Ankara
AA muhabirinin Tarım ve Orman Bakanlığından edindiği bilgiye göre, yağmur ormanlarından sonra biyolojik olarak en üretken ekosistemler olan sulak alanlar, gerek ekolojik dengenin sağlanmasında gerekse biyolojik çeşitliliğin korunmasında büyük önem taşıyor.
Sulak alanların korunması ve geliştirilmesi ve su arzını sağlamak için kaynakların korunması gerekiyor. Bu kapsamda Türkiye, Sulak Alanların Korunması Sözleşmesi'ne (Ramsar Sözleşmesi) 1994 yılında taraf olmuştu ve toplam büyüklüğü 184 bin 487 hektar olan 14 sulak alanını (Sultan Sazlığı, Seyfe Gölü, Burdur Gölü, Manyas (Kuş) Gölü ve Göksu Deltası, Akyatan Lagünü, Kızılırmak Deltası, Uluabat Gölü ve Gediz Deltası, Yumurtalık Lagünü, Meke Gölü, Kızören Obruğu, Kuyucuk Gölü ve Nemrut Kalderası) sözleşme listesine "Ramsar alanı" olarak dahil ettirdi. Bu alanlara ilave olarak 2014 ile 2023 yıllarında 59 ulusal öneme haiz sulak alan, 32 mahalli öneme haiz sulak alan olmak üzere 91 yeni sulak alan ilan edildi. Bugün itibarıyla toplam büyüklüğü 1 milyon 146 bin 420 hektar olan toplam 105 adet sulak alan bulunuyor.
Sulak alanlar içinde 117 bin 779 hektarla Akşehir ve Eber gölleri, 61 bin 606 hektarla İznik Gölü ve 55 bin 95 hektarla Acıgöl dikkati çekiyor.
75 sulak alan yönetim planı hazırlandı
Bakanlık tarafından 1999'dan bu yana Ramsar Sözleşmesi'nin "sulak alanların akılcı kullanımı" prensibi kapsamında Sulak Alan Yönetim Planları hazırlanıyor. Bu çerçevede 2022'ye kadar 75 sulak alan yönetim planı hazırlanarak uygulanmaya konuldu.
2015'te başlatılan Ulusal Sulak Envanter Projesi (SAYBİS) ile ülkedeki sulak alanlar il ve bölge bazında belirleniyor. Bu kapsamda, Ulusal Sulak Alan Envanter Yönetim Bilgi Sistemi'ne sulak alan veri girişi devam ederken 2023 sonuna kadar 2000 sulak alanın sisteme girişi sağlanacak. SAYBİS kapsamında sulak alanlarda izin başvurusu e-Devlet üzerinden yapılabiliyor.
Rehabilitasyon ve restorasyon çalışmaları
Öte yandan, iklim değişikliğiyle mücadelede rehabilitasyon ve restorasyon çalışmaları da devam ediyor. Antalya'daki Avlan Gölü, Konya'daki Akgöl Gölü ve Ereğli Sazlıkları'nda yeniden su tutulumu sağlandı. Kayseri'deki Sultansazlığı, Tokat'taki Kaz Gölü, Kars'taki Kuyucuk Gölü ve Afyonkarahisar'daki Karakuyu Sazlıkları ve Eber Gölü'nde rehabilitasyon çalışmaları yapıldı.
İklim değişikliği ve insan müdahaleleri nedeniyle su kıtlığı yaşanan alanlardaki su kullanımının planlanması için de ilgili sulak alanlarda "matematiksel modelleme" yapılarak su kullanımı kontrol altına alınıyor.
Ülkede kuş gözlemciliğinin ve doğa fotoğrafçılığına olan ilginin artmasıyla sulak alanlarda ekoturizm tesislerine ihtiyaç duyuldu. 55 adet sulak alanda 69 kuş gözlem kulesi, 9 yürüyüş yolu, 13 ziyaretçi merkezi bulunuyor.
"Sulak alanların ülke ekonomisine çok büyük katkıları var"
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, yağmur ormanlarından sonra biyolojik açıdan en üretken ekosistemler olan sulak alanların, gerek ekolojik dengenin sağlanmasında gerekse biyolojik çeşitliliğin korunmasında büyük önem taşıdığını ifade etti.
Sulak alanların, ülke ekonomisine çok büyük katkıları olan ekosistemler olduğunu vurgulayan Kirişci, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu alanlar, suyu depolama, su ürünlerini barındırma, sel ve taşkınları önleme, havzadaki su rejimini düzenleme, azot fosfor gibi besin tuzlarını alıkoyarak filtre görevi görmeleri sebepleriyle büyük öneme sahip. Sulak alanların iklim değişikliği ve doğal afetlerin kontrolü noktasında da önemli işlevi bulunuyor. Bu alanları korumanın, geleceğimize sahip çıkmak anlamı taşıdığını biliyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığı olarak bu görevi yerine getirebilmek için yoğun çaba içindeyiz."
Kirişci, 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü'nün bu yıl "Şimdi Sulak Alanları İyileştirme Zamanı" temasıyla kutlanmasını anlamlı bulduğunu dile getirerek, "Tüm vatandaşlarımızı hava, su ve toprak gibi çevre konularında daha fazla hassasiyete davet ediyorum." dedi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com