Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan, "Ulusal güvenliğimizi her şeyin önünde tuttuk. Aynı durum ekonomik bağımsızlığımız için de geçerlidir. Birileri Doğu Akdeniz’de doğalgaz ararken biz izleyici pozisyonunda kalamazdık, kalmadık." dedi.
Bakan Turhan, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO) öncülüğünde kentteki otelde düzenlenen "Ekonomiye Değer Katanlar Ödül Töreni"nde yaptığı konuşmada, programda, ihracatın yanında kurumlar ve gelir vergisinde ilk 10'a giren firmalarla en çok istihdam sağlayan, teknoloji geliştiren ve 50 yılını dolduran 140 firmaya ödül verilecek olmasının, çalışmanın, üretmenin, alın terinin takdiri manasında önem arz ettiğini söyledi.
Trabzon'daki fındık hasadı programına katılamadığını dile getiren Turhan, "Buraya, Külliye'de Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımızın başkanlığındaki toplantıdan çıkarak geldik. Bu nedenle de çok arzu etmeme rağmen yine Ticaret Odamızın düzenlemiş olduğu fındık hasadı programına katılamadım." ifadelerini kullandı.
Turhan, fındığın önemine dikkati çekerek, "Karadeniz'imiz için, Trabzon'umuz için fındık deyip geçmemek lazım. Çay gibi fındık da insanımızın temel geçim kaynaklarından biri. Ülkemizde 702 bin hektar alanda fındık üretimi yapılıyor. Trabzon da önemli fındık üretim merkezlerinden biri. Ülkemiz, dünya fındık üretiminin yüzde 68'ini, ticaretinin ise yüzde 76'sını tek başına sağlıyor." diye konuştu.
"115 ülkeye fındık ihraç ediyoruz." diyen Turhan, şöyle devam etti:
"Fındık ihracatından geçtiğimiz yıl 1 milyar 635 milyon dolarlık gelir elde ettik. Bu yıl inşallah fındık bol. Rekoltenin 700 bin tonu bulacağı tahmin ediliyor. Taban fiyat da memnuniyet verici. Hem bölge insanımız hem de ülkemiz için stratejik bir ürün olan fındığa, fındık bahçelerine gözümüz gibi bakmak zorundayız. Örnek bahçelerimizin sayısı arttıkça hasadımız da kazancımız da çok daha bol ve bereketli olacaktır."
"Ülkemiz bu coğrafyanın yegane güven ve istikrar umududur"Turhan, millet olarak dünyanın en zor coğrafyalarından birinde yaşadıklarını söyledi.
"Allah bizlere toprağıyla, yer altı zenginlikleriyle, havasıyla, suyuyla çok bol bahsetmiş ancak özellikle yakın çevremizdeki topraklarda 150 yıldan beri pek huzur yok." diyen Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Turhan, şunları ifade etti:
"Irak'tan Libya'ya, Afganistan'dan Yemen'e, Suriye'ye her gün onlarca değil, yüzlerce insan ölüyor. Dünya seyrediyor. Birleşmiş Milletler istatistik tutuyor. Ölenlerin sayısının istatistiğini. Oysa silah satışına verilen önemin onda biri bölgenin huzuru için harcanmış olsa topraklar kanla sulanmaz.
Ülkemiz bu coğrafyanın yegane güven ve istikrar umududur. Bizi de 50 yıldan beri sindirip terörle terbiye etmek istiyorlar. Biliyorlar ki Türkiye’nin huzur ve istikrarı, Türkiye ile sınırlı olmayacak çünkü biz bölge ülkelerinde yaşayan insanların hakça, kardeşçe, sömürülmeden, insanca yaşamasını isteyen yegane ülkeyiz çünkü bizi bir Arap kardeşimizle, bir Kürt kardeşimizle buluşturan, petrol değil, kaderimizdir. Yüzlerce yıl bu kader birlikteliği bizi ayakta tuttu."
Suriye'de başından beri akan kanın durması için verdikleri mücadeleyi sürdürdüklerini belirten Turhan, "Bu nedenle kaderimizi fitneyle, terörle, hainlikle kedere dönüştürmek isteyen terör örgütlerine karşı mücadele ediyoruz." dedi.
Turhan, şöyle devam etti:
"Kader derdi olmayanların bu millete keder yaşatmaktan başka marifeti olamaz. Bunu asla unutmamamız lazım. Suriye'de silahların susmasını, çözümün diplomatik ve siyasi yollarla aranmasını en çok Türkiye istiyor ama bunu isterken komşumuz Suriye’nin belli bölgelerinin terörün, terör örgütlerinin yaşam alanı olmasına da göz yumamayız. Türkiye'nin tavrı bu konuda çok nettir.
Biz her zaman barıştan yanayız ancak ulusal güvenliğimizi tehdit edecek unsurların kök salmasına da izin vermedik, vermeyeceğiz. Bakınız, S-400 füzelerini boş yere almadık. Ulusal güvenliğimizi her şeyin önünde tuttuk. Aynı durum ekonomik bağımsızlığımız için de geçerlidir. Birileri Doğu Akdeniz’de doğalgaz ararken biz izleyici pozisyonunda kalamazdık, kalmadık da. Peki ne diyorlar? 'Aman efendim siz gaz aramayın, siz füze almayın, terör örgütlerine dokunmayın'. Peki bunu neden söylüyorlar? Sebebi belli. Güçlenmeyin, kalkınmayın, ulusal güvenliğinizi bize emanet edin ve dedikleri bu. Bize teslim olun. Bütün dertleri, Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle 'ülkemizi, milletimizi çökertmek'. Hep birlikte buna izin vermeyeceğiz. Planlarını hep birlikte boşa çıkartacağız."
Bunu kenetlenip çalışarak, üreterek, milleti ve memleketi daha fazla refaha erdirerek yapacaklarını dile getiren Turhan, "Şahsen bu nedenle ödül törenini çok önemsiyorum. Sizler gibi özveri ile çalışan girişimcilerimiz oldukça, sizler gibi vatanının ve milletinin geleceği için atılım yapan yiğitler oldukça, Allah’ın izniyle bizi kimse yolumuzdan döndüremez." şeklinde konuştu.
"Karadeniz’in adı değişmedi ama kara bahtı ak oldu"Turhan, kentin ulaşım ve erişim yatırımları için bugüne kadar 13 milyar liranın üzerinde yatırım yaptıklarını dile getirdi.
Bunun için yapılan yatırımın ülke genelinde 741 milyar lira olduğunu ifade eden Turhan, "Bir örnek vermem gerekirse yaptığımız yatırımlarla şehrimizin bölünmüş yol uzunluğunu 151 kilometre artışla 224 kilometreye çıkardık. Bütünlüğü sıcak karışım kaplamalı yol uzunluğunu da 332 kilometre artırarak 414 kilometreye çıkardık. Yılan hikayesine dönen Karadeniz Sahil Yolu'nu iktidara geldiğimizden birkaç yıl sonra hızlı şekilde bitirdik. Böylece yolun hareket ve bereket olduğunu en iyi sizler gördünüz." değerlendirmesinde bulundu.
Bölgenin turizm potansiyelinin önündeki en büyük engelin, sınırlı ve sıkıntılı ulaşım imkanları olduğunu dile getiren Turhan, "Bu sorunu büyük ölçüde geride bıraktık. Yaptığımız yollarla, köprülerle, tünellerle, viyadüklerle Karadeniz’in adı değişmedi ama kara bahtı ak oldu." ifadelerini kullandı.
Turhan, daha yapacak çok işleri olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Şehrimizi illere bağlayan yollarımızı önemli ölçüde tamamladık. Şehir merkezini sahil yolu üzerinden ilçelerimize bağlayan yollardaki çalışmalar ise devam ediyor. Özellikle turizm potansiyeli olan yerler, iç kesimlerde kalan yerleşim merkezlerine hizmet eden yollarımızın da standardını yükseltiyoruz. Sahil yolundaki şehir merkezli trafik yoğunluğunu hafifletmek için de Kanuni Bulvarı projemizde çalışmalarımız devam ediyor.
Yine Konaklar-Yalıncak ve Akçaabat -Yıldızlı projelerimizle şehrin doğu ve batısındaki yerleşimlerden kaynaklanan trafiği, sahildeki transit trafikten ayırarak şehir geçişindeki ulaşımı rahatlatıyoruz."
"Trabzon'umuzun ekonomik geleceği açısından hayati önem taşıyor"Önemli bir projenin de Trabzon-Gümüşhane devlet yolundaki Zigana Tüneli ve bağlantı yolları olduğunu kaydeden Turhan, "Bu projemiz, Trabzon’umuzun ekonomik geleceği açısından hayati önem taşıyor. Biliyorsunuz şehrimiz, Doğu Karadeniz’in en önemli merkezlerinden biri ve bir liman kenti. Zigana Tüneli Projemizle, ülkemizin doğu ve güneydoğusuyla ve doğu ve güneydoğudaki sınır komşularımızla ulaşım çok daha kolay hale gelecektir." dedi.
Bakan Turhan, şöyle devam etti:
"Elbette Trabzon'u sadece kara yolları yatırımları ile bayındır hale getirmiyoruz. Yatırımlarımız ulaşımın tüm modlarını kapsıyor. Trabzon-Erzincan Hızlı Demiryolu Hattı Projesi çalışmalarını başlattık. Etüt projesinin hazırlanması için yüklenici firma ile sözleşme imzaladık ve yer teslimini yaptık. Belli oranda fiziki ilerleme sağlandı. Bu önümüzdeki yıl projesini tamamlamış olacağız inşallah. Trabzon ile Erzincan arasında çift hatlı, sinyalli ve elektrikli, saatte 200 kilometre hıza uygun, 248 kilometre uzunluğunda yeni bir demir yolu hattırdır bu projemiz. Bu hat hem yük hem de yolcu taşımacılığına hizmet verecek.
Böylece, Trabzon ve bölge ekonomisine çok büyük değer katmış olacağız."
Yatırımlarının Trabzon’un refah artışı ve ekonomisine katkısına baktıklarında sevindirici tabloyla karşılaştıklarını belirten Turhan, "İhracatımız 955 milyon dolara yükselmiş. Bu rakam 15 yıl önce 234 milyon dolardı. Bu yılın haziran ayı itibarıyla ise 510 milyon doları bulmuş ihracatımız. Sene sonunda inşallah bu rakamın bir milyar doların üzerinde olacağı görülüyor." şeklinde konuştu.
Turhan, ithalatın da 93 milyon dolar seviyesinde olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Hem ihracat hem de ithalat değerlerine baktığımızda ekonomik olarak oldukça büyümüş bir Trabzon görüyoruz. Yeterli mi, elbette değil. Çıtayı daha yüksek tutmamız gerekiyor. Bana kalırsa o çıta şu olmalı, nasıl her bir Trabzonlu Trabzon'u ülkenin sigortası olarak görüyorsa refahın da sigortası olarak görmelidir ve tek bir Trabzonlunun iş için, aş için başka diyarlara gitmesine gerek kalmayacak, ekonomik potansiyele ulaşmak için gece gündüz çalışmalıyız.
Bu da bana göre mümkün. Allah’a şükür çok çalışkan insanlarımız var. Ulaşımdan sağlığa, sanayiden tarıma hükümet olarak her türlü desteği verip altyapıyı da yapacağımıza söz veriyoruz. Geriye de çok çalışmaktan başka bir şey kalmıyor."
"Cumhurbaşkanımıza, hükümetimize teşekkür ederiz"Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da fındığın önemine dikkati çekerek, "Eğer fındığın kıymetini bilirsek verimini artırabilirsek ki bugün ki örneğiyle gördük, bu aslında Türkiye'ye müthiş bir kazanç. Bugün 2 milyar dolarlık fındıktan gelirimiz varsa bizim ihracatta bu 6 milyar dolar demek, 8 milyar dolar demek." değerlendirmesinde bulundu.
"Bu sene fındıktaki fiyattan bütün Karadenizliler olarak çok memnunuz öyle değil mi?" diye soran Hisarcıklıoğlu, "Cumhurbaşkanımıza, hükümetimize teşekkür ederiz bize verdikleri bu 17 liralık fiyattan dolayı. Bu da aslında bütün Karadeniz'e bolluk ve refah getirecek." ifadelerini kullandı.
Fındığa uzun vadeli bakılması gerektiğine işaret eden Hisarcıklıoğlu, "Eğer bu işin ekmeğini yiyeceksek ihracatla yiyeceğiz, bunu hiçbir zaman unutmayalım. İç pazar değil, ihracat diyeceğiz. Daha fazla ihracat yapacaksak daha kaliteli de fındığı üretmek mecburiyetindeyiz. Fındığı ürüne dönüştürerek katma değer katarak satabilirsek işte o zaman kazanç daha fazla. Ülkemizde 80 milyonun refahına da katkı sağlamış oluruz. Bunun için elimizden ne geliyorsa yapmamız lazım." diye konuştu.
Hisarcıklıoğlu, Trabzon için ikinci önemli konunun da turizm olduğuna dikkati çekerek, turizmin de tüm sezona yayılması gerektiğini söyledi.
Hizmette kalitenin önemi konusunda da görüş bildiren Hisarcıklıoğlu, kayıt dışılığın da bitirilmesi gerektiğini vurguladı.
Hisarcıklıoğlu, üretimle istihdam kapasitesinin korunması gerektiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Kapanan her bir işletme, üretimi durduran her bir fabrika aslında 80 milyonun kaybıdır. Bizler tüm bu faizlerle, kurlarla, vergilerle, her gün karşımıza çıkan bürokratik mevzuatla mücadele halindeyiz. Binbir türlü sıkıntı yaşarken devletimizden isteğimiz bizim yanımızda olsun. Talebimiz bu. İşte geçtiğimiz hafta Merkez Bankasından sonra kamu bankaları da faizini indirmeye başladı. Hemşehrimiz Sayın Bakanımız Berat Albayrak'ın bunda büyük emeği ve gayreti oldu. Kendisine buradan teşekkürlerimi iletiyorum ama artık sıra özel bankalarda.
Artık sıranın özel bankalara gelmesi lazım. Özel bankalardan da kredi faizlerini düşürmesini bekliyoruz."
"Birbirimizi öteki diye görmeyip sımsıkı sarılmamız lazım""Dünyanın en büyük ekonomileri arasına girmek gibi bir hedefimiz var. "diyen Hisarcıklıoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Buna da ulaşır mıyız? Ulaşırız. Sizden ricam şu. Yeter ki birbirimizi ötekileştirmeyelim. Birbirinizi siyasi görüşünden dolayı, etnik kökeninden dolayı, mezhebinden, dininden dolayı ötekileştirmeyin, birbirinizi sevin. Bakın 80 milyonun 80 milyondan başka kardeşi yok. Bunu hep beraber 15 Temmuz'da gördük iki sene önce. Öyle mi? Eğer 15 Temmuz'da 80 milyon olmasa bu hain darbe teşebbüsünü kim engelleyebilirdi? Sizler sokaktaydınız, dost-kardeş dediğimiz hangi ülke yanınızdaydı? Hiçkimse yoktu. Onun için diyorum, 80 milyon birbirimizi öteki diye görmeyip birbirimize sımsıkı sarılmamız lazım. Bunu yaparsak rahmeti ve bereketi görürüz."
Programda Trabzon Valisi İsmail Ustaoğlu, AK Parti Giresun Milletvekili Cemal Öztürk, TTB Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Ergan, TTSO Yönetim Kurulu Başkanı Suat Hacısalihoğlu da konuşma yaptı.
Konuşmaların ardından ekonomiye değer katanlara ödülleri takdim edildi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com