İSTANBUL - Kaan Bozdoğan
İstanbul'da 255 bin metrekarelik arazide, Türkiye'nin ilaç sanayisinde kullanılmak ve tıbbi ham madde ya da ürün olarak yurt dışına ihraç edilmek üzere onlarca çeşit bitki yetiştiriliyor.
Türkiye florası tıbbi ve aromatik bitkiler bakımından büyük önem taşıyor. Avrupa Kıtası'nda yaklaşık 11 bin, Türkiye'de ise 12 bin bitki taksonu bulunuyor. Avrupa'daki endemik bitki sayısı 2 bin 600 iken, Türkiye'de belli bölgede yetişen bitki sayısının 3 bin 500 olduğu belirtiliyor. Ayrıca, Türkiye'de görülen üç bitkiden biri yalnızca birçok kültür bitkisinin gen merkezi olan Anadolu coğrafyasında yetişiyor. Bu kapsamda, ülkenin bitki potansiyelini tıbbi ve ekonomik kazanıma dönüştürmek için akademik ve merkezi çalışmalara başlandı.
Bezmialem Üniversitesi ve Silivri Belediyesi Tarımsal Üretim ve Araştırma Merkezi (TÜRAM) iş birliğinde yürütülen proje kapsamında, Türkiye'de ilk kez ilaç sanayisi için bitki yetiştiriliyor. TÜRAM'ın 255 bin metrekarelik arazisine ekilen tıbbi ve aromatik bitkilerin özleri ilaç üretiminde kullanılacak. Üniversitede yaklaşık 30 hekimin koordinasyonunda işlenen bitki özleri, ilaç üretiminin yanı sıra gıda ve kozmetik sektöründe de değerlendirilecek. Çalışmalar sonucunda, Türkiye'nin doğal zenginlikleri oranında iç ve dış pazarlarda hak ettiği konuma ulaşması, tıbbi ve aromatik bitki ve ürünlerini ithal eden değil ihraç eden ülke konumuna erişmesi hedefleniyor.
Bezmialem Fitoterapi Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Murat Kartal, Türkiye'nin tıbbi ve aromatik bitkiler yetiştirerek, dünya standartlarında kaliteye sahip bitkisel drog ve bitkisel drog preparatlarını üretmesinin ülke tarımı açısından çok önemli bir aşama olduğunu söyledi.
"Türkiye dünyanın bitkisel ham madde deposu olabilir"
Türkiye'nin dünyaya bitkisel ham madde satma potansiyeline sahip olduğunu dile getiren Kartal, "Türkiye'nin de bu alanda geç kalmaması gerekiyor. Bitki ve biyolojik zenginliğimiz çok fazla olmasına rağmen maalesef ekonomik olarak bu bitkilerimizden gerekli ekonomiyi ülke olarak sağlayamıyoruz. Türkiye belki kendi ilaç molekülünü sentezleyemez ama bütün dünyaya bitkisel ilaç ve ham madde satabiliriz. Bu konuda üniversite, sanayi, kamu kurum kuruluşları ve bakanlıkların birlikte çalışarak zorlukları aşıp bu sektörü geliştirmesi gerekiyor. Türkiye dünyanın bitkisel ham madde deposu olabilir. Tıbbi aromatik deposu olabilir. Bitkisel ilaçları geliştirildiği bir merkez, üs haline gelebilir. Biraz geç kalmışız ama geç kalmamızı büyük adımlar atarak telafi edebiliriz. Dünyada söz sahibi olabilmek için çalışıyoruz." değerlendirmesini yaptı.
dikGAZETE.com