CENEVRE (AA) - Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi nezdindeki Daimi Temsilcisi Büyükelçi Mehmet Ferden Çarıkçı, “BM Zorla ve İrade Dışı Kaybolmalar Çalışma Grubu"nun Türkiye ile ilgili raporunu eleştirerek, "PKK'nın bir terör örgütü olarak adlandırılmamasını esefle karşıladığımızı ifade etmek istiyorum." dedi.
Büyükelçi Çarıkçı, İsviçre’de devam eden BM İnsan Hakları Konseyi 33. Oturumu'nda “BM Zorla ve İrade Dışı Kaybolmalar Çalışma Grubu”yla bugün düzenlenen interaktif diyalog toplantısı sırasında yaptığı konuşmasına, Çalışma Grubu'nun 14-18 Mart tarihlerinde Türkiye'ye yaptığı resmi ziyarete teşekkür ederek başladı.
Çalışma Grubu'nun misyonu gereği Ankara, İstanbul ve Diyarbakır'ı ziyaret ettiğini anımsatan Çarıkçı, Türk halkının ciddi güvenlik sorunlarıyla karşılaştığı ve güvenlik güçlerinin acımasız terör örgütlerine karşı mücadele verdiği bir dönemde söz konusu gruba ev sahipliği yapıldığına dikkati çekti.
Çarıkçı, Türk makamlarının, ziyaretin başarılı geçmesi için büyük bir gayret sarf ettiğinin altını çizerek, "Bu noktada Çalışma Grubu'nun Türkiye ile ilgili raporunda PKK'nın bir terör örgütü olarak adlandırılmamasını esefle karşıladığımızı ifade etmek istiyorum. Elbette, PKK birçok ülkenin uluslararası listesinde yer alan bir terör örgütüdür." şeklinde konuştu.
"Operasyonlar tamamen sivillerin korunması için yapılıyor"
Avrupa Birliği'nin 2004'ten bu yana PKK'yı bir terörist örgüt olarak adlandırdığını, ayrıca NATO'nun da PKK'yı terörist örgüt olarak gördüğünü hatırlatan Çarıkçı, örgütün kurulduğu 1984'ten bugüne kadar 40 bin insanın PKK teröründen dolayı hayatını kaybettiğini hatırlattı.
Çarıkçı, raporda ayrıca, Türkiye'nin güneydoğusunda yapılan güvenlik operasyonlarında ölen teröristlerin yakınlarının cesetlere erişim sağlayamadıkları yönündeki iddiaların yer almasını da eleştirerek, terör örgütünün cesetleri bir insan kalkanı olarak kullandığı için cenaze sahibi ailelere teslim edilmediğinin gözlemlendiğine dikkati çekti. Çarıkçı, "İlgili bütün insan hakları oluşumlarının, bu tür terörist yöntemlere yönelik, insanlığa karşı bir suç anlayışıyla mücadele vermesi gerekir." değerlendirmesinde bulundu.
Artan terör saldırılarına karşı güvenlik güçlerinin geniş kapsamlı operasyonlarının kamu düzeni ve halkın güvenliğinin yanı sıra kamu ve özel mülkiyetin korunmasını sağlamak için yapıldığını ifade eden Çarıkçı, bütün bu operasyonların tamamen terörist saldırıların durdurulması ve sivillerin korunması için yapıldığını aktardı.
Çarıkçı, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) başarısız darbe girişiminin ardından kamu düzenini sağlamak için 3 aylık olağanüstü hal ilan edildiğine de değinerek, "Bu adım, anayasaya ve tüm uluslararası yükümlülüklere uygun olarak atılmıştır." dedi.
Çalışma Grubu'nun Türkiye yaptığı ziyaretin öncesi ve sonrasında sürekli iletişim halinde olduklarını belirten Büyükelçi Çarıkçı, Türkiye'nin söz konusu grupla iyi niyet, karşılıklı saygı ve anlayış temelinde işbirliğini sürdüreceğini kaydetti.
Büyükelçi Çarıkçı, İsviçre’de devam eden BM İnsan Hakları Konseyi 33. Oturumu'nda “BM Zorla ve İrade Dışı Kaybolmalar Çalışma Grubu”yla bugün düzenlenen interaktif diyalog toplantısı sırasında yaptığı konuşmasına, Çalışma Grubu'nun 14-18 Mart tarihlerinde Türkiye'ye yaptığı resmi ziyarete teşekkür ederek başladı.
Çalışma Grubu'nun misyonu gereği Ankara, İstanbul ve Diyarbakır'ı ziyaret ettiğini anımsatan Çarıkçı, Türk halkının ciddi güvenlik sorunlarıyla karşılaştığı ve güvenlik güçlerinin acımasız terör örgütlerine karşı mücadele verdiği bir dönemde söz konusu gruba ev sahipliği yapıldığına dikkati çekti.
Çarıkçı, Türk makamlarının, ziyaretin başarılı geçmesi için büyük bir gayret sarf ettiğinin altını çizerek, "Bu noktada Çalışma Grubu'nun Türkiye ile ilgili raporunda PKK'nın bir terör örgütü olarak adlandırılmamasını esefle karşıladığımızı ifade etmek istiyorum. Elbette, PKK birçok ülkenin uluslararası listesinde yer alan bir terör örgütüdür." şeklinde konuştu.
"Operasyonlar tamamen sivillerin korunması için yapılıyor"
Avrupa Birliği'nin 2004'ten bu yana PKK'yı bir terörist örgüt olarak adlandırdığını, ayrıca NATO'nun da PKK'yı terörist örgüt olarak gördüğünü hatırlatan Çarıkçı, örgütün kurulduğu 1984'ten bugüne kadar 40 bin insanın PKK teröründen dolayı hayatını kaybettiğini hatırlattı.
Çarıkçı, raporda ayrıca, Türkiye'nin güneydoğusunda yapılan güvenlik operasyonlarında ölen teröristlerin yakınlarının cesetlere erişim sağlayamadıkları yönündeki iddiaların yer almasını da eleştirerek, terör örgütünün cesetleri bir insan kalkanı olarak kullandığı için cenaze sahibi ailelere teslim edilmediğinin gözlemlendiğine dikkati çekti. Çarıkçı, "İlgili bütün insan hakları oluşumlarının, bu tür terörist yöntemlere yönelik, insanlığa karşı bir suç anlayışıyla mücadele vermesi gerekir." değerlendirmesinde bulundu.
Artan terör saldırılarına karşı güvenlik güçlerinin geniş kapsamlı operasyonlarının kamu düzeni ve halkın güvenliğinin yanı sıra kamu ve özel mülkiyetin korunmasını sağlamak için yapıldığını ifade eden Çarıkçı, bütün bu operasyonların tamamen terörist saldırıların durdurulması ve sivillerin korunması için yapıldığını aktardı.
Çarıkçı, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) başarısız darbe girişiminin ardından kamu düzenini sağlamak için 3 aylık olağanüstü hal ilan edildiğine de değinerek, "Bu adım, anayasaya ve tüm uluslararası yükümlülüklere uygun olarak atılmıştır." dedi.
Çalışma Grubu'nun Türkiye yaptığı ziyaretin öncesi ve sonrasında sürekli iletişim halinde olduklarını belirten Büyükelçi Çarıkçı, Türkiye'nin söz konusu grupla iyi niyet, karşılıklı saygı ve anlayış temelinde işbirliğini sürdüreceğini kaydetti.