İSTANBUL
Kocaeli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şefaattin Deniz, Beşiktaş'ta bulunan Yahya Efendi Haziresi'ndeki çalışmaları sırasında, İkinci Dünya Savaşı'nda Fransız-Alman çarpışmalarını izlemek üzere bulunduğu Strazburg'ta şehit düşen Anadolu Ajansı savaş muhabiri Salih Köse Raif Çorlu'nun unutulan kabrini belirledi.
Haziredeki kabirleri inceleyen Doç. Dr. Şefaattin Deniz, Türkiye'nin ilk emdedded muhabiriyken şehit olan AA muhabiri Salih Köse Raif Çorlu'nun mezar taşıyla karşılaştı. Osmanlı alfabesiyle yazılmış mezar taşı ilgisini çeken Doç. Dr. Deniz, Çorlu'nun yaşamı konusunda araştırma yaptı.
Taha Toros'un arşivindeki bilgilere ulaşan Doç. Dr. Deniz, şehit gazeteci Salih Köse Raif Çorlu'nun öyküsünü şöyle anlattı:
"1945 yılının Nisan ayıydı. Almanya'nın başını çektiği İtalya, Japonya, Bulgaristan, Macaristan ve Romanya'nın bulunduğu mihver devletler, İngiltere, ABD, Fransa ve Rusya'nın içinde bulunduğu müttefik devletler karşısında yenilmek üzereydi, yani savaş son demlerine gelmişti.
Fransa'dan çekilmek zorunda kalan Almanya, geride ağır hasar bırakmayı ihmal etmiyordu. Bunun üzerine Fransız Hükümeti, 14 Nisan 1945'te gözlemlerde bulunmak üzere Almanlarla savaştıkları Strazburg cephesine savaş muhabirlerinden oluşan bir ekibi çağırdı.
Davetliler arasında Türkiye Cumhuriyeti'nin Paris'e gönderdiği Anadolu Ajansı'nın savaş muhabiri Salih Köseraif Çorlu Beyefendi de bulunuyordu.
"Strazburg cephesinde kafasına isabet eden kurşunla ağır yaralandı"
Salih Bey, 14 Nisan'da Strazburg cephesinde kafasına isabet eden bir kurşunla ağır şekilde yaralandı. Hemen askeri hastaneye kaldırılan Anadolu Ajansı Muhabiri Salih Bey, yapılan başarılı operasyona rağmen beyninde oluşan ağır hasardan dolayı kurtulamayarak 8 Mayıs 1945'te vefat etti.
Salih Bey, yirmi dört günlük bir yaşam mücadelesinden sonra hayata gözlerini kapamış oldu. Bu elim hadise, davet üzerine gittiği için hem Fransa Hükümeti'nde hem de cephede çalıştığı diğer arkadaşları arasında derin bir teessür meydana getirdi.
Salih Bey'in eşi Tiraje Hanım da bu sırada Paris'te ikamet ediyordu. Evleri ziyaretçi akınına uğradı, hatta Fransa Devlet Başkanı Başkanı Charles De Gaulle de Tiraje Hanım'a Salih Bey'in ölümünden dolayı duyduğu üzüntüyü bildiren bir mektup gönderdi ve Harp Defne Dalı Nişanı'yla taltif etti."
Deniz, savaş nedeniyle deniz taşımacılığının kesintiye uğradığını, bu nedenle de Salih Köse Raif Çorlu'nun cenazesinin bir müddet Fransa'da kaldığını aktardı.
"Ölümünden 35 gün sonra Yahya Efendi Dergahı Haziresi'nde defnedildi"
Almanya ile Fransa arasındaki savaş bittiğinde, 4 Haziran 1945'te vapur seferlerinin yeniden başladığını ve cenazeyi almak üzere Trabzon Vapuru'nun Marsilya'ya gittiğini vurgulayan Deniz, şöyle devam etti:
"Yapılan törenin ardından cenaze Türkiye'ye getirilmek üzere yola çıkarıldı. Bu vesile ile orada mahsur kalan 16 Türk vatandaşı da Türkiye'ye dönüş fırsatı yakalamış oldu.
12 Haziran'da Türkiye'ye ulaşan Salih Bey'in naaşı kalabalık bir vatandaş topluluğunun katılımıyla 13 Haziran'da, yani ölümünden yaklaşık 35 gün sonra Yahya Efendi Dergahı Haziresi'nde ebedi istirahatgahına defnedildi.
Annesi Nimet Hanım, oğlunun ölümü ve kaderi karşısındaki çaresizliğini şu şekilde dile getirdi, 'İnsan evladına taht yapabiliyor ama baht yapamıyor. Ben evladıma yapabildim mi?'"
"Mezar taşı Osmanlı Alfabesi ile yazılmış"
Köklü bir aileye sahip Salih Köse Raif Çorlu için Osmanlı alfabesiyle bir mezar taşı hazırlandığını ve mezar taşında "Strazburg'da şehit düşen Anadolu Ajansı Paris harp muhabiri" ifadelerinin bulunduğunu aktaran Doç. Dr. Deniz, şöyle konuştu:
"Mezar taşından da anlaşılacağı üzere Salih Bey'in hayatı 41 yaşında Paris'te noktalanmış, Anadolu Ajansı da lise ve üniversiteyi Paris'te okumuş, eğitim hayatı başarılarla dolu nitelikli bir personelini 2. Dünya Savaşı’nda görev şehidi vermişti.
Salih Bey’in Tiraje Hanım'la mutlu bir evliliği vardı. O da tıpkı babası gibi iyi bir sportmendi ve eskrim dalında ödüller almıştı. Hatta bir müddet Osmanlı Bankası'nda da çalışmıştı. Salih Bey’in beklenmedik ölümü haliyle eşi Tiraje Hanım'ı da derinden sarsmış, cenaze ile birlikte o da Türkiye'ye dönmüştü.
Daha sonra Ankara'ya yerleşen ve Halid Ziya Uşaklıgil'in torunu olan Tiraje Hanım, 31 yaşında iken hayatla olan son bağını da kopararak yaşamına son verdi."
Doç. Dr. Deniz, 1945 yılında vefat etmesine rağmen mezar taşının Osmanlı alfabesiyle yazılmasının gizemini ise henüz çözemediğini kaydetti.
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com