İSTANBUL - Andaç Hongur
Bir sigorta şirketinde 18 yıl yatırım uzmanlığı yaptıktan sonra emekliye ayrılan Tomris Çilingir, tamamen yerli ve katkısız hammadde kullanarak geleneksel İtalyan pizza hamuru üretiyor.
Çilingir, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, kızı 3 yaşına gelip kreşe başladıktan sonra çalışmayı sevdiği için bir iş yapmak istediğini ve Fransa'da pizza restoranı olan bir arkadaşının "pizza hamuru yapması" önerisini değerlendirdiğini söyledi.
KOSGEB'in programına katılarak sertifika aldığını dile getiren Çilingir, şunları anlattı:
"Türkiye'de olmayan bir şeyi araştırıyordum. Pizzayı da çocuklar çok seviyor ama 'İçinde katkı maddesi olmasın.' istedik. Sertifikamı aldıktan sonra eşimle Fransa'ya gittik ve hamur yapımını öğrendik. Döndükten sonra biraz araştırdık, işlerimiz de rast gitti, evimize yakın bir yerde 2015'te bir imalathane açtık. Fransa'da pizza hamuru için İtalyan unu kullanılıyordu ama biz Türkiye'de üretilen, katkı maddesiz un ve yerli hammadde ile geleneksel İtalyan pizza hamuru üretmeye başladık ve Mia D'oro markamızı oluşturduk. Bir tane ama iyi bir şey yapmak istiyordum, onu da becerebildik. Kolay bir iş değilmiş, çok da büyük düşünmemiştik ama büyüdük."
"Online satış yapıyoruz"
Çilingir, başlangıçta hamurun tutması ve hızlı açılması konusunda hayal kırıklığına uğradığı zamanlar olduğunu ancak suları deneyerek, hamurun kıvamını tutturduklarını söyledi.
Üretim sürecine ilişkin bilgi veren Çilingir, hamurun karma makinesinde hazırlanıp, beze haline getirildiğini, 24 saat buzdolabında bekletildiğini ve ertesi gün açılıp pişirilerek vakumlandığını belirterek, 6 ay derin dondurucuda da tutulabilen hamurların çalıştıkları okul, kafe ve restoranlara dağıtıldığını kaydetti.
Tomris Çilingir, başlangıçta tanıdıkları, arkadaşları aracılığıyla çalıştıklarını ifade ederek, şu anda İstanbul'da otel, restoran, kafe, okul ve kreşlerin yanı sıra şehirler arası müşterilerinin olduğunu, internet siteleri üzerinden isteyen herkesin pizza hamuru satın alabildiğini bildirdi.
"İşe geri dönmeyi hiç istemedim"
Üretim yapmaktan memnuniyet duyduğuna işaret eden Çilingir, şunları anlattı:
"İnsan iş gücünü kendi işine harcadığı zaman farklı bir zevk alıyor. Sigorta sektöründe çalışırken çok faydalı olduğumu hissetmiyordum, oturduğum yerde çalışıyordum ve fiziksel arızalarım oluştu. Girişimci olduğumu çok bilmiyordum ama arkadaşlarım bana 'Sen başka bir şey yapmalısın.' diyordu. İşten ayrılacağım aklıma gelmezdi. O da kızım sayesinde oldu, o beni kurtardı. Çocuklar için bir şey yapılması gerektiğini çocuklarım olduktan sonra anladım, daha sağlıklı olsunlar, daha iyi eğitilsinler istedim. Çocukları çok sevdiğimi, onlar için bir şey yapabileceğimi düşünmezdim. Ama bu duygu itici güç oldu. Şimdi yaptığım iş zor, çok iş gücü gerektiriyor, hatta daha fazla çalışıyorum ama kendi istediğimiz zaman çalışıyoruz, gece de olsa kendi irademizle geliyoruz. Çok çalışıyoruz ama bittiği zaman zevk alıyoruz. Ticaret hem zor hem de zevkli. İşe geri dönmeyi hiç istemedim, o işi unuttuğumu düşünüyorum."
Çilingir, ikinci çocuğu dünyaya geldikten sonra yaşamlarını değiştirdiklerini, eşinin de işten ayrılmasıyla kendi işlerine sarıldıklarını dile getirdi.
Tomris Çilingir, kendi işini yapmak isteyenlere cesaretli olmalarını önerirken, "İnsanı güçsüz hale getiren hazır maaş almak ve 'Geleceğim ne olacak?' diye düşünmek. Düşüneceğimize çalışırsak, başarabiliriz. Daha çok çalışmaya niyet etmek, inanmak, çalışmak ve cesaret lazım. Ben 'Bu işe başlayayım mı?' diye düşünürken iş daha önce gitti. 'KOSGEB'e başvurayım mı?' derken hemen girdim eğitim aldım. Onlara projemi anlattım, Fransa'ya gitmem gerektiği için 3 gün önceden sınav oldu ve Fransa'ya gidebildim. Eğer doğru bir işse, insana yardımcılar geliyor." diye konuştu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com