Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, Türkiye’nin Suriye’deki ateşkesi ihlal ettiği iddialarına ilişkin, "Türkiye ateşkesin başlamasından itibaren DEAŞ hedefleri dışında herhangi bir topçu ateşinde bulunmamıştır" dedi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bilgiç, haftalık bilgilendirme toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi. Terörün sadece Türkiye’ye has bir durum olmadığını, dünyada pek çok terör faaliyeti yaşandığını belirten Bilgiç, Afganistan’da yaşanan iki ayrı terör saldırısını kınadı. İki ayrı terör saldırısında 30 kişinin hayatını kaybettiğini belirten Bilgiç, "Bu terör saldırısını kınıyor, Afganistan’la özellikle terörle mücadeledeki dayanışmamızın altını tekrar çiziyorum" dedi.
Kırım’da yaşanan gelişmeleri ele alan Bilgiç, Türkiye’nin Kırım’ın yasa dışı ilhakını kabul etmediğini belirtti. Kırım’ın yasa dışı ilhakına giden işgalin ikinci yıl dönümününün geçtiğimiz hafta geride kaldığını hatırlatan Bilgiç, "Kırım’da maalesef insan hakları durumu sürekli geri gidiyor. Son haftalarda bazı yeni gelişmeler yaşandı. Kırım’ın yerli ve asli unsuru olan Kırım Tatarları’nın uluslararası alanda kabul gören temsil organi olan Kırım Tatar Milli Meclisi’nin kapatılmasına yönelik bir süreç başlatıldı. Bu süreç, Kırım Tatarları’nın ve onları resmi temsil organı olan Kırım Tatar Milli Meclisi’nin itibarsızlaştırılmasına yönelik bir adım. Özellikle sadece Kırım Tatarları değil özellikle yarımadadaki azınlıklara yönelik baskılar ve uygulamalar son dönemde önemli ölçüde artmıştır. İnsan hakları ihlalleri Kırım’a giden Türki heyeti tarafından da pek çok bağımsız gözlemci tarafından da belgelenmiştir" ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE KIRIM’IN YASA DIŞI İLHAKINI TANIMIYOR"
Kırım’da pek çok kaygı verici gelişmeler yaşandığını vurgulayan Bilgiç, bunları şöyle sıraladı:
"Geçtiğimiz hafta Kırım Tatarları’na ait bir çocuk merkezine yüzleri maskeli ve silahlı kişilerce bir baskın yapıldı. Kırım Tatar televizyonu, ATV televizyonunun Akmescit’teki binasında Mustafa Kırımoğlu’nun kızının evinde aramalar yapıldı. Kırım Tatar Milli Meclisi’nin Herson’daki ofisine kimliği belirsiz kişilerce bombalar atılmıştır ve kayıp kırım Tatarlarının sayısında son dönem artış bulunmaktadır. Türkiye Kırım’ın yasa dışı ilhakını tanımamaktadır ve Kırım Tatarlarının hakkının korunması için bundan önce olduğu gibi bundan sonra da ne gerekiyorsa yapacaktır, korumaya da devam edecektir."
"TÜRKİYE DEAŞ HEDEFLERİ DIŞINDA HERHANGİ BİR TOPÇU ATEŞİNDE BULUNMADI"
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bilgiç, "Suriye’de yaşanan ateşkesin uygulanmasını Ankara nasıl değerlendiriyor? Türkiye, ateşkesin başladığı tarihten itibaren angajman kuralları çerçevesinde YPG’ye herhangi bir saldırı düzenledi mi?" sorusuna, "Türkiye ateşkesin başlamasından itibaren özellikle çatışmaların önlenmesi yürürlüğe girmesinden sonra DEAŞ hedefleri dışında herhangi bir topçu ateşinde bulunmamıştır. 28 Şubat öğleden sonra 6 hedefe 41 atış yapılmıştır. Suriye konusunda özellikle bizim temel hedefimiz, çatışmaların durdurulması, siyasi istikrarın sağlanması ve gerçek bir siyasi geçiş sürecidir. Temel hedefimiz budur. Bunun gerçekleşmemesi, çatışmaların durdurulmaması ve siyasi geçiş sürecinin gerçekleştirilmemesi, bölgede bir kaos yaratıyor, gerçek bir tehdit yaratıyor. Bu bölgeden kaynaklanan tehdit ve riskler maalesef içiçe geçmiş vaziyette. Özellikle ülkemiz Suriye ile sınır paylaştığı için bu tehdit ve risklerle de içiçe, diğer ülkelere nazaran daha fazla karşı karşıya geliyor" yanıtını verdi.
"İLK GÜN KAYDA DEĞER BİR SÜKUNET YAŞANDI"
27 Şubat günü itibarıyla çatışmaların önlenmesi çerçevesinde çatışmaların durdurulduğuna ve mutabakattan bu yana yaklaşık 4 gün geçtiğine dikkat çeken Bilgiç, şunları kaydetti:
"İlk gün kayda değer bir sükunet yaşandığını söylemek doğru olur fakat ikinci gün itibarıyla özellikle rejim kuvvetleri ve Ruslar’ın bazı bombalamaları gerçekleşti. Özellikle Ruslar’ın vakum ve misket bombası, rejimin de varil bombaları kullandığı yönünde bazı bilgiler bize ulaştı. Bu gelişmeler üzerine 29 Şubat günü Çatışmaların Durdurulması Görev Gücü Cenevre’de bir toplantı yaptı ve bu gelişmeleri ele aldı. Bu tarihten itibaren azalan oranda da olsa hem rejim hem de Rus kuvvetlerinin yine bazı bombalamalarının gerçekleştiğini görüyoruz. Burada asıl önemli olan 9 Mart tarihinde başlayacak sürdürülen müzakerelerin başlaması. Bunun için de mümkün mertebe çatışmaların durdurulması gerekiyor. Çatışmalar durdurulmazsa, rejimin ve Rus kuvvetlerinin bombalamaları böyle devam ederse bu müzakerelerin başlamasının önüne bir engel olarak çıkabilir. Biz tabiyatıyla bundan endişeliyiz."
(İHA)
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bilgiç, haftalık bilgilendirme toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi. Terörün sadece Türkiye’ye has bir durum olmadığını, dünyada pek çok terör faaliyeti yaşandığını belirten Bilgiç, Afganistan’da yaşanan iki ayrı terör saldırısını kınadı. İki ayrı terör saldırısında 30 kişinin hayatını kaybettiğini belirten Bilgiç, "Bu terör saldırısını kınıyor, Afganistan’la özellikle terörle mücadeledeki dayanışmamızın altını tekrar çiziyorum" dedi.
Kırım’da yaşanan gelişmeleri ele alan Bilgiç, Türkiye’nin Kırım’ın yasa dışı ilhakını kabul etmediğini belirtti. Kırım’ın yasa dışı ilhakına giden işgalin ikinci yıl dönümününün geçtiğimiz hafta geride kaldığını hatırlatan Bilgiç, "Kırım’da maalesef insan hakları durumu sürekli geri gidiyor. Son haftalarda bazı yeni gelişmeler yaşandı. Kırım’ın yerli ve asli unsuru olan Kırım Tatarları’nın uluslararası alanda kabul gören temsil organi olan Kırım Tatar Milli Meclisi’nin kapatılmasına yönelik bir süreç başlatıldı. Bu süreç, Kırım Tatarları’nın ve onları resmi temsil organı olan Kırım Tatar Milli Meclisi’nin itibarsızlaştırılmasına yönelik bir adım. Özellikle sadece Kırım Tatarları değil özellikle yarımadadaki azınlıklara yönelik baskılar ve uygulamalar son dönemde önemli ölçüde artmıştır. İnsan hakları ihlalleri Kırım’a giden Türki heyeti tarafından da pek çok bağımsız gözlemci tarafından da belgelenmiştir" ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE KIRIM’IN YASA DIŞI İLHAKINI TANIMIYOR"
Kırım’da pek çok kaygı verici gelişmeler yaşandığını vurgulayan Bilgiç, bunları şöyle sıraladı:
"Geçtiğimiz hafta Kırım Tatarları’na ait bir çocuk merkezine yüzleri maskeli ve silahlı kişilerce bir baskın yapıldı. Kırım Tatar televizyonu, ATV televizyonunun Akmescit’teki binasında Mustafa Kırımoğlu’nun kızının evinde aramalar yapıldı. Kırım Tatar Milli Meclisi’nin Herson’daki ofisine kimliği belirsiz kişilerce bombalar atılmıştır ve kayıp kırım Tatarlarının sayısında son dönem artış bulunmaktadır. Türkiye Kırım’ın yasa dışı ilhakını tanımamaktadır ve Kırım Tatarlarının hakkının korunması için bundan önce olduğu gibi bundan sonra da ne gerekiyorsa yapacaktır, korumaya da devam edecektir."
"TÜRKİYE DEAŞ HEDEFLERİ DIŞINDA HERHANGİ BİR TOPÇU ATEŞİNDE BULUNMADI"
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bilgiç, "Suriye’de yaşanan ateşkesin uygulanmasını Ankara nasıl değerlendiriyor? Türkiye, ateşkesin başladığı tarihten itibaren angajman kuralları çerçevesinde YPG’ye herhangi bir saldırı düzenledi mi?" sorusuna, "Türkiye ateşkesin başlamasından itibaren özellikle çatışmaların önlenmesi yürürlüğe girmesinden sonra DEAŞ hedefleri dışında herhangi bir topçu ateşinde bulunmamıştır. 28 Şubat öğleden sonra 6 hedefe 41 atış yapılmıştır. Suriye konusunda özellikle bizim temel hedefimiz, çatışmaların durdurulması, siyasi istikrarın sağlanması ve gerçek bir siyasi geçiş sürecidir. Temel hedefimiz budur. Bunun gerçekleşmemesi, çatışmaların durdurulmaması ve siyasi geçiş sürecinin gerçekleştirilmemesi, bölgede bir kaos yaratıyor, gerçek bir tehdit yaratıyor. Bu bölgeden kaynaklanan tehdit ve riskler maalesef içiçe geçmiş vaziyette. Özellikle ülkemiz Suriye ile sınır paylaştığı için bu tehdit ve risklerle de içiçe, diğer ülkelere nazaran daha fazla karşı karşıya geliyor" yanıtını verdi.
"İLK GÜN KAYDA DEĞER BİR SÜKUNET YAŞANDI"
27 Şubat günü itibarıyla çatışmaların önlenmesi çerçevesinde çatışmaların durdurulduğuna ve mutabakattan bu yana yaklaşık 4 gün geçtiğine dikkat çeken Bilgiç, şunları kaydetti:
"İlk gün kayda değer bir sükunet yaşandığını söylemek doğru olur fakat ikinci gün itibarıyla özellikle rejim kuvvetleri ve Ruslar’ın bazı bombalamaları gerçekleşti. Özellikle Ruslar’ın vakum ve misket bombası, rejimin de varil bombaları kullandığı yönünde bazı bilgiler bize ulaştı. Bu gelişmeler üzerine 29 Şubat günü Çatışmaların Durdurulması Görev Gücü Cenevre’de bir toplantı yaptı ve bu gelişmeleri ele aldı. Bu tarihten itibaren azalan oranda da olsa hem rejim hem de Rus kuvvetlerinin yine bazı bombalamalarının gerçekleştiğini görüyoruz. Burada asıl önemli olan 9 Mart tarihinde başlayacak sürdürülen müzakerelerin başlaması. Bunun için de mümkün mertebe çatışmaların durdurulması gerekiyor. Çatışmalar durdurulmazsa, rejimin ve Rus kuvvetlerinin bombalamaları böyle devam ederse bu müzakerelerin başlamasının önüne bir engel olarak çıkabilir. Biz tabiyatıyla bundan endişeliyiz."
(İHA)