Doktorların genetik bir hastalık olduğunu ve kesin tedavisinin henüz bulunamadığını, hastalığı baskı altında tutmak için bağışıklık düşürücü ağır ilaçlar kullanmaya başladığını kaydeden Emrah Koçer, bunun üzerine kendini doğaya adadığını belirtti.
Tedavi sürecinde doktorun en büyük tavsiyesinin stresten uzak bir yaşantı kurmam gerektiği olduğunu belirten Koçer, “Bir yanımda geçimimi sağladığım stresli bir iş hayatım vardı diğer yanda hastalıktan kurtulmak için tercih etmem gereken daha sakin bir yaşam.
Çocukluğum, babamın işten gelmesini beklerken annemin piknik sepetini hazırlama telaşıyla geçmişti. Her ne kadar şehir hayatına adapte olmuş olsam da çocukluğumda ailemin bana miras bıraktığı doğa sevgisi içimde bir yerlerde dışa vuracağı anı bekliyordu. Ben bir tercih yapmak yerine her iki hayatı birlikte yaşayabilirim dedim ve kamp hayatına adım attım. İki hayatı yaşamak için fedakarlık yapmam gerekiyordu. Buna konfor anlayışımı değiştirerek başladım. Daha az uyudum, daha hızlı hareket ettim. İşime, aileme ve sevdiklerime ayırdığım zamanı planlayarak hafta içi sabah 9 akşam 6 takım elbise giyerken hafta sonları outdoor kıyafetlerimi giyip doğaya koştum. Hastalıktan sağlığa bir yol oldu benim için.” dedi.
Kaynak: IHA
dikGAZETE.com