İstanbul
Uluslararası Yatırımcılar Derneği'den (YASED) yapılan açıklamaya göre, Uluslararası Yatırım Zirvesi devam ediyor.
İlk gününde özellikle kamu tarafının güçlü mesajlar ve Türkiye'nin gelecek dönemdeki yol haritasına dair önemli ipuçları verdiği zirvenin ikinci gününde, pandemi sonrası dönemde Türkiye için en büyük fırsat kapılarından biri olan küresel tedarik zincirleri konusu ele alındı.
Açıklamada, zirvenin ikinci gününde yaptığı açılış konuşmasına yer verilen Bosch Türkiye ve Orta Doğu Başkanı Steven Young, yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) önemli bir dönüm noktası ve oldukça önemli bir kilometre taşı olduğunu, bu nedenle YASED'in çok önemli bir inisiyatif olan "güvenli liman" projesini başlattığını aktardı.
Young, şunları kaydetti:
"Bu proje; Türkiye'nin küresel tedarik zincirleri içinde iyi bir konuma sahip olduğunu, Kovid-19'un etkileri ve sonrasındaki fırsatları hesaba katarak Türkiye için yeni bir değer hikayesi ortaya koyuyor.
Şirketler, iş modellerini özellikle küresel tedarik zincirleri noktasında güncellemeye ve revize etmeye başladılar. Temel olarak küreselleşmenin, küresel tedarik zincirleri bağlamında giderek bölgeselleşmeye ve yerelleşmeyle paralel ilerleyeceğini söylemek mümkün.
Bu bağlamda dünyayı 5 bölgeye ayırmak mümkün; AB ve Orta Doğu, Kuzey Amerika ve Latin Amerika, Çin ve ASEAN ülkeleri Hindistan ve Afrika. Küresel tedarik zincirlerinin bu bölgelerdeki pazarların ihtiyacına uygun şekilde işlediğini söyleyebiliriz.
Türkiye Gümrük Birliği'nin bir parçası. Türkiye'nin coğrafi olarak konumu çok iyi. Türkiye, bölgelerdeki çevre ülkeleri ile bir dizi serbest ticaret anlaşmasına imza atmış durumda. Geleneksel olarak Türkiye hem araç imalatı hem orijinal ekipman imalatı açısından güçlü bir altyapıya sahip.
AB'nin katma değer zincirinin ayrılmaz bir parçası. Eğer bir yatırımcı sıfırdan bir yatırım fırsatı arıyorsa, gerek emek gerek iş modelleri gerekse ham madde kaynakları açısından Türkiye kuvvetli bir temele sahip. Küresel tedarik zincirlerinde Türkiye'nin konumunu düşünürsek geleceği parlak."
"Türkiye merkezli ticaret ve ekonomi platformu kurulabilir"
Tedarik zincirleri ve teknoloji konularında Stratejist-Yazar Wolfgang Lehmacher ise ülkelerin asıl yatırım yapması gereken konunun virüs ile nasıl yaşanacağını öğrenmek olduğunu belirtti.
Lehmacher, "Bu virüs bir süre daha aramızda kalacakmış gibi görünüyor. Sürekli kapanmaya başvurursak hem toplumsal hem de ekonomik sağlığımıza zarar verebileceğini düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
Bazı endüstrilerin piyasaya daha da yakınlaştığı bir döneme girildiğini aktaran Lehmacher, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu gelişme Türkiye için birtakım fırsatlar doğuracak. Türkiye Gümrük Birliği'nin bir parçası. Son 10 yılda tedarik zincirleri çok daha bölgesel ve yerel bir karakter almaya başladı. Bunun nedeni teknoloji, robotlar, nesnelerin interneti, yapay zeka gibi bir dizi gelişme...
Doğu artık kendi ihtiyacı için üretim yapıyor. Bu da Türkiye'nin stratejik pozisyonunu daha da önemli hale getiriyor. Türkiye, Avrupa ile Asya ve Afrika ile Rusya arasında stratejik bir pozisyonda. Belki Türkiye merkezli ticaret ve ekonomi platformu, bu tür piyasa oluşturma şansı bile olabilir."
"Türkiye'nin tedarik zincirlerinde yakınlığı öne çıkıyor"
Açılış konuşmasının ardından gerçekleştirilen panelin moderatörlüğünü "Küresel Tedarik Zincirleri Ekosistemi" kitabının yazarı Mark Millar yaptı.
P&G Global Bebek Bakım Kategorisi Tedarikinden Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Can Akçadağ, panelde yaptığı konuşmada, gelişmiş üretim ve tedarik zinciri yeteneklerine, yüksek kalite standartlarına sahip güçlü KOBİ'lerin, küresel değer zincirlerine sürdürülebilir bir şekilde katılmanın anahtarı olduğunu vurguladı.
Akçadağ, "Pek çok durumda, güçlü üretim ve tedarik zinciri bilgi birikimine sahip çok uluslu şirketlerin yüksek kalite ve hizmet standartları ve beklentileri, güçlü KOBİ'lerin gelişiminde kilit rol oynamaktadır.
Örneğin, P&G'nin 33 yılı aşkın deneyimi ve Türkiye'deki sürdürülebilir yatırımı, ham ve ambalaj malzemeleri üreten veya dünya standartlarında hizmet geliştiren yerli KOBİ'lerini kapsayan, teşvik edici bir ekosistem yarattı.
Bu dönüştürücü etkiyle P&G, global tedarik zincirine dahil ettiği yerli KOBİ'lere 175 milyon dolar ihracat imkanı ve istihdam sağlıyor." ifadelerini kullandı.
DFDS Üst Yöneticisi (CEO) Torben Carlsen da "Kovid-19 salgınının başlangıcından bu yana hepimizin şirketlerimizi bu duruma en iyi nasıl uyarlayabileceğimizi kendine sorduğunu düşünüyorum.
Bunun yanında ABD ile Çin arasında olduğu gibi, küresel ticarette bazı sorunlar görüyoruz. Dolayısıyla Doğu Avrupa ve Kuzey Afrika ülkeleri ile Portekiz ve Türkiye'nin, Avrupa'nın sanayileşmiş bölgelerine yakın olmalarının faydasını göreceğini düşünüyoruz.
2018 yılında Türkiye'ye yatırım yaparken Türkiye'nin ülke büyümesi ve nitelikli iş gücü yönünden önemli bir ekonomik oyuncu olacağını düşünüyorduk ve bugünkü gelişmeler de bunu doğrular nitelikte." değerlendirmesinde bulundu.
SAP Güney EMEA (Avrupa, Ortadoğu ve Afrika) Başkan Yardımcısı Marc Nolla ise pandemiden önce şirketlerin, daha müşteri odaklı bir tedarik zinciri yaratmayı, görünürlük için uçtan uca tek merkezli bir veri yönetimi yapmayı ve nesnelerin interneti ile değişimlere kolay adapte olmayı sağlayan teknolojilere odaklandığını ancak pandemiyle bunlara ek olarak üç yeni zorluğun ortaya çıktığını kaydetti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com