USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Dünya

Üç farklı Arap ülkesinde peş peşe yaşanan 'şiddet olayları' kamu vicdanını derinden sarstı

Irak, Mısır ve Ürdün'de işlenen vahşi cinayetler ve şiddet olayları, Arap halklarını derinden sarsarak vicdanları yaraladı.

Üç farklı Arap ülkesinde peş peşe yaşanan 'şiddet olayları' kamu vicdanını derinden sarstı
22-10-2020 19:31
Google News
İstanbul

Haberlerde ve sosyal medyada yer alan cinayet vakaları, Irak'ta "Dicle'deki Çocuk", Mısır'da "Maadi Kızı" ve Ürdün'de "Mavi Çocuk" adıyla gündeme oturdu.

Ürdün'de 16 yaşındaki çocuğa uygulanan şiddet

Ürdün'ün başkenti Amman'ın doğusundaki Zerka kentinde 16 yaşındaki Salih Hamdan'a uygulanan şiddet ülkede ve bölgede infiale yol açtı.

Sosyal medyada paylaşılan videoda Hamdan'ın vahşi bir saldırıya maruz kaldığı, saldırı sonucu kolları ve gözlerini kaybettiği görülüyor.

Medyaya yansıyan görüntülerin ardından Ürdünlü çocuğa bunu yapanların ise Hamdan'ın ailesinden "intikam" almak için bu saldırıyı gerçekleştirdikleri ifade edildi.

Ürdünlü yetkililer, Hamdan'ın kimliği henüz belirlenemeyen bir grubun kesici aletlerle saldırısına maruz kaldığını açıkladı.

Tepkilerin büyümesi üzerine Ürdün Kralı 2. Abdullah da olaya bizzat müdahil oldu. Hamdan'ın sağlık masraflarının karşılanması talimatı veren Kral Abdullah, saldırganların bir an önce yakalanmasını istedi.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Amman Temsilcisi Tanya Chapuisat, çocuklara yönelik şiddetin "koronavirüs gibi toplumu tehdit eden bir tehlike" olduğunu belirtti.

Mısır'da genç bir kızın uğradığı saldırı geniş yankı uyandırdı

Ürdün'deki olaydan bir gün sonra, Mısır'ın başkenti Kahire'nin güneyindeki Maadi semtinde de korkunç bir cinayet ortaya çıktı.

Mısır medyası, 24 yaşındaki Meryem'in tecavüz edildikten sonra öldürüldüğü yönünde haberler geçerken, polis raporunda ise olay "hırsızlık" şeklinde yer aldı.

İki kişinin içinde olduğu bir yolcu minibüsünde maktulün çantası bulunurken, genç kızın otopsi sonucunda arabayla ezildiği bilgisi yer aldı.

Kendisini savunurken hayatını kaybeden Meryem'in olayına tepki gösteren sosyal medya kullanıcıları, "Maadi kızı" etiketiyle destek mesajları paylaştı.

Mısırlı gazeteci Sami Kemaleddin "Mısır toplumunu kim cehalet kültürüne geri götürdü?" diye sorarken, sanatçı Raniya Yusuf da "Tacizin cezası idam olmalı diye milyon kere söyledik." ifadesini kullandı.

Iraklı anne 2 çocuğunu Dicle Nehri'ne attı

Irak'ın başkenti Bağdat'ta 16 Ekim'de bir kadın Dicle Nehri üzerindeki El-Eimme Köprüsü'nden 2 çocuğunu nehre attı.

Güvenlik kameralarının kaydettiği bu olay, Irak'ta ve ülke dışında büyük tepkiyle karşılandı. Sosyal medya kullanıcıları "Dicle cinayeti" etiketiyle yaptıkları paylaşımlarda olay karşısında yaşadıkları şoku dile getirdi.

Sosyal medya kullanıcılarından Suriyeli Edhem Hançer, Twitter hesabında yayınladığı paylaşımında "Kriz toplumları, psikolojik ve fiziksel olarak daha vahşi bireyler üretmekten başka bir şey yapmıyor." ifadesini kullandı.

Suudi Arabistanlı Velid el-Muhaymid de "Dicle Nehri, Allah'ın huzurunda o olaya şahitlik yapacak. İnsanın geride bıraktığı cinayeti tarih unutmayacak." değerlendirmesinde bulundu.

"Arap toplumlarında şiddet giderek artıyor"

Londra merkezli uluslararası İnsan Hakları Politikaları Kurumu Impact'ın İcra Direktörü Meha Hüseyni, AA muhabirine yaptığı açıklamada, söz konusu 3 olay ve bunların Arap toplumu üzerindeki etkilerini değerlendirdi.

Hüseyni, Arap dünyasındaki yöneticilerin toplumsal şiddete yönelik caydırıcı yasalar çıkarması gerektiğini vurguladı.

Arap toplumlarında ve özellikle dışarıya kapalı olanlarda tırmanan şiddetin on yıllar önce başladığını söyleyen Hüseyni, günümüzde medyanın bu suçların aydınlatılmasına ve konuşulmasına yardımcı olarak, daha önce gizli kalan bu suçlar hakkında toplumda farkındalık oluşturduğunu kaydetti.

Arap bölgesinin bugün, ister siyasi ister sosyal düzeyde olsun, şiddetin en kötü tırmanış dönemine tanık olduğunu ve bunun da genel siyasi durum ve silahlı çatışmalardan etkilendiğini vurgulayan Hüseyni, Arap halkının şiddet içerikli bir günlük yaşam sürdüğünü, çoğu toplumda güvenlik ve barışın neredeyse nadir görülür olduğunu aktardı.

Hüseyni ayrıca bu suçların eşi görülmemiş bir şekilde artmasında o ülkelerin yasalarının önemli rol oynadığını belirterek, "Yasalarda, işlenen suçlara caydırıcı cezalar verilmiyor." ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ