sağladığı ölçüde önemlidir ve esas amaç budur” dedi.
dikGAZETE.com