Program kapsamında Muğla'ya gelen yabancı öğrenciler, turistik merkezleri, tarihi ve kültürel alanları gezdi. Öğrenciler, kültür, tarih ve doğa turizminin önemli merkezlerinden Muğla'da ebru sanatı, seramik boyama, halk oyunları ve toprak çömlek yapımı kurslarına katılarak gözetmenler eşliğinde kendilerine verilen görevleri yerine getirdi.
"Yaşam için sanat projesi" ile sanat ve sanatın alt dallarını tanıyan öğrenciler, Muğla'da misafir oldukları öğrencilerin evlerinde kalarak kentin, yemek, giyim, eğlence kültürünü de yakından tanıma fırsatı buldu.
Yabancı öğrenciler, hayran kaldıkları bölgeden ülkelerine gönüllü turizm elçisi olarak döndü.
Projenin Türkiye ortağı Şehit İbrahim Karaoğlanoğlu Ortaokulu'nun İngilizce öğretmeni Seval Gegez, Erasmus Plus projesinin geçen yıl başladığını ve 2 yıl süreceğini ifade etti.
"Yaşam için sanat" programında öğrenci ve öğretmen hareketliliğini içeren projenin Türkiye'de Muğla ayağını yürüttüklerini belirten Gegez, "Letonya, Litvanya, Polonya ve Portekiz’den gelen öğrenci ve öğretmenleri evlerimizde misafir ettik. Biz onlara Türk kültürünü en iyi şekilde tanıttık. Türk kültürünü en iyi şekilde yansıtan ebru sanatı, seramik boyama, halk oyunları ve toprak çömlek yapımını öğrettik." dedi.
Öğrencilerinin bu kapsamda misafir öğrencilerle iletişimde bulunarak yabancı dillerini geliştirdiğine vurgu yapan Gegez, böylece yeni dostluklar edinilerek kültürlerin karşılaştırılması fırsatı yakalandığını kaydetti.
Amaçlarının Türk ve yabancı ülke kültürlerini harmanlamak olduğuna işaret eden Gegez, projede bunu başardıklarını ifade etti.
"Yemeklere bayıldım"Polonya'dan gelen öğrencilerden Amelka Pieniozek, Muğla'da yanında kaldığı ailenin çok iyi ve yardımsever olduğunu anlatarak, Türk kültürüne de hayran kaldığını söyledi.
Muğla'da özellikle yemekleri çok beğendiğini vurgulayan Pieniozek, "Her şey harikaydı. Burada olmak benim için mutluluk vericiydi. Türk yemekleri çok hoşuma gitti. Ülkeme döndüğümde bunları anlatacağım ve ilk fırsatta ailemle tatil için Türkiye'ye tekrar geleceğim." diye konuştu.
"Türk insanı çok misafirperver"Portekiz'den gelen Joun Gomçauves de Muğla'nın doğasına, ormanlarına ve kültürel değerlerine hayran kaldığını ifade etti.
Konuk oldukları ev sahiplerinin çok iyi olduğunu ve Muğla'da çok iyi dostlar edindiğini anlatan Gomçauves, şunları dile getirdi:
"Burada kaldığımız sürede Türk kültürünü öğrendim ve çok hoşuma gitti. Özellikle ormanlarla kaplı dağlara bayıldım. Yaşadığım Portekiz'de bu şekilde dağlarımız yok. Türkiye'ye ilk defa geliyorum. Hayallerimin de ötesinde bir ülke. En çok sevdiğim şey de Türk insanı gerçekten çok misafirperver ve çok cana yakın."
Goun Gomçauves, Muğla'ya tatil için ailesiyle bir kez daha gelmek istediğini söyledi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com