İSTANBUL (AA) - MUSAB TURAN - Medicana Bahçelievler Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Fikret Hacıosman, toplumda sıkça görülmeye başlanan uyku sorunlarına ilişkin, "Eğer insanlar en az 3 ay boyunca haftada en az 3 kez uykuya dalmakta zorlanıyorsa ve dikkat, odaklanma, hafıza gibi işlevlerde zayıflama görülmeye başlandıysa bir psikiyatri hekimine tedavi için başvurulması gerekir." dedi.
Hacıosman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uykuya dalmakta veya gece uykusunu bölünmeden sürdürmekte sorun yaşama durumuna "insomnia" denildiğini hatırlatarak, uyku bozukluklarının bir alt türü olan insomnianın, dünya nüfusunun üçte birinde görülen ve fazlasıyla yaygın bir bozukluk olduğunu söyledi.
Hacıosman, insanlarda uyku sorunlarına yol açan sebepleri şöyle sıraladı:
"Uyku düzeni stres, sevilen bir insanın ölümü, fiziksel hastalıklar, özel hayatta yaşanan sorunlar, yaşanan travmalar, maddi veya manevi kayıplar sebebiyle bozulabilse de olağandan uzun süren uyku düzensizliğinin sebebinin uyku bozukluğu olabileceği akılda tutulmalıdır. Eğer insanlar en az 3 ay boyunca haftada en az 3 kez uykuya dalmakta zorlanıyor, uzun süre uyanık kalıyor ya da çok erken saatlerde uyanıyorsa, söz konusu düzensiz uyku insanların gün içinde yorgun, halsiz, sinirli, gergin olmasına sebep oluyor ve dikkat, odaklanma, hafıza gibi işlevlerde zayıflama görülmeye başlandıysa bir psikiyatri hekimine tedavi için başvurulması gerekir."
- "Yeme-içme alışkanlıkları uyku düzenini etkiliyor"
Kişisel ve çevresel etkenlerin yanı sıra fiziki şartlar ve yeme-içme alışkanlıklarının da uyku düzeninde bozulmalara sebep olabileceğini vurgulayan Hacıosman, "Yan etkisi uyku kaçırmak olan bazı ilaçların kullanımı, yatak odasının sesli, yapay ışıkların yer aldığı bir oda olması, uyarıcı bileşenler içeren kahve, kola gibi yiyecek ve içeceklerin gün içinde sıklıkla tüketilmesi, uyumadan önce beyni yapay bir biçimde uyaran bilgisayar ile uğraşmak, televizyon izlemek gibi faaliyetler, akşam saatlerinde yenilen yağlı veya sindirimi zor yemekler yemek, uyku saatinden 5 saat önce alkol tüketmek, radyasyon yayan televizyon, cep telefonu, bilgisayar gibi elektronik aletlerin başucunda bulunması da uyku düzenini bozarak uykusuzluğa sebep olabilmektedir." ifadelerini kullandı.
Fikret Hacıosman, 18 ila 64 yaş arasındaki yetişkin bireylerin sağlıklı yaşamları için 7-9 saatlik uykunun ideal olduğunu, 65 yaşın üzerindeki yaşlı bireylerin sağlıklı yaşamları için de 7-8 saat uyumalarının önerildiğini söyledi.
Hacıosman, şöyle devam etti:
"Yaşına göre ideal uyku saatinin üstünde veya altında uyuyan kişilerin, uyuyabilmek için yapabilecekleri aktivite ve egzersizler yapılabilir. Kendinizi psikolojik olarak şartlamalı ve yatağınızı sadece uyumak için kullanacağınız bir alan olarak benimsemelisiniz. Düzenli olarak zihninizi boşaltmanıza yardım edecek hobiler edinerek günün stresini üzerinizden atabilir ve zihninizden olumsuz düşünceleri uzaklaştırabilirsiniz. Papatya çayı, yulaf, muz, ceviz, süt ve süt ürünleri tüketerek uykuya dalmanızı kolaylaştırabilirsiniz. El ve ayaklarınızı sıcak tutmak da uykuya dalmanızı ve rahat bir uyku uyumanıza yardım edecektir."
- "Başlı başına ayrı bir hastalık olarak da görülebilir"
Medicana Bahçelievler Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Evin Özlem Canpolat da uykunun hemen hemen bütün hekimlik dallarını ilgilendiren bir alan olduğunu, konunun özellikle psikiyatristler ve nörologlar tarafından incelendiğini söyledi.
Depresyonların bireyde uyku düzenini altüst ettiğini belirten Canpolat, "Uyku bozukluğu, bazen başka bir bedensel ya da ruhsal hastalığın bir belirtisi olarak ortaya çıkabileceği gibi başlı başına ayrı bir hastalık olarak da görülebilir. Örneğin, depresyon dediğimiz ruhsal hastalığın belirtilerinden birisi de uyuyamama veya erken uyanmadır. Depresyonun en sık rastlanan belirtisi, uyku sorunları olduğu gibi, hastalığın tekrar başlamasında da uyku sorunlarının olduğu bilinmektedir." şeklinde konuştu.
- "Vatandaşlar konuyu ihmal etmemeli"
Evin Özlem Canpolat, uykunun, insan yaşamının yaklaşık 3'te birini kaplayan fizyolojik bir gereksinim olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Uyku, bilinçlilik açısından uyanıklığın ortadan kalkması değil, farklı bir bilinçlilik durumu olarak tanımlanabilir. Bu farklı bilinçlilik düzeylerinin farklı fizyolojik, elektrofizyolojik ve bilişsel bileşenleri vardır. Öğrenme, bellek oluşumu ve emosyonel düzenlemelerle uyku arasında bir ilişki olduğu bilinmektedir. En basit örnek, uykusuz geçen bir geceden sonraki gün yaşanan gerginlik, huzursuzluk, yoğunlaşma güçlüğü ve verimsizliktir.
Yetişkin insanda toplam uyku süresi ortalama 6-9 saat kadardır ve uykunun yaklaşık yüzde 40’ı derin yavaş uykudan, yüzde 20-25 kadarı REM uykusundan oluşmaktadır. Kliniklerde uyku polisomnografi denilen aletlerle ölçülür. Polisomnografi, uyku süresince vücudumuzda olan fizyolojik değişiklikleri değerlendirir ve kaydeder. Uyku konusunda sürekli sorun yaşayan vatandaşlar, konuyu ihmal etmemeli ve yaşam kalitelerini artırmak için doktorlarına müracaat etmelidir."