AA muhabirine konuşan uzmanlar, Sultan Kabus'un 11 Ocak'ta hayatını kaybetmesi sonrasında Heysem bin Tarık liderliğindeki Umman'ın, bölge ve dünya siyasetindeki konumuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Umman'ın yeni Sultanı Bin Tarık'ın selefi Sultan Kabus'un dış politikada çizdiği sabiteler üzerinden hareket edeceği öngörüsünde bulunan uzmanlar, uluslararası arenada İsviçre'nin üstlendiği "tarafsız ülke rolünü" bölgesel anlamda oynayan Muskat'ın yıllar içinde oluşturduğu konumunu "terk edilmesi zor bir pozisyon" olarak yorumladı.
Yeni Sultan'ın ilk açıklamalarında "Kabus'un yolunu izleyeceği" sinyaliUmman Sultanı Bin Tarık, Meclis'teki yemin töreninin ardından yaptığı ilk konuşmasında, selefi Sultan Kabus'un dış politikada çizdiği "milletlerin barış içinde bir arada yaşaması, iyi komşuluk, ülkelerinin iç işlerine karışmamak ve devletlerin egemenliğine saygı duymak" gibi sabiteler üzerinden hareket edeceğini söyledi.
Körfez İşbirliği Konseyi'ne (KİK) desteklerinin de süreceğini vurgulayan Bin Tarık, Arap Birliği ülkelerinin liderleriyle de çalışmayı sürdüreceklerini ifade etti.
Bin Tarık, ülkesinin "uluslararası sözleşmelere saygı gösterme, uluslararası barış ile güvenliği sağlamak için çalışma ve dünyanın tüm ülkeleriyle ilişki kurma" yönündeki taahhütlerini de yineledi.
Oluşturulması veya terk edilmesi zor bir konumArap Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkan Yardımcısı, Mısırlı siyasi analist Muhtar Gabbaşi, Umman'ın yıllardır izlediği siyasetle bölgede edindiği pozisyonu "oluşturulması veya terk edilmesi zor bir konum" olarak nitelendirdi.
Gabbaşi, Bin Tarık'ın, Orta Doğu'da İsviçre gibi tarafsız bir ülke inşa eden Sultan Kabus'un yolunda gideceğini söyledi.
Umman'ın ABD, Batı dünyası ve İran'ın postacılığını yapması ve Tahran ile çok iyi ilişkilerinin bulunmasının yanı sıra KİK üyesi bir ülke olduğuna da dikkati çeken Gabbaşi, tüm bunlar göz önüne alındığında Muskat'ın 50 yıllık siyasetinin değiştirilmesinin zor olduğunu ifade etti.
Körfez'in krizli geleceğinde UmmanUmman'ın yeni Sultanı Bin Tarık'ın Körfez krizinde oynayacağı muhtemel role ilişkin ise Gabbaşi, ara buluculuk işinin Kuveyt'e bırakılması konusunda bir fikir birliği olduğunu belirtti.
Gabbaşi, Umman'ın ABD-İran hattında izlediği politika ile daha önemli bir ara buluculuk rolü oynadığını dile getirdi.
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn ve Mısır'ın 5 Haziran 2017'de Katar ile tüm diplomatik ilişkilerini kesmeleri ve ekonomik abluka uygulamaları Körfez bölgesinde krize yol açmıştı. KİK'in kurulduğu 1981'den bu yana eşi görülmemiş bir kriz yaşadığı belirtiliyor.
"Umman'ın kriz çözme ve uzlaşı politikasıyla ilgili rolü devam eder"Mısırlı uluslararası güvenlik ve strateji uzmanı Enes el-Kassas da mevcut politikanın sürdürülmesi halinde KİK'in "Umman-Katar-Kuveyt" ve "Suudi Arabistan-BAE- Bahreyn" şeklinde iki yapıya bölünebileceği öngörüsünde bulundu.
Umman'ın kriz çözme ve uzlaşı politikasıyla ilgili ise Kassas, "Umman'ın rolü olduğu şekilde devam eder. Sultan'ın biri gider diğeri gelir, ülkenin kendisine biçtiği rol değişmez." diye konuştu.
Maceraya gerek yokKassas, Umman'ın dış politikada köklü değişiklik gibi maceraya atılmayacağı ve yıllar önce kendisine biçtiği role uygun şekilde çizgisini sürdüreceği değerlendirmesinde bulundu.
Umman'ın politikasının bireysel manevralara değil, iktidardaki aile içinde bir uzlaşıya dayandığını ifade eden Kassas, Sultan Kabus'un son yıllardaki hastalığı sırasında bireysel hareket etmediğini ve o süre içinde de ülke siyasetinde herhangi bir değişiklik yaşanmadığını söyledi.
Suudi Arabistan ile Umman arasındaki "derinlerde yatan anlaşmazlık"Kassas, Muskat'ın kendine biçtiği rolün "düşmanların uzlaşma kapısı" olmak değil, "ekonominin yeniden canlanması veya bir ülkeye başka bir hesap için baskı uygulamak" olduğunu ifade etti.
Bu bağlamda Umman'ın düşen petrol fiyatları ve bunun için petrol yataklarının kapatılmasıyla ilgili ekonomik sorunları olduğunu kaydeden Kassas, Muskat'ın bütçe açığını bölgede ara buluculuk yaparak kapatmaya ve ekonomisini canlandıracak yeni dosyalar açmaya çalıştığını dile getirdi.
Kassas, "Umman ABD'nin zımni onayı ile İran petrolünün satılmasında bir stratejist rolü oynamıştır." dedi.
Umman'ın son yıllarda Batı'nın bilgisi dahilinde İran silahlarının Yemen'e girişinde rol oynadığını öne süren Kassas, bu hamlenin sebebinin ise Suudi Arabistan'ın gücünü kontrol etmek ya da onu daha fazla silah anlaşması yapmaya mecbur bırakmak olduğunu savundu.
Kassas, Suudi Arabistan ile Umman arasında derinlerde yatan bir sorun olduğunun bilindiğini, Suudi Arabistan'ın 2009'daki Körfez para birimi girişimini Umman'ın başarısızlığa uğrattığını aktardı.
İsrail- Umman yakınlaşmasıUluslararası hukuk ve uluslararası ilişkiler uzmanı Muhammed Hâmid de Körfez uzlaşısının hâlâ devre dışı olduğunu, Bin Tarık'ın dosyayı yeniden gündeme getirmede rolü olabileceğini ve bu konuda her türlü senaryonun geçerli olduğunu ifade etti.
Hâmid, İsrail-Umman yakınlaşmasındaki en önemli sinyalin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nın 2018'deki Muskat ziyareti olduğunu söyledi.
Bu konuya ilişkin değerlendirmesinde Mısırlı uluslararası güvenlik ve strateji uzmanı Kassas "Umman bir ara buluculuk devleti olduğu için kimseyle ilişkisini kesmez ve imajını korumakla ilgilenir. İsrail bayrağı için bir platform olmasa da en azından İsrail ile ilişkileri olacaktır." ifadelerini kullanırken, Mısırlı siyasi analist Gabbaşi ise şunları kaydetti:
"İsrail ile Umman ayrıcalıklı bir ilişkiye sahip. Muskat'ın kendisi için oluşturduğu bu rolü bölge ve Arap dünyası da kabullenmiş durumda. Uluslararası anlamda İsviçre'nin üstlendiği tarafsız ülke rolünü bölgesel anlamda Muskat oynuyor. Bu ise oluşturulması veya terk edilmesi zor bir pozisyon."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com