Trabzon'un Maçka ilçesi kırsalında, 11 Ağustos 2017'de bölücü terör örgütü mensuplarıyla sağlanan sıcak temas sırasında şehit düşen Eren Bülbül'ün ailesinin acısı, ilk günkü tazeliğini koruyor.
Anne Ayşe Bülbül, oğlu şehit Eren Bülbül'ün Köprüyanı Mahallesi'ndeki kabrini her gün ziyaret ediyor. Oğlu için dua eden anne Bülbül, mezarların bakımını yapıp çiçekleri de suluyor.
Ayşe Bülbül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, oğlu Eren'in çok çalışkan bir çocuk olduğunu söyledi.
Eren'in 12 kardeşi daha olduğunu belirten anne Bülbül, "Beş erkek kardeştiler. Beş erkeğin en çalışkanı da Eren'di. Bir saat yerinde durmazdı, para kazanmayı, çalışmayı o kadar severdi ki kıpır kıpır bir çocuktu." ifadelerini kullandı.
Bülbül, acısının hala ilk günkü tazeliğini koruduğunu belirterek, "Acım çok büyük ve asla hafiflemez. Eren şehit oldu, oradan yüreğime biraz su serpiliyor ama ben Eren'i yokluk zamanda, yokluklar içinde kaybettim. Bu acı, bu hüzünler bitmez. İkinci yıl oldu ben hala Eren gelecek diye bekliyorum." dedi.
Sürekli oğlunun mezarı başına gittiğini ifade eden Bülbül, "Eren ile karşılaşacağım gibi gidiyorum ama bakıyorum kimse yok. Nereye gitsem Eren'in acısıylayım. Yatıyorum, kalkıyorum Eren. Eren devamlı benim önümde, arkamda, yanımda. Ben öyle yaşıyorum. Yatarken bile onunla konuşuyorum." diye konuştu.
Bülbül, her kesimden insanın, acısını paylaştığını vurgulayarak, şunları söyledi:
"Allah razı olsun devletimizden, milletimizden, Cumhurbaşkanımızdan. Yavrum unutulmadığı, her gün anıldığı için herkese teşekkür ederim. Ondan gurur duyuyorum ama acım da çok büyük. Eren'in katilleri öldürüldü diye insanın yüreğine su serpiliyor ama Eren'in vurulduğu yer yanımda, mezarı önümde, çok büyük bir acı. Herkes çekip gidiyor ama ben yine aynı acımla yine aynı yerimde bekliyorum."
"Bizim için o acı bir gün önce neyse, hep de öyle kalacak"Şehit Bülbül'ün ablası Gizem Bülbül de kardeşi Eren'in acısını hala ilk günkü gibi hissettiklerini dile getirdi.
Kardeşinin çok cesaretli ve vatansever bir çocuk olduğuna işaret eden Bülbül, "Eren'in iki lafından biri 'Ben şehit olacağım' idi. Eren hep 'Ben askere doğuya gideceğim, şehit olacağım' derdi. Hep vatan sevgisi vardı. Durduğumuz yer ormanın içiydi. Oradan kalkar, gece yarısı camiye iner, abdestini alır, hiç korkmazdı. İçinde nasıl bir cesaret varsa çok değişik bir insandı." dedi.
Bülbül, kardeşi Eren ile doğum günlerinin aynı gün olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Eren öldükten sonra doğum günü nedir, bilmiyorum. Kutlasalar bile benim kalbim hep buruk oluyor. Eren'siz tam iki sene oluyor. Her adımımızda nereye gidersek gidelim, o bizimle. Eren bizim içimizde hep yaşıyor, hep var ama bizim yanımızda olmadığı için yokluğunu çok hissediyor, üzülüyoruz. Evet, şehitlik çok güzel bir mertebe, şehit ailesi, şehit kardeşi, şehit annesi olmak güzel bir şey ama o acıyı anlatmaya da kelimeler yetmez."
Annesinin bu acıyı daha da fazla hissettiğini aktaran Bülbül, "Annem hep gözlerini bizden kaçırır, bizim yanımızda ağlamaz. Hep bizden uzaklaşır. Biz arada yine güleriz ama annem asla gülmez. Biz yine bir yere gidiyoruz, okullara gidince kafamızı dağıtıyoruz ama annem o evin içinde, o kapıdan çıkıyor mezarlık, eve giriyor evin içindeki anılarımız. O acı değişmez. Bizim için o acı şimdi neyse, bir gün önce neyse, hep de öyle kalacak." diye konuştu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com