Ankara
Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İsmet Koç, AA muhabirine, Türkiye'nin, Batı Avrupa'nın da karşılaştığı demografik dönüşüm deneyimini yaşadığını söyledi.
Batı Avrupa'nın bu dönüşümü 100-150 yılda yaşadığına işaret eden Koç, Türkiye'nin ise 60 yıl gibi çok daha kısa dönemde bunu deneyimlediğini ifade etti.
Koç, Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 2023'te nüfusun yüzde 10,2'sinin 65 yaş ve üstü olduğuna dikkati çekerek, yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranının Cumhuriyet tarihinde ilk kez geçen yıl çift haneye çıktığını dile getirdi.
65 yaş ve üzeri nüfusun 8 milyon 722 bin 806 kişi olarak açıklandığını belirten Koç, geçen yıl yaşlı nüfusun 3 milyon 880 bin 356'sının erkek, 4 milyon 842 bin 450'sinin kadın olduğunu söyledi.
"2050'ye kadar yaşlı nüfusumuzun yüzde 15'i aşması bekleniyor"
Ortalama yaşlı nüfus yaşının 71'e çıktığı bilgisini veren Koç, "2050'ye kadar yaşlı nüfusumuzun yüzde 15'i aşması bekleniyor. Bu, nüfusun yaşlanması demek. Ortanca yaşımız da 33'e yükseldi. Bu, ülkemizin iyiden iyiye yaşlanma sürecine girdiğini gösteriyor. Türkiye'yi artık genç bir nüfus olarak kabul etmek mümkün değil." diye konuştu.
Yaşlıların büyük çoğunluğunun kırsal alanlarda yaşamasına karşın kentlerde de 65 yaş üstü nüfusta artış gözlendiğini belirten Koç, Türkiye'nin bir taraftan yaşlanırken diğer yandan da kentlerde yoğunlaşan nüfusa sahip olduğunu dile getirdi.
"Kurumsal ve evde bakım hizmetleri güçlendirilmeli"
Koç, "Kırsal alanlarda yaşlı nüfus yüzde 13'e kadar çıkıyor. Kentlerde bu oran yüzde 9 civarında ama orada da ciddi artış var. Ayrıca, kentsel alanlarda yaşayan yaşlılar giderek yalnızlaşıyor. Kırsal alanlarda da benzer süreç var ama oradaki dayanışma ağları bunu çözüyor." ifadesini kullandı.
Özellikle kentlerde kurumsal ve evde bakım hizmetlerinin güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Koç, nüfusun yaşlanmasına karşı tedbirler alınması gerektiğini söyledi. Koç, evli çiftlerin 2 çocuk normundan çıkıp bir çocuk normuna geçtiğine dikkati çekerek şöyle konuştu:
"Türkiye, yaşlanma sürecinin başında olduğu için çok dezavantajlı değil. Öngörümüze göre yaşlanma ve doğurganlığın düşmesiyle birlikte 2040-2050 yıllarından sonra çalışma çağındaki nüfus azalmaya başlayacak, iş gücümüz de yaşlanacak. Bu da ekonomik olarak ciddi dezavantaj getirecek."
"Kadınların daha fazla iş gücüne katılımı sağlanmalı"
Avrupa'nın yurt dışından iş gücü transfer ederek istihdam açığını kapatmaya çalıştığını hatırlatan Koç, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin önünde kadın istihdamı fırsatı var. Yabancı işçi transferi yerine kadınların iş gücüne dahil edilmesiyle bu açığın orta vadede kapatılabileceğini öngörüyoruz. Çünkü kadınların yüzde 30'dan fazlası istihdamda yer alıyor. Batı Avrupa'da bu oran yüzde 70 civarında. Kadınların daha fazla iş gücüne katılması sağlanabilirse Türkiye orta vadede önemli bir iş gücü açığı yaşamaz."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com