İstanbul
Hayatını adli tıp ve kriminolojiye adayan, meslek yaşamı boyunca çok sayıda kriminalist yetiştiren ve dünyada adli tıbbın sayılı uzmanları arasına giren Prof. Dr. Sevil Atasoy, Birleşmiş Milletler (BM) Uyuşturucu Kontrol Kurulu Üyesi Başkanlık görevini üstlenmiş ilk Türk ve kurulun dünyadaki ikinci kadın başkanı olarak başarısıyla hem cinslerinin rol modeli oldu.
Modern Türk adli tıp biliminin kurucularından Prof. Dr. Şemsi Gök ile Türkiye'nin ilk özel laboratuvarlarından Teşvikiye Laboratuvarı'nın kurucusu Dr. Ferda Gök'ün kızı olan Sevil Atasoy'un adli tıbba merakı, ailesinin mesleği dolayısıyla çocukluğunda başladı.
Atasoy, Alman Lisesi'ni bitirdikten sonra ailesinin yönlendirmesiyle İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi Kimya Bölümü'ne girdi. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı'nda biyokimya alanında uzmanlık ve tıp bilimleri doktorası yapan Atasoy, aynı dalda doçent ve profesör oldu.
Üniversitedeki öğretim üyeliğinin yanı sıra 1980-1993 arasında Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Kimyasal Tahliller İhtisas Dairesi Başkanlığını, İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsünün 1987-2005 yılları arasında müdürlüğünü yürüten Atasoy, halen Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcılığı görevini yürütüyor.
Sevil Atasoy, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Adli Bilimler Bölümü Başkanlığı'nın yanı sıra Bağımlılık ve Adli Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü Anabilim Dalı Başkanlığı, Şiddet ve Suçla Mücadele Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü görevlerine de devam ediyor.
"Kadınların meslekte yükselmesinin başlıca şartı..."
8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla AA muhabirine konuşan Prof. Dr. Sevil Atasoy, meslek hayatını, üniversitede ve adli bilimler alanında yaptığı ulusal ve uluslararası çalışmaları anlattı.
Suçla mücadele alanlarında daha çok erkeklerin çalıştığını ifade eden Atasoy, 1970'li yılların sonunda Adli Tıp Kurumu Kimya Dairesi Başkanı olarak göreve başladığından bu yana erkek egemenliğinin sürdüğünü belirtti.
Atasoy, üst düzey yöneticilerin yine birçok ülkede erkek olduğunu dile getirerek, "Aslında pek bir şey değişmiş değil. Operasyonel yetkisi olanlar yani bir suçu bilfiil aydınlatmak üzere delilleri toplayanlar, soruşturmaları yürütenler ve ifade alanlar genellikle erkek. Şimdi arada yıllar içerisinde bir takım uluslararası örgütlenmelerin başına kadınların geldiğini gördük. Dünya genelinde emniyet müdürleri, valiler, savcılar, yargıçlar arasında artık çok sayıda kadın var. O noktaya gelebilmek için meseleyi çok iyi bilmek gerekiyor. Kadınların meslekte yükselmesinin başlıca şartı ne olursa olsun, o işi beraber olduğu çalıştığı kişilerden daha fazla bilmektir. Tabii ki bu da çok daha fazla çalışmalarını gerektiriyor." ifadelerini kullandı.
Türkiye'de ilk defa Üsküdar Üniversitesi'nde Adli Bilimler Bölümü'nün kurulduğunu anlatan Atasoy, sözlerine şöyle devam etti:
"Lisans eğitimi veren bu bölümden, bu sene üçüncü yıl mezunları verdik. Öğrencilerin çok büyük bir bölümü de kadın. Adli bilimler alanı kadınların rağbet ettiği mesleklerden biri haline geldi. Tabii ki bu meslek çok büyük bir yatırım gerektiriyor. Çünkü adalet hepimize lazım. İster resmi kurumlarda, isterseniz özel kurumlarda olsun, ihtiyaç sahiplerine hizmet verebilecek, yüksek adalet kalitesini sağlayabilecek ve haksız mahkumiyetleri engelleyecek bir alt yapınız lazım."
"Merkezlerde daha çok erkeklere yönelik tedaviler uygulanıyor"
BM Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Kurulu Üyeliği'nin 2027'ye kadar devam edeceğini anlatan Atasoy, kurulun dünya genelinde uyuşturucunun arz ve talebiyle mücadele eden aynı zamanda ambargo yetkisi olan önemli bir organizasyon olduğunu söyledi.
Atasoy, dünyanın birçok yerinde, bağımlıların tedavisi için hizmet veren merkezlerde daha çok erkeklere yönelik tedavilerin uygulandığını, kadınların bu alanda da ciddi ayrımcılığa uğradığını savundu.
Adli tıp öğrencileri deprem bölgesinde
Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle çok üzgün olduğunu dile getiren Prof. Dr. Atasoy, Üsküdar Üniversitesi olarak özellikle otopsi yardımcılığından, adli bilimler yüksek lisans ve doktoraya varıncaya kadar öğrencilerin bir bölümünün deprem bölgesinde görev aldığını söyledi.
Atasoy, öğrencilerin kimliklendirmeden psikolojik danışmanlığa kadar birçok alanda faaliyet gösterdiğini, çok ciddi sayıda kız öğrencinin mesleki bilgisini sahada kullanarak hemcinslerinin sıkıntılarını giderdiğini söyledi.
Bu yıl BM'nin, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için ana temasının "İnovasyon ve teknolojiyle cinsiyet eşitliğinin sağlanması" olduğunu ifade eden Atasoy, "Yani bu yıl hepimiz daha fazla internet erişimi ve internet üzerinden daha fazla eğitim için çalışacağız bütün dünyada." diye konuştu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com