Ankara
Uzmanlar, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında çıkardığı tutuklama emrinin, Gazze'de devam eden soykırımı destekleyen Batılı ülkelerin yanı sıra diğer İsrailli yetkililer için de daha fazla hukuki zorlukların önünü açabileceğini belirtiyor.
AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Londra Queen Mary Üniversitesi Uluslararası Hukuk ve İnsan Hakları Hukuku Bölümü Öğretim Üyesi İsrailli Prof. Dr. Neve Gordon, UCM'nin Netanyahu ve Gallant hakkında çıkardığı tutuklama emrinin başlangıç olabileceğini ve diğer üst düzey İsrailli askeri yetkililer ve liderlere karşı da tutuklama kararları ve davalar açılabileceğini kaydetti.
Gazze'deki insanların aç bırakılması ve sağlık sistemine sistematik saldırılara karışan birçok politikacı ve yüksek rütbeli askeri personel olduğunu belirten Gordon, "Gelecek aylarda, hatta gelecek yıllarda, İsrail genelkurmay başkanı, başka generaller, mevcut savunma bakanı ve başka bakanlar hakkında tutuklama kararı çıkarsa hiç şaşırmam." dedi.
İsrail'in müttefikleri için yasal problemler
Gordon, UCM kararlarının İsrail'e askeri destek ve silah satışı yapan Batılı ülkeler için de hukuki sorunlar oluşturabileceğine dikkati çekerek, "Ön yargılama dairesi, özellikle İsrail'e silah göndermeye devam eden ülkelerin bulunduğu Avrupa'daki yerel mahkemelerde bir dizi başka yasal başvuru için bir yol açıyor." ifadesini kullandı.
UCM'nin İsrailli liderlere yönelik suçlamaları göz önüne alındığında, bu ülkelerin kendi yasalarını ihlal ettiklerini çünkü çoğunun belirli koşulları belirleyen silah ticareti mutabakatına sahip olduğunu dile getiren Gordon, söz konusu ülkelerin yasalarının, uluslararası insancıl hukuku ihlal eden kuruluşlarla silah ticareti yapmasını kısıtladığını aktardı.
Gordon, "Dolayısıyla bu ülkeler İsrail ile silah ticaretine devam ederek insanlığa karşı işlenen suçlara ortak olma tehlikesiyle karşı karşıyadır ve bu da kendi yasalarına aykırıdır." ifadesini kullandı.
Bu durumun söz konusu ülkelerdeki insan hakları örgütleri ve STK'lere kendi hükümetleri aleyhine yerel mahkemelerde dava açma imkanı verdiğinin altını çizen Gordon, bu gelişmelerin Almanya, İtalya, İngiltere, İspanya ve Fransa gibi ülkelerin İsrail'e silah ambargosu uygulamasına yol açabileceğini söyledi.
Gordon, savcının Filistinlileri yerlerinden etme ve bu bölgeleri gasbeden İsraillileri yerleştirme çabalarına bakma ihtimali olduğunu kaydederek, "Bu toprağı yerli sakinlerinden temizlemeye yönelik yerleşimci sömürge mantığının bir parçasıdır." dedi.
UAD davası üzerindeki etkisi
Dublin Trinity College'da Uluslararası İnsan Hakları Hukuku Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Michael Becker da UCM Başsavcısı Kerim Han'ın açıklaması ve devam eden soruşturmalara atıfta bulunmasının bundan sonra neler olabileceğinin göstergesi olduğuna işaret ederek, bunun "Netanyahu ve Gallant'a karşı ek suçlamalar yapılması" ve diğer potansiyel sanıklar için yeni tutuklama emri talepleri anlamına da gelebileceğini söyledi.
UCM'nin ilk aşamada Gazze'deki operasyonun nasıl yürütüleceğine dair alınan kararlardan en çok sorumlu olan kişilere odaklandığını belirten Becker, başka kişiler hakkında da tutuklama kararları çıkarılmasının mümkün olduğunu vurguladı.
Aynı zamanda Uluslararası Adalet Divanının (UAD) eski çalışanı olan Becker, UCM savcısının, tutuklama emri başvurusunun, UAD'nin mart ayındaki geçici tedbirler emrinden etkilendiğini söyledi.
Becker, savcının talep ettiği suçlamalarda soykırım suçlaması olmasa da ön yargılama dairesinin kararında kullanılan dilin Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ndeki dille örtüştüğünü ve bunun İsrail'in Gazze'deki eylemlerinin nüfusun bir bölümünü yok etmeye yönelik koşulları yarattığının tespit edilmesi halinde, UAD'ye daha fazla dayanak sağlayabileceği anlamına gelebileceğini kaydetti.
"İsrail'in gerilimi azaltması için caydırıcı bir unsur"
Becker, UCM kararlarının ya da daha fazla yasal sorun ihtimalinin İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını durdurup durduramayacağı sorusuna bunun "tam tersi bir etki" yaratabileceği cevabını verdi.
İsrail'in başından beri olduğu gibi yanlış bir şey yapmadıkları ve uluslararası hukuka uyduklarını savunan yönde olduğunu belirten Becker, "İsrailli yetkililer artık taktiklerini değiştirmek için hiçbir teşvik olmadığını söyleyebilir." dedi
Becker, yetkililerin yapacakları herhangi bir değişimin "yapılan yanlışların kabulü" olarak varsayılması ihtimali sebebiyle UCM kararlarının gerilimin azaltılmasında caydırıcı unsur olabileceğini vurguladı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com