Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, “İç ve dış konjonktürde olumsuzluk yaşadığımız bir dönemde yıllık bazda kaydedilen pozitif büyüme, aldığımız güven artırıcı politika kararlarının etkili olduğunu ve Türkiye ekonomisinin sağlam duruşunu devam ettirdiğini göstermektedir” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, TBMM Genel Kurulu’nda 2019 merkezi yönetim bütçesi hakkında bilgi verdi. Yeni Ekonomi Programı’nda mali disiplini ekonomi politikasının temel çıtası olarak belirlediklerini söyleyen Albayrak, “Başta tasarruflar olmak üzere, uygulamaya konulacak yapısal tedbirlerle merkezi yönetim bütçe açığının gayrisafi yurt içi hasılaya oranını program dönemi boyunca yüzde 2’nin altında tutacağız. Bu çerçevede 2017 yılında yüzde 1,5 olarak gerçekleşen merkezi yönetim bütçe açığının gayrisafi yurt içi hasılaya oranının 2018 yılında yüzde 1,9, 2019 yılında ise yüzde 1,8 olacağını öngörüyoruz. Buna bağlı olarak 2017 yılında yüzde 1,8 olan genel devlet açığının gayrisafi yurt içi hasılaya oranının 2018 yılında yüzde 2,4, 2019 yılında ise yüzde 1,6 olmasını hedefledik. Bu oranlar yüzde 3 olan Maastricht Kriterlerinin oldukça altındadır, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin bütçe açıklarına kıyasla da oldukça düşük düzeydedir. Benzer şekilde, kamu borç yükü de küresel ölçekte görece düşük bir seviyededir. Son dokuz yılda kamu borç stokunun gayrisafi yurt içi hasılaya oranı OECD ülkelerinde ortalama yüzde 108’ken, avro bölgesinde yüzde 88,2’yken gelişmekte olan ülkelerde ortalama yüzde 42,3 gerçekleşmiştir. Buna göre, Türkiye’de kamu borç yükü gelişmiş ülke ortalamalarının yaklaşık dörtte 1’i kadarken gelişmekte olan ülkelerin ortalamasından da yaklaşık 11 puan daha düşüktür” ifadelerini kullandı.
2017 KESİN HESAPLARINA İLİŞKİN BİLGİ VERDİ
2017 Kesin Hesapları’na ilişkin bilgi veren Albayrak, “2017 yılında, bütçe giderleri 678,3 milyar TL, gayrisafi yurt içi hasılaya oranı da yüzde 21,8; bütçe gelirleri 630,5 milyar TL, gayrisafi yurt içi hasılaya oranı yüzde 20,3; bütçe açığı 47,8 milyar TL, yine aynı şekilde gayrisafi yurt içi hasılaya oranı yüzde 1,5; faiz dışı fazla 8,9 milyar TL, gayrisafi yurt içi hasılaya oranı yüzde 0,3 olarak gerçekleşmiştir. 2017 yılı bütçe giderleri, bütçe başlangıç tahminine göre yüzde 5,1 oranında, yıl sonu gerçekleşme tahminine göre yüzde 0,7 oranında artmıştır. Buna karşın bütçe gelirlerimiz bütçe başlangıç tahminine göre yüzde 5,4 oranında, yıl sonu gerçekleşme tahminine göre yüzde 3 oranında artış göstermiştir” şeklinde konuştu. Albayrak şöyle konuştu:
“2018 yılı merkezi yönetim bütçe gerçekleşmelerine baktığımızda, bu bütçe gerçekleşmelerine ilişkin yıl sonu beklentimiz şu şekildedir: 2018 yılında merkezî yönetim bütçe giderlerinin 821,8 milyar TL, bütçe gelirlerinin 749,6 milyar TL, bütçe açığının 72,1 milyar TL, faiz dışı dengenin ise 4,3 milyar TL olarak gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. 2018 yıl sonu bütçe açığının 72,1 milyar TL’yle bütçe başlangıç hedefinin 6,2 milyar TL üzerinde gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Bu açığın milli gelire oranının ise yüzde 1,9 olacağını öngörüyoruz.”
“BÜTÇE ÖDENEKLERİ 2018 YILINA GÖRE YÜZDE 26 ORANINDA ARTMAKTADIR”
2019 merkezi yönetim bütçesi hakkında bilgi veren Albayrak, “2019 yılı bütçemize baktığımızda, bütçe giderleri 961 milyar TL, faiz hariç giderler 843,7 milyar TL, bütçe gelirleri 880,4 milyar TL, vergi gelirleri 756,5 milyar TL, bütçe açığı 80,6 milyar TL, faiz dışı fazla 36,7 milyar TL olarak öngörülmüştür. 2019 yılı bütçe ödenekleri 2018 yılına göre yüzde 26 oranında artmaktadır. Bu artış yaklaşık 198 milyar TL’ye tekabül etmektedir. Diğer kalemlerdeki artış ve azalışlar bir kenara bırakıldığında sadece 4 kalemdeki artış bu artışın tamamı diyebileceğimiz 197 milyar TL’ye tekabül etmektedir. Bu kalemlerden birincisi, toplam bütçe harcamaları içerisindeki payı yüzde 30,6 olan personel giderleridir. Personel ücretlerine 2019 yılı içerisinde yansıtılacak olan enflasyon farkı ödemeleri ile 2018 yılında kadroya geçen taşeron işçilerin ücret ödemeleri nedeniyle personel giderleri geçen yıla göre yüzde 35,6 oranında artarak 216 milyar 570 milyon TL’den 293 milyar 678 milyon TL’ye yükselmiştir” diye konuştu.
“BÜTÇE GİDERLERİNİN YÜZDE 19,3 OLAN SOSYAL GÜVENLİK KURUMU’NA”
2019 bütçe giderlerinin yüzde 19,3 olan Sosyal Güvenlik Kurumu’na yapılan transferler olduğunu hatırlatan Albayrak, “2019 yılı içerisinde emekli ve yaşlılık aylıklarına yapılacak enflasyon farkı dâhil zamlar ile emeklilere verilecek bayram ikramiyeleri nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan transferler yüzde 36,5 oranında artarak 135 milyar 684 milyon TL’den 185 milyar 160 milyon TL’ye yükselmiştir. Üçüncüsü, toplam bütçe giderleri içerisindeki payı yüzde 11,9 olan, gelirden ayrılan payladır. Gelirlerdeki artış nedeniyle gelirden ayrılan paylar 2018 yılı ödeneklerine göre yüzde 27,2 oranında artarak 89 milyar 860 milyon TL’den 114 milyar 344 milyon TL’ye yükselmiştir. Dördüncüsü, toplam bütçe giderleri içerisindeki payı yüzde 12,2 olan faiz giderleridir. Faiz oranında ve döviz kurundaki yükselişe bağlı olarak borçlanma maliyetlerindeki ve dış borç faiz ödemelerindeki artış nedeniyle faiz giderleri 2018 yılına göre yüzde 63,6 oranında artarak 71,7 milyar TL’den 117,3 milyar TL’ye yükselmiştir” ifadelerini kullandı.
2019 merkezi yönetim bütçesinin temel özelliklerini sıralayan Albayrak, “2019 yılı bütçesinin temel özelliklerine baktığımızda, Yeni Ekonomi Programı’nda ortaya konulan dengelenme sürecinin en temel destekleyicisi olacaktır bu bütçe. Maliye politikası, para politikasıyla eş güdümlü olarak, enflasyon başta olmak üzere, cari açık ve büyümeye ilişkin hedeflerle uyumlu olarak yönetilecektir. Yeni Ekonomi Programı’nda ortaya koyduğumuz hedefler doğrultusunda hazırladığımız 2019 yılı bütçesinin en önemli özelliklerinden biri tasarruf bütçesi olmasıdır. Özellikle altyapı yatırımlarımız doygunluk noktasına ulaştığı için öncelikli tasarruf alanımız burası oldu. Bir yandan tasarruflar sayesinde kamu kaynaklarının verimsiz alanlara yönelmesinin önüne geçilirken, diğer yandan memurumuzun, işçimizin, emeklimizin haklarını koruduk. Daha önceki yıllarda olduğu gibi, 2019 yılı bütçesinde de kadınlara, çocuklara, gençlere, yaşlılara ve engellilere sağladığımız imkânları artırarak devam ettirdik” dedi.
İhracata, teknoloji üretimine ve turizme yönelik ayrılan kaynaklarda temel olarak kesinti uygulanmadığının belirten Albayrak, “Yeni Ekonomi Programı’nda da ilan ettiğimiz gibi, 2019 yılı bütçesinden başlayarak üç yıllık dönemde kaynaklarımızı öncelikli olarak ihracatı artıracak, teknolojik ürün üretimi sağlayacak ve cari açığı azaltacak yatırımlara kanalize edeceğiz. Bu kapsamda, daha önce ilan ettiğimiz bütçe disiplini ve sıkı maliye politikası yaklaşımımız 2019 yılında da tavizsiz şekilde uygulanmaya devam edilecektir. Gelir tarafında tek seferlik gelir artırıcı tedbir bu bütçede öngörmedik. Dönem içerisinde meydana gelebilecek tek seferlik uygulamalar bütçemizi pozitif olarak etkileyecektir” ifadelerini kullandı.
“VERGİLERİN GELİRLERİNİN YÜZDE 21’İNİ EĞİTİME HARCAMIŞ OLACAĞIZ”
2019 yılında da eğitime en büyük kaynağı ayırdıklarını ifade eden Albayrak, “Eğitime ayırdığımız kaynağı 2019 yılında 161 milyar TL’ye çıkarıyoruz. Böylelikle, bütçe giderlerinin yaklaşık yüzde 17’sini doğrudan eğitime ayırıyoruz. Başka bir ifadeyle, 2019 yılında toplanan vergilerin gelirlerinin yüzde 21’ini eğitime harcamış olacağız. Sağlığa önem veriyoruz. Sağlık alanında yaptığımız reformlarla vatandaşlarımıza sunduğumuz sağlık hizmetinin kalitesini artırıyor ve her bir vatandaşımız için ulaşılabilir olmasını sağlıyoruz. Bu kapsamda, ruhen ve bedenen sağlıklı nesillerin yetişmesi için sağlık alanındaki harcamalarımızı da artırdık. Bu amaçla 2019 yılında bütçemizden sağlığa yaklaşık olarak 157 milyar TL kaynak ayırdık. 2002 yılında yüzde 11,3 olan sağlık harcamalarının bütçe içerisindeki payını 2019 yılında yüzde 16,3’e çıkardık. 2019 yılında özel sektörün yenilikçi ve üretken yatırımlarını destekleyecek yatırımlara önem veriyoruz. 2019 yılında bütçeden yatırımlar için 65,1 milyar TL kaynak ayırıyoruz. Hükûmetlerimiz döneminde yerel yönetimlere daha fazla önem verdik. Kamu hizmetlerinin sunumunda yerel yönetimlere daha çok görev ve sorumluluk vererek merkezden yürütülen birçok hizmetin mahallinde daha etkin ve verimli sunulmasını sağladık. Yerel yönetimlere verdiğimiz bu önem doğrultusunda iktidarımız döneminde yerel yönetimlere bütçeden ayrılan kaynak miktarı da artırılmıştır. Bu kapsamda büyükşehir ve diğer belediyelerimiz ile il özel idarelerimize ayırdığımız kaynağı yüzde 28,4 artırarak 93,6 milyar TL seviyesine ulaştırıyoruz” diye konuştu.
Yurt içi tasarrufları teşvik etmeye devam ettiklerini söyleyerek, “Yurt içi tasarruf oranının artırılması, Hükûmetimizin ekonomi politikasının önemli bileşenlerinden bir tanesidir. Yurt içi tasarrufların artırılması yoluyla sürdürülebilir yüksek büyümeyi sağlamayı hedefliyoruz. Bildiğiniz üzere, bu amaçla attığımız adımlardan biri de 2013 yılı itibarıyla geçiş yaptığımız Bireysel Emeklilik Sistemi’nde doğrudan devlet katkısı sistemidir. 2019 yılında Bireysel Emeklilik Sistemi kapsamında devlet katkısı tutarı için bütçemizden 4,1 milyar TL kaynak ayırdık. 2019 yılı sonunda bütçeden karşılanan toplam devlet katkısı tutarı da 19,4 milyar TL’ye ulaşmış olacaktır ve bugün itibarıyla, Bireysel Emeklilik Sistemi’ndeki katılımcı sayısı 7 milyon kişiye, birikmiş fon tutarı ise devlet katkısı dâhil 87 milyar TL’ye yaklaşmıştır” şeklinde konuştu.
BÜYÜME RAKAMLARI
Son açıklanan büyüme rakamlarına da değinen Albayrak, “’Türkiye stagflasyona girdi’, ‘Türkiye küçülecek’, ‘Türkiye resesyona girdi’ gibi bir çok şey duyduk. Türkiye, küresel ekonomideki bu denli sert süreçlere rağmen, tarihinin en büyük kur saldırısını yaşamasına rağmen o saldırıyı yaşadığı dönemde dahi bir önceki çeyrekteki 11,1’lik baz etkisine rağmen büyümüştür. TÜİK tarafından bugün açıklanan verilere göre Türkiye ekonomisi 2018 yılı üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre reel olarak 1,6 oranında büyüme kaydetti. İç ve dış konjonktürde olumsuzluk yaşadığımız bir dönemde yıllık bazda kaydedilen pozitif büyüme, aldığımız güven artırıcı politika kararlarının etkili olduğunu ve Türkiye ekonomisinin sağlam duruşunu devam ettirdiğini göstermektedir. Ekonomide 2018 yılı ikinci çeyreğinde başlayan dengelenme sürecinin üçüncü çeyrekte belirginleşerek devam ettiğini görüyoruz. Bu denli sert süreçlerde Türkiye, ekonomide yumuşak geçişleri sağlayabildiğini, kontrollü bir yol izleyebildiğini göstermiştir ve bu dönemde nihai yurt içi talep büyümeye sınırlı katkı verirken ihracat ve turizm gelirlerindeki güçlü görünüm ve zayıf ithalat nedeniyle net dış talep büyümeye kuvvetli bir katkı sağlamıştır” dedi.
(İHA)