Amman
Ürdün'ün başta kırsal kesim ve köylerinde olmak üzere, ramazanda sosyal bağları güçlendirmek için düzenlenen "Akraba sofraları" geleneği, ülkedeki zorlu ekonomik şartlar ile Gazze'de yaşanan insani felaket nedeniyle geçmişe kıyasla rağbet görmedi.
Filistin kökenli vatandaşlarının sayısı nüfusun yüzde 40 ila 60 arasında bir kısmına tekabül eden yaklaşık 11 milyon nüfuslu Ürdün ile Gazze halkı arasında aynı hüznü ve acıları paylaşan demografik bir bağ bulunuyor.
"İyi bir gelenekten vazgeçmemeli, bu durum israf edilmesi anlamına gelmiyor"
Ürdün Üniversitesinde İlahiyat Bölümü Öğretim Görevlisi Muhammed el-Hatip, "Akraba ilişkilerini güçlendirmenin yeri ve zamanı olmaz ancak insanlar daha sevap olduğu için bunu ramazan ayında yapmaya alışkın." dedi.
Hatip, "Ancak günümüzde insanlar, Gazze'de yaşanan açlık, yıkım ve ölüm nedeniyle akraba sofralarının harcanacak parayı Gazze'de aç kalan halkımıza göndermeyi tercih ediyor gibi görünüyor." ifadesini kullandı.
İnsanın tasarruf etmesi gerektiğini belirten Hatip, ancak bu durumun kişiyi akrabalık bağlarını güçlendirmekten alıkoymaması gerektiğine işaret etti.
Hatip, "İyi bir gelenekten vazgeçmemeli, ramazan boyunca daha fazla sevap kazanmak için çalışmalıyız. Akraba sofraları kurmalıyız, bu israf edilmesi anlamına gelmiyor." şeklinde konuştu.
Akraba sofraları kurulmasının amacının yakınları bir araya getirmek olduğunu söyleyen Hatip, akrabalar arasında tanışıklığı ve muhabbeti artırmanın önemine değindi.
"Akraba sofralarının şeklinden ziyade faziletine yönelmeliyiz"
Mutah Üniversitesinde Sosyoloji Bölümünde Öğretim Görevlisi Hüseyin Mehadin de "Akrabalık bağları prensip olarak dini açıdan sürdürülebilir bir sorumluluk. Ancak önceki senelerde bu sorumluluğun ifade edilme şekli son derece abartılı, tüketime dayalı bir hale büründü." değerlendirmesinde bulundu.
Mehadin, "İnsanlar, akrabalık ilişkilerini canlandırmanın gerekliliğini onun ifade şeklini abartmakla ilişkilendirmeye başladılar, halkımızın büyük bir kesimini zorlayan, bu harcamaları çocuklarına ve ailelerine ayırmasını gerektiren ekonomik şartları dikkate almadan." ifadelerini kullandı.
Akraba sofraları kültürünün itidalli olunarak korunabileceğine dikkati çeken Mehadin, ikram edenin makul olması, misafirin de ev sahibinin potansiyelini bilmesi gerektiğini söyledi.
Mehadi, İslam'da israfın reddedildiğine vurgu yaparak, "Hem ramazan hem bayramlarda akraba ilişkileriyle ilgili tutumumuzu, bu değerin ifade şeklinden ziyade faziletine yönelerek değiştirmeye çalışmalıyız." şeklinde konuştu.
İsrail'in Gazze'de yol açtığı felakete değinen Mehadi, "Gazze savaşı ve direnişi, kanaat ile fedakarlık, başkasını kendi nefsine tercih etme, gibi İslam'ın yüce değerleri uğruna tarih boyunca bir insanın maddiyatından kısmen vazgeçebildiğinin belirgin bir örneğini temsil ediyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Gazze Şeridi'nde olup bitenin Ürdünlüler üzerinde sosyolojik bir etkisi var"
Ekonomi uzmanı Mazin Merci, akraba sofraları geleneğinin ramazan ayında gündeme geldiğini hatırlatarak, "Müslümanların maruz kaldığı maliyetlerle ekonomik gerçekliğin arasındaki farklılıklara" dikkati çekti.
Merci, "Ürdün açısından ekonomik sıkıntılar sürüyor, maaşlar artmıyor, alım gücü düştü, fiyatlar yüksek. Tüm bunlar iç ve dış koşullarla, siyasi durumun yanı sıra tamamen ekonomiyle alakalı." dedi.
Ramazan ayının ekonomik yansımalarına ilişkin Merci, "Bizzat ramazan ayı, bir takım sosyal etkenler sebebiyle büyük ekonomik gereksinimleri sonucu oruç tutanlar için ekonomik bir yük haline geliyor." şeklinde konuştu.
Merci, "Esnaf ramazan ayını istismar etmeye çalışıyor, bu da Ürdün'de yapılan en kötü şeylerden biri. İnsanları rahatlatmak yerine, koşullardan faydalanmaya çalışıyorlar. Hükümetin kontrolü sıkılaştırma vurgusuna rağmen alınan tedbirlerin bir etkisi yok." yorumunu yaptı.
Ürdün'ün Gazze Şeridi ile ticari bağı bulunmadığı için akraba sofralarına katılımdaki azalmanın ekonomik olmadığı görüşünü paylaşan Merci, "Gazze Şeridi'nde olup bitenin Ürdünlüler üzerinde sosyolojik bir etkisi var." ifadesini kullandı.
Merci, Ürdünlülerin hem dini sebeplerden hem de gelenek ve göreneklerin baskısıyla akraba sofralarına "zorunlu olarak" katıldığını belirtti.
Ürdün'de birçok sektörün Gazze'deki savaştan etkilendiğini belirten Merci, bunların başında turizmin geldiğini, rezervasyonların yaklaşık yarısının iptal edildiğini ifade etti.
Merci, turizmin Ürdün için önemine dikkati çekerek, bu alandan elde edilen yıllık gelirin 7 milyar dolar civarında olduğunu ve gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 15'ini oluşturduğunu söyledi.
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com