USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Kültür Sanat

Üç dine ev sahipliği yaptı hala ayakta

Şanlıurfa'da sinagog olarak inşa edilen daha sonra kilise olarak kullanılan ve ardından camiye dönüştürülen Ulu Cami, tarihi geçmişi ve mimari yapısıyla kentin en çok ilgi gören camileri arasında yer alıyor. - Anadolu Ajansı

Üç dine ev sahipliği yaptı hala ayakta
09-06-2017 15:22
Google News

ŞANLIURFA - MEHMET FATİH ASLAN

İnanç turizminin önemli merkezleriinden "Peygamberler Şehri" Şanlıurfa'da 3 semavi dine ev sahipliği yapan Ulu Cami, manevi atmosferiyle ilgi görüyor.

Kent merkezindeki en eski camiler arasında yer alan, ilk yapıldığında sinagog olarak hizmet veren tarihi ibadethane, milattan sonra 435 yılında piskopos Rabula tarafından Stephon Kilisesi'ne dönüştürüldü.

Bölgede pek rastlanmayan kırmızı renkteki mermer sütunların çok kullanılması nedeniyle "Kızıl Kilise" olarak da adlandırılan yapı, 1170'li yıllarda Zengiler tarafından Ulu Cami olarak Müslümanların kullanımına açıldı.

Anadolu'nun ilk namaz kılınan mabetlerinden biri olma özelliği taşıyan ve dört kez onarım gördüğü rivayet edilen Ulu Cami, ihtişamıyla halen kentin namaz kılmak için en çok tercih edilen mekanlarının başında geliyor.

Her dönem "kızıl" ismiyle anıldı

İl Müftüsü İhsan Açık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Anadolu'da kiliseden camiye dönüştürülen yapılardan bir tanesi olan Ulu Camii'nin yüzlerce yıldır mabet olarak kullanıldığını ve 3 semavi dine ev sahipliği yaptığını belirterek, "Cami olmadan önce yapıldığı kırmızı mermerlerden dolayı kızıl sinagog, kızıl kilise, kızıl mabet olarak isimlendiriliyordu. İslam döneminde de kızıl mescit olarak adlandırılmış sonra da Ulu Camii ismini almıştır." dedi.

Kentin Hazreti Ömer döneminde İyaz Bin Ganem komutasındaki İslam ordusu tarafından fethedildiğini bildiren Açık, "İyaz Bin Ganem dahil birçok sahabe burada yaşamıştır. Camimizde ilk namazı sahabeler kılmıştır. Camimiz bin 400 yıldır, sahabeler döneminden beri cuma, bayram ve 5 vakit namaz kılınan bir yerdir. Bu yüzden insanlar buraya girdiğinde bin 400 yıllık o sesi, duyguyu, düşünceyi, maneviyatı hissederler. Sahabenin, tabiinin sıcaklığını, bin 400 yıldan beri akan gözyaşlarını, duaları, yakarışları hissederler." diye konuştu.

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ