Bursa
Bursa Uludağ Üniversitesinin (BUÜ) Görükle Yerleşkesi'ndeki yerleşkede 2,5 kat inşa edilecek Uludağ Üniversitesi Yeni Cami'de aynı anda 15 bin kişi ibadet edebilecek.
Yapı, ibadet merkezi olmanın yanında sosyal, kültürel ve eğitim amaçlı modern bir külliye hüviyetini taşıyacak.
Hayırseverlerin yardımlarını ulaştırdığı Üniversite Camii ve Müştemilatını Yaptırma ve Yaşatma Derneğince inşası süren cami ve külliye 41,7 metre kubbe çapı ve 75,8 metre minare yüksekliğiyle Bursa'nın birçok bölgesinden görülebilecek.
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Adem Doğangün, AA muhabirine, tam kapasiteyle eğitim verilen dönemde yerleşkede Tıp Fakültesi Hastanesi dahil günde 100 bin kişinin bulunduğunu söyledi.
Cami projesi hakkında bilgi veren Doğangün, şöyle konuştu:
"Önceden laboratuvar şeklinde yapılmış, sonradan genişletilmiş bir camimiz var ama insanlar dışarıda namazlarını kılmak zorunda kalıyor. Mevcut camimiz 2 bin 300 metrekare civarında, bizim de en az 5 bin öğrencimiz cuma namazını kılmaya geliyor, cami almadığı için de böyle bir ihtiyaç doğdu. Burada kendi inşaatımızı sadece cami olarak nitelendirmek doğru değil, bir külliye niteliğinde, kültür merkezi özelliğine sahip bir yapı olarak söylesek daha iyi olur. Toplam 25 bin metrekare kapalı inşaat alanımız var, bunun 5 bin 500 metrekaresi sadece namaz kılmak için ayrıldı. Onun dışında kalan yaklaşık 20 bin metrekarenin tamamı sosyal ve kültürel etkinlikler için planlandı. Külliyenin ilk iki katı tamamıyla sosyal ve kültürel etkinliklere ayrıldı, 10 bin metrekare taban üzerine oturuyor. Son cemaat yeri diye adlandırdığımız avlunun bulunduğu kısımlar tamamlandı."
"Hedefimiz en azından cami kısmını 2023 yılına kadar bitirmek"
Caminin 4 minareye sahip olacağını belirten Doğangün, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecine rağmen inşaatın hızla sürdüğünü dile getirdi.
Projenin önemli kısımlarının tamamlandığını bildiren Doğangün, "Cami inşaatında yüzde 50 gibi bir hedefe ulaştığımızı söyleyebiliriz. Cami inşaatı başlayalı 3 yıla yaklaştı. Son bir ayda Bursa Büyükşehir Belediyesinin, Valiliğimizin, Rektörlüğümüzün girişimleri sonucunda, İstanbullu bir iş insanının ve Türkiye Diyanet Vakfının bağışlarıyla hızlı bir faaliyete geçtik." dedi.
Prof. Dr. Doğangün, cami ve külliyenin, Selçuklu, Osmanlı ve Türk mimarilerinden parçaları birleştirecek şekilde tasarlandığını aktardı.
Kubbe ve minarelerin Osmanlı mimarisini, kapılarının Selçuklu dönemini yansıttığını, saçak bölümlerinin de Türk mimarisi olarak adlandırıldığını anlatan Doğangün, "Burası öğrencilerimizin etkinliklerini de yapabilecekleri bir yer olacak. Öğrenci kulüplerinin bir kısmını buraya alma niyetindeyiz. Üniversite hastanemiz bölge hastanesi, böyle olduğu için birçok yerden gelenler var. Yoğun bakımda yakınlarını bekleyenler burada çok fazla oluyor. Onlar için dinlenme alanlarda, duş alabilecekleri, rahat edebilecekleri mekanlar da düşündük. Hasta yakınlarını da burada misafir etmeyi hedefledik." ifadelerini kullandı.
Doğangün, üniversitenin çevre yollarına yakın olması ve otopark sorunu bulunmamasından dolayı yapının büyük etkinliklere ev sahipliği yapabileceğini belirtti.
Külliyede toplantı odaları, kütüphane ve konferans salonunun yanı sıra Türk sanatlarına ilişkin eserlerin yapılabileceği atölyelerin de yer alacağını kaydeden Doğangün, "Hedefimiz en azından cami kısmını 2023 yılına kadar bitirmek. Tamamen yardımlarla yürüyen bir inşaatımız var. Bu cami üniversitenin kendi bütçesiyle yapılan bir cami değil, üniversite bütçesinden bir lira dahi yoktur burada. Tamamen cami derneğimiz bunu organize ediyor." değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com