Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’nin F-35 konusunda haksızlığa ve dayatmaya maruz bırakıldığını belirterek, “Türkiye’nin dışlandığı bir F 35 projesi tamamen çökmeye mahkumdur. Şimdi biz kendi milli muharebe uçağımızı üretecek adımları da hızla atmaya başladık” dedi.
Türkiye’nin en büyük savunma sanayi fuarı olan IDEF 2019, 14. kez kapılarını açtı. Fuarın açılışı nedeniyle düzenlenen törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ve çok sayıda davetli katıldı.
Açılışta konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’nin son 17 yılda savunma sanayii alanında elde ettiği kazanımları işaret etti.
Türkiye’nin savunma sanayiinde tasarımdan üretime her aşamada söz sahibi olma hedefine giderek yaklaştığını söyleyen Erdoğan, Uluslararası yatırımcıların da giderek savunma sanayiine daha çok ilgi duyması, potansiyelimizin büyüklüğünü gösteriyor. Türkiye bir yandan savunma sanayiinde dünyada ilk yüze giren firma sayısını 4’e çıkarırken, diğer yandan da kobilerini desteklemeyi sürdürüyor. Fuardaki temaslar ve görüşmelerle varılacak anlaşmalar, ülkemizin savunma sanayi hedeflerine biraz daha yaklaşmasını sağlayacaktır. Önümüzdeki yıllarda bu fuarı her bakımdan çok daha ileri taşıyacak adımları birlikte atacağız” şeklinde konuştu.
“BAZILARI TÜRKİYE’NİN GEÇMİŞİNİ BİR ASIRDAN İBARET SANIYOR”
Devlet geleneği 2 bin 200 yılı aşan bir ülke olarak Türkiye’nin savunma sanayiine önem vermesinden daha tabii bur durum olmadığını vurgulayan Erdoğan, “Coğrafyamızda son bin yıldır Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyet olarak varlığımızı sürdürebilmemizi etkili bir savunma altyapımıza sahip olmamıza borçluyuz. Bazıları Türkiye geçmişini bir asırdan ibaret sanıyor. Halbuki biz dünyanın en güçlü kara ve deniz ordularını kormuş, sadece Osmanlı ile 24 milyon kilometrekareye ulaşan hakimiyet alanların tesis etmiş bir ülkeyiz. Dünya harp tarihinde hem eğitim ve taktik, hem araç gereç bakımından en önemli yeri ecdadımızın aldığını görürsünüz” diye konuştu
“İHTİLAFLARIN ÇÖZÜMÜ KONUSUNDA ASKERİ SEÇENEKLER DAHA ÇOK KONUŞULMAYA BAŞLANDI”
Türkiye’nin içerisinde bulunduğu coğrafyada yaşanan siyasi krizlere ve çatışmalara dikkat çeken Erdoğan, “Bu durum bizim her alanda kendimizi sürekli teyakkuz halinde tutmamızı zorunlu hale getirmektedir. Dünya bugün tüm insanlığın ortak ihtiyacı olan istikrar ve güven iklimini tehdit eden gelişmeler sebebiyle adeta diken üzerindedir. Kurallara dayalı uluslararası düzen her gün biraz daha erozyona uğratılmaktadır. Tek taraflı güç kullanma ve yaptırım tehditleri daha çok başvurulan bir yol haline geldi. Yeni bir silahlana yarışına yol açacak güç rekabetinin hortlama ihtimali artıyor. İhtilafların çözümü konusunda askeri seçenekler daha çok konuşulmaya başlandı. Bölgesel krizler süratle küresel boyut kazanırken, terör örgütleri de bu gidişin tehlikeli araçları haline getirilmiştir. İletişim imkanlarını daha etkin kullanan terör örgütlerinin yol açtığı güvenlik sorunları giderek büyüyor” ifadelerini kullandı.
“TERÖR ÖRGÜTÜNE, BİZE PARA İLE VERİLMEYEN SİLAHLARIN BİLABEDEL YIĞILDIĞINI ÜZÜNTÜ İLE TAKİP EDİYORUZ”
Yıllardır terörle mücadele eden Türkiye’ye savunma sanayii alanında gizli ve açık ambargo uygulandığını söyleyen Erdoğan, “Suriye’de sınırlarımızı dibinde yuvalanan terör örgütüne, bize para ile verilmeyen silahların bilabedel yığıldığını üzüntü ile takip ediyoruz. Kendileri binlerce kilometre öteden tehdit algıları üretip orantısız güçle üzerine gidenler, bizim meşru hassasiyetlerimizi görmezden gelmeye çalışıyor” açıklamalarında bulundu.
“TÜRKİYE’Nİ DIŞLANDIĞI BİR F 35 PROJESİ TAMAMEN ÇÖKMEYE MAHKUMDUR”
Türkiye’nin siyasi ve diplomatik alanda olduğu gibi, savunma alanında da hiçbir dayatmayı kabul etmeyeceğini söyleyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Biz tarih boyunca içinde yer aldığı tüm ittifakların hukukuna sadık kalmış bir ülkeyiz. Mesela sınırlarımızda yaşadığımız tacizler sebebiyle hava savunma sistemlerine ihtiyaç duyduğumuzda ilk başvurduğumuz yer müttefiklerimiz olmuştur. Maalesef bu yöndeki taleplerimiz ya tümden cevapsız kalmış, ya da işi yokuşa sürme anlamına gelen şartlar önümüze konmuştur. Kendimizi savunma hakkımızın hiçe sayılması karşısında herhalde sesiz kalmayacaktır. Nitekim öyle de yaptık. Rusya ile vardığımız S-400 anlaşmasının gerisinde işte böyle bir süreç vardır. Kendi hava savunma sistemlerimizi üretme konusunda hızlı şekilde yol alıyoruz. Bu günlerde F 35 konusunda da benzer bir haksızlığa, dayatmaya maruz kalıyoruz. Proje ve üretim ortağı olduğumuz bir konuda bizi dışlamaya çalışanların hala bu işin sonunun nereye varacağını göremediklerini düşünüyoruz. Türkiye’ni dışlandığı bir F 35 projesi tamamen çökmeye mahkumdur. Şimdi biz kendi milli muharebe uçağımızı üretecek adımları da hızla atmaya başladık. İnşallah Hava Kuvvetlerimizin bundan sonraki filoları ağırlıklı olarak kendi milli muharebe uçaklarından oluşacaktır. Bu çerçevede geleceğin teknolojisi olarak bakılan insansız muharebe uçakları ile ilgili ide yoğun çalışmalarımız var. Uçaklarımızda kullandığımız bombaları bize vermemek için kırk takla atanlar, şimdi ürettiğimiz bombaların gücü ve ekonomikliği karşısına şaşkınlığını gizleyemiyor”
“ÜLKEMİZİN ÖNÜNÜ KESMEK İÇİN ARAÇ OLARAK KULLANILAN HER HUSUSTA KENDİMİZİN VE DOSTLARIMIZIN İHTİYACINI KARŞILAYACAK ALT YAPIYI KURMAKTA KARARLIYIZ”
İnsansız hava araçları konusunda da benzer bir sürecin yaşandığını anlatan Erdoğan, şunları söyledi:
“Terörle mücadelede insansız hava araçlarına ihtiyaç duyduğumuzda yine ilk iş gidip müttefiklerimizde yardım istedik. Onlardan herhangi bir destek alamayınca, dolaylı bir yola başvurup bölgemizdeki bir ülkeden bu araçları edindik. Bu şekilde aldığımız İHA’ların bakımı konusunda bize yaşatılan sıkıntıların hiç de iyi niyetli olmadığını görünce kolları sıvadık. Savunma sanayii kuruluşlarımızı görevlendirdik. Bugün Türkiye silahlı ve silahsız insansız hava araçları konusunda dünyada söz sahibi bir konuma gelmiştir. Diğer alanlarda da aynı hassasiyetle çalışıyoruz. Yüksek teknolojiye dayalı savunma sanayi ürünlerinin tasarım ve üretimi konusuna büyük önem veriyoruz. Zira optik, yazılım, motor, simülasyon, patlayıcı teknolojileri başta olmak üzere ülkemizin önünü kesmek için araç olarak kullanılan her hususta kendimizin ve dostlarımızın ihtiyacını karşılayacak alt yapıyı kurmakta kararlıyız”