Sinop Üniversitesi ile Karadağ Montenegro Üniversitesi arasında Türkiye’de ilk olma özelliği taşıyan bilimsel işbirliği projesi hayata geçirildi.
TÜBİTAK tarafından desteklenen 'Türkiye ve Karadağ Denizel Ekosistemlerinde Çevresel Biyo-İndikatör Olarak Meiofaunal Organizmalar' projesi kapsamında Sinop Üniversitesi'ne ait Seydi Ali Reis gemisi ile Türk ve Karadağlı bilim insanları Karadeniz'de dipte yaşayan canlı türlerinin durumu ve bu canlıların çevre ile etkileşimlerini araştırıyor. Proje ortaklarından Montenegro Üniversitesi Bilimsel Aktivitelerden Sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Vladimir Pesic, Öğretim Üyeleri Dr. Vesna Vukasinovic Pesic ve Dr. Sead Hadziablahovic Sinop’a gelerek, Sinop Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Sezgin'in koordinatörlüğünde çalışmalara başladı.
Prof. Dr. Murat Sezgin, Seydi Ali Reis gemisinde yaptığı açıklamada, TÜBİTAK tarafından desteklenen 'Türkiye ve Karadağ Denizel Ekosistemlerinde Çevresel Biyo-İndikatör Olarak Meiofaunal Organizmalar' projesinin hayata geçirildiğini, iki yıl süreyle de devam edeceğini söyledi. Prof. Dr. Sezgin, çalışmaları genişleterek Avrupa Birliği’nden destek alınmasını hedeflediklerini söyledi. Karadağlı bilim adamlarıyla Sinop'ta ve Karadağ’da laboratuvar ve saha çalışmaları yapacaklarını dile getiren Prof. Dr. Sezgin, “TÜBİTAK destekli projemize büyük önem veriyoruz.
Hem biz hem de Karadağ ekibi, 0-5 metre derinliklerden canlı, su ve sediman numuneleri toplayıp analizler yapacağız. Bu kapsamda araştırmanın yürütüleceği bölgelerden 8’er istasyon seçtik. Dört mevsim boyunca araştırmalar devam edecek. Ayrıca, su kalitesi ve sediman kalitesi analizleri ile veriler elde edilecek. Böylece deniz ortamının ekolojik kalitesi hakkında fikir sahibi olacağız. Saha çalışmalarında Sinop Üniversitesi’ne ait 'Seydi Ali Reis' araştırma gemisi kullanılacak. Projemiz 2 yıl sürecek' dedi.
Çoğunlukla insan kaynaklı atık ve teknolojik kirlilikteki artışın Karadeniz'in farklı kıyısal bölgelerinde kıyı ekosistemini olumsuz yönde etkileyerek biyo-çeşitliliğin bozulmasına, üretimin düşmesine ve ekosistemin kendini yenileme kapasitesinin azalmasına neden olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Murat Sezgin, genel olarak çevresel stres altında bulunan ekosistemlerde tür çeşitliliğinde azalma, yerli türlerde azalma ve fırsatçı türlerde artış meydana geldiğini vurguladı.
Tüm tehditlerin Karadeniz'de özel koruma alanlarının oluşturulması ve belirli anahtar türlerin özel koruma statüsüne alınması, evsel ve endüstriyel atıkların deniz ortamına kontrolsüz deşarjının azaltılması ile önlenebileceğinin altını çizen Prof. Dr. Sezgin, yürütülen proje ile bu sorunların çözümüne katkı sağlamaya çalıştıklarını da sözlerine ekledi.
Sinop Üniversitesi ve Montenegro Üniversitesi arasında hayata geçirilmesiyle kirliliğin giderek arttığı Karadeniz'de dipte yaşayan canlı türlerinin durumunu araştırmak ve bu canlıların çevre ile etkileşimlerini araştırmak için çalışma başlatıldı. Omurgasız dip hayvanlarının yapılarını ve kirliliğe bağlı olarak popülasyonlarında meydana gelen değişimlerini analiz eden bilim insanları, bu yolla deniz ekosisteminin durumunu belirlemeye çalışıyor. Bu sayede Karadeniz'in ekolojisi ve canlı türlerinin tehlikede olup olmadığı hakkında bilimsel yönden fikir sahibi olunacak.
Yaklaşık 160 milyon kişiyi barındıran Karadeniz havzasında çevre sorunları ile deniz ve kıyı kirliliği önemli boyutlara ulaştı. Bu kapsamda kıyıdaş ülkeler tarafından hazırlanan Bükreş Sözleşmesi, 21 Nisan 1992 tarihinde imzalanarak, 15 Ocak 1994 tarihinde yürürlüğe girdi. Sözleşmeye, Bulgaristan, Gürcistan, Romanya, Rusya Federasyonu, Ukrayna ve Türkiye'nin taraf olduğu belirtildi.
dikGAZETE