İSTANBUL (AA) - Medicana Kadıköy Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bengi Başer, kalp ritim bozukluğunun en sık belirtisinin çarpıntı olduğunu belirterek, "Bunun yanı sıra kalp vuruşlarının düzensiz hissedilmesi, baş dönmesi, göz kararması, baygınlık hissi ya da bayılma görülebilir. Erken tanı ve tedavi, hem yaşam kalitesini hem de yaşam süresini etkiler." ifadelerini kullandı.
Medicana Kadıköy Hastanesi'nden yapılan açıklamada, kalp ritim bozukluklarına ilişkin uyarılarda bulunuldu.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Bengi Başer, kalp ritim bozukluğunun (aritmi), kısaca "kalbin çok hızlı, çok yavaş veya düzensiz atması" durumu olduğunu belirterek, "Eğer kalbiniz dakikada 100 defadan fazla atıyor ise bu duruma 'taşikardi' ya da 'kalp çarpıntısı' adı verilmektedir. Bunun tersine çok yavaş, dakikada 60 defadan daha az atıyor ise bu duruma da 'bradikardi' denilmektedir. Yaşamak için gerekli tüm fizyolojik ve kimyasal işlemler kan dolaşımı ile sağlanır. Kalpte özelleşmiş, elektrik üreten ve elektriği ileten hücreler bu sayede kalbin kasılıp gevşeyerek kanı pompalamasını sağlarlar. Bu hücrelerin fonksiyonlarını yitirmesi kalbin çalışma disiplinini bozar. Aritmi, aynı zamanda kalbin etkilediği bölümün adıyla da anılır. Atriyal aritmi kalbin üst karıncıktan kan pompalama düzenini bozar ve kalpte kan birikmesine yol açar. Bu bayat kan pıhtılaşarak kalp krizi ya da inmeye neden olabilir." ifadelerini kullandı.
Ritim bozukluğunun en sık belirtisinin çarpıntı olduğunu, bunun yanı sıra kalp vuruşlarının düzensiz hissedilmesi, baş dönmesi, göz kararması, baygınlık hissi ya da bayılma görülebileceğini aktaran Başer, şunları kaydetti:
"Erken tanı ve tedavi, hem yaşam kalitesini hem de yaşam süresini etkiler. Kalp ritim bozukluğunun nedenleri arasında kan basıncının yükselmesi, kalp yetmezliği, kalp kapak hastalıkları, kalp damar tıkanıklığı gibi nedenler olabileceği gibi, yapısal bozukluk olmadan da ritm bozukluğu olabilir. Kalp ritim bozukluğu, erişkin yaşlarda hayatın bir bölümünde her 100 kişiden 3 ya da 4'ünde görülür. Atriyal fibrilasyon özellikle ileri yaş gurubunda en sık görülen ritim bozukluğudur. Kalp kulakçığının dakikada 300-600 arasında atmasına verilen isimdir. Uzun süre tedavi edilmediği takdirde kalp büyümesi yetmezliğine götürür. En korkulan yan etkisi, kalp içinde pıhtı oluşumu ve bunun başta beyin olmak üzere değişik organlara gidip zarar vermesidir. Ölüme yol açabilir, Türkiye'de görülme riski yüzde 2'dir.
İleri yaştakiler, ailesinde ritim bozukluğu olanlar, kalp damar tıkanıklığı olanlar, kalp kapak hastalığı olanlar, guatr sorunu olanlar, kansızlık sorunu olanlar, kadınlar, aşırı uyarıcı ilaç alanlar veya çay kahve, sık ve fazla miktarda alkol tüketenler risk altındadır."
- Ritim bozukluğunun tedavisi
Prof. Dr. Bengi Başer, aritmilerin ilaçla tedavisinin bir zamanlar tek seçenek iken, şu anda çoğu vakada destekleyici bir rol oynadığını vurgulayarak, "Kateter ablasyonu, radyofrekans (RF) dalgaları verilerek yapılan ritm bozukluğu tedavisidir. Kateter ablasyon yöntemiyle tedavide başarı oranı yüzde 60-80 seviyelerine kadar yükselmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Ritm bozuklukları ve neden meydana geldiklerini ortaya çıkarabilmek adına bazı testler uygulandığını, bunların elektrokardiyogram (EKG), ritim holter, anlık ritim kaydı (Event Recorder), efor testi, ekokardiyogram, kardiyak kateterizasyon, elektrofizyolojik çalışma (EPS) olduğunu bildiren Başer, "Ritim bozuklukları, bayılmalar, geçici görme kaybı, baş dönmesi, kalbin yerinden çıkacakmış hissi gibi yakınmalarla birlikte seyrediyorsa bu çok tehlikeli bir duruma işaret ediyor olabilir. Bu tür yakınmalarda zaman kaybetmeden mutlaka bir kardiyoloji uzmanına başvurmak yaşamsal önem taşır." ifadelerini kullandı.
Başer, sigaranın bırakılması, alkolden uzak durulması, spor yaparken, merdiven çıkarken veya güneş altındayken ritim bozukluğunun olması halinde bunun doktorla paylaşılması ve bu aktiviteden de uzak durulması uyarısında bulundu.