Venezuela'daki darbe girişimine yönelik son gelişmeleri değerlendiren uzmanlar, ABD'nin askeri müdahale seçeneğinin zayıf bir ihtimal olduğunu ancak Venezuela'ya yönelik baskı ve ambargo siyasetinin devam edeceğini belirtti.
Venezuela'daki süreçle ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Latin Amerika uzmanı Hüsamettin Aslan, "ABD, Venezuela'ya yönelik darbe girişimini, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'yu destekleyen halkın ve ordunun tavrını ölçmek için yapmıştır." değerlendirmesinde bulundu.
Darbeye karşı ilk açıklamaların Savunma Bakanlığından, eski ordu mensubu ve eski Meclis Başkanı Diosdado Cabello'dan geldiğine dikkati çeken Aslan, "İdeolojik anlamda sağlam bir duruş sergilense de Maduro, toplumsal desteğini her geçen gün yitiriyor." dedi.
Maduro'nun geleceğinin sadece muhalifler değil, kendi taraftarları tarafından da tartışılmaya başlandığını söyleyen Aslan, Maduro'nun 21'inci darbe girişimini de atlattığını ancak bunun, krizin bittiği anlamına gelmediğini belirtti.
Venezuela'nın geleceğiyle ilgili dört senaryo yazılabileceğine dikkati çeken Aslan, bunları şöyle sıraladı:
"Birincisi, Maduro'nun görevini 2025 yılına kadar sürdürmesi. İkincisi, Ulusal Meclis Başkanı Juan Guaido'nun ve muhaliflerin silahlı silahsız veya para karşılığında istihbaratçı ya da askerleri kendi safına çekerek yönetimi devralması. Üçüncüsü, Venezuela Silahlı Kuvvetlerinin bir askeri darbe yaparak Guaido-Maduro tercihinden kurtulması. Son olarak da Sosyalist Partinin içerisinden bir figürün Maduro'nun yerini alarak yumuşak bir geçişin sağlanmasıdır."
"ABD Latin NATO'su oluşturabilir"Aslan, Washington yönetiminin, menfaatleri garanti altına alındığı sürece yöneticilerin solcu, sağcı, demokrat, diktatör veya asker olmasına önem vermeyeceğini belirtti
ABD'nin Brezilya ve Kolombiya ordularını Venezuela'ya müdahale etmek amacıyla kullanarak "Latin NATO'su" oluşturabileceği yorumunu yapan Aslan, "Washington, Orta Doğu ve Afrika'da yaptığı gibi silahlı kolektif bir güç oluşturabilir." dedi.
"Darbe teşebbüsü Maduro'yu Rusya'nın kucağına itti"Uluslararası İlişkiler uzmanı Doç. Dr. Mehmet Özkan da darbenin engellenmesine rağmen Maduro'nun bu süreçten gücünü kaybederek çıktığını söyledi.
ABD'nin desteklediği darbe girişimine Özel Kuvvetler Komutanının destek verdiğini anımsatan Özkan, "Bu, Maduro'nun ordunun tam desteğine sahip olmadığının göstergesidir. Bundan sonra Rusya'nın desteğine daha fazla ihtiyaç duyan bir Maduro var. Bu darbe teşebbüsü Maduro'ya zaman kazandırdı ancak Rusya'nın kucağına daha fazla itti. Maduro, 30 Nisan'a göre bugün daha zayıf." diye konuştu.
"Venezuela'daki kriz her geçen gün daha da derinleşiyor"ABD'nin yakın coğrafyasında Suriye ve Libya benzeri bir ülke istememesi nedeniyle askeri müdahalede bulunmayacağını belirten Özkan, ancak mecbur kalması durumunda sınırlı müdahalede bulunabileceğini kaydetti.
Özkan, "ABD, Maduro hükümetini devirmek için her türlü ekonomik ve siyasi baskı mekanizmalarını artıracaktır. Venezuela'daki kriz her geçen gün daha da derinleşiyor." ifadesini kullandı.
"ABD'nin Maduro’ya karşı kullanabileceği araçlardan biri bertaraf edildi"İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümünde Dr. Öğr. Üyesi Veysel Kurt ise askeri darbe girişiminin başarısız olmasının Maduro'nun elini güçlendirdiği yorumunda bulundu.
Venezuela'da olası bir iktidar değişimi için ordu içerisinden Maduro'ya yönelik kullanılabilecek en önemli unsurlardan askeri darbe girişiminin bertaraf edildiğine dikkati çeken Kurt, "Bundan sonra ordu içinden herhangi bir fraksiyonun darbe girişimine kalkışması oldukça zordur." diye konuştu.
Kurt, ABD'nin doğrudan kendi gücünü kullanarak aktif müdahaleden kaçınan bir politika izlediğini kaydederek, ABD'nin Venezuela'ya doğrudan müdahale etmesinin kolay olmadığını dile getirdi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com