İSTANBUL
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "'Karargah rahatsız' manşeti, Türkiye’de artık Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK), seçilmiş sivil iradenin emrinde çalışmakta olmasından rahatsız olan birilerinin ortaya koyduğu rahatsızlıktır. Yoksa, Türkiye artık eski Türkiye değil. Köprünün altından çok sular aktı. Türkiye’de birileri artık öyle manşetler atacak, 'yapamıyorsanız, bırakın gidin' diyecek, eskiden olduğu gibi, 'Ordu rahatsız' diye manşet atacaklar, siyaseti köşeye sıkıştıracaklar... Yok öyle yağma. O devir geride kaldı." dedi.
AK Parti İstanbul İl Başkanlığındaki "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Bilgilendirme Toplantısı"na katılan Kurtulmuş, mevcut sistemin vesayet üzerine kurulu olduğunu ve bundan dolayı değişiklik yapmak istediklerini söyledi.
Kurtulmuş, eski vesayetçi zihniyetin bugün bazı eski alışkanlıklarını gündeme getirdiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"'Karargah rahatsız' manşeti, Türkiye'de artık Türk Silahlı Kuvvetlerinin, seçilmiş sivil iradenin emrinde çalışmakta olmasından rahatsız olan birilerinin ortaya koyduğu rahatsızlıktır. Yoksa, Türkiye artık eski Türkiye değil. Köprünün altından çok sular aktı. Türkiye’de birileri artık öyle manşetler atacak, 'yapamıyorsanız, bırakın gidin' diyecek, eskiden olduğu gibi, 'Ordu rahatsız' diye manşet atacaklar, siyaseti köşeye sıkıştıracaklar.. Yok öyle yağma. O devir geride kaldı. Artık Allah'ın izniyle Türkiye’de sivil siyaset, bugün AK Parti iktidarı, milletin vermiş olduğu yetkinin, sorumluluğun farkındadır. TSK da kimsenin siyasete kendini çekemeyeceği kadar meselenin farkındadır. TSK, hükümet, işini yapacak. Kusura bakmasın medya da kendi işine baksın. Medyada kimse bu işlerle uğraşarak, Türkiye'yi eski vesayet dönemlerine döndürebileceğini zannetmesin. İşinin sahibi, seçilmiş bir hükümet vardır. Asla da birileri istiyor diye eski vesayet sistemine dönecek değiliz."
Yönetimdeki çift başlılıktan dolayı sistemi değiştirmek istediklerini dile getiren Kurtulmuş, geçmişte bazı cumhurbaşkanları ve başbakanlar arasında yaşanan krizlerden örnekler verdi.
Kurtulmuş, 94 yılda 65 hükümet kurulduğunu ve değişikliği yapmak istemelerinin diğer nedeninin, söz konusu siyasi istikrarsızlıkların önlenmesi olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin hala en önemli meselelerinden birinin bürokrasi olduğunu belirten Kurtulmuş, "Bürokrasi biraz siyasetin yalpaladığını, zamanının bittiğini duysun, görsün, bugün 'bizim adamımız' sandığınız bürokratlar yarın size çelme takmaya başlar. 7 Haziran'da yaşadık bunu. 7 Haziran'da adam zannettiğimiz birtakım insanların nasıl ayaklarının oynamaya, titremeye başladığını gördük." ifadelerini kullandı.
Türkiye’de geçmişte zaman zaman ekonomik krizler yaşandığını anımsatan Kurtulmuş, “Ekonomik istikrarı sağlamak değişiklik nedenlerimizden birisi. Tam da bunları değiştirmeye şimdi ihtiyacımız var. Daha etkin bir yönetim kurulması için eski sistemdeki bu arızaların ortadan kaldırılması lazım." diye konuştu.
Kurtulmuş, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin neler getirdiği hakkında da bilgiler verdi.
"Önce hanımefendinin telefon faturalarının hesabını versinler"
Yeni sistemde milletvekili sayısının 600’e çıkacağını aktaran Kurtulmuş, "Şimdi CHP bu konuda, 'bu kadar israfa ne gerek var?' diyor. Önce hanımefendinin ettiği telefonların faturalarının hesabını versinler, ondan sonra böyle bir soruyu sorma hakları vardır. Kaldı ki Türkiye'de ortalama 80 bin kişiye milletvekili düşüyor. Avrupa'da bu oran yaklaşık 25 bin civarındadır." dedi.
Numan Kurtulmuş, bir asır önce başlanan bir oyunun, ikinci perdesinin yaşandığı bir dönemde bulunulduğunu kaydederek, şunları söyledi:
"O zaman cetveli alarak, Orta Doğu'da ve çevremizde bugünkü sınırları çizdiler. Daha o zaman, bir gün gelir Şırnak'ın, Hakkari'nin dağlarında ellerine silah tutuşturacakları Kürt çocukları olur ve orada bir ayrılık hareketi ortaya koyarlar, bunun hesabını yapmışlar, sınırları suni şekilde çizmişler. Hiçbir coğrafi, sosyolojik karşılığı yok. Mezhep ya da etnik yapı üzerinden bu insanları bölmeye çalışıyorlar. Büyük resmi görmeden Türkiye’de siyaset yapılamaz. Büyük resmi oluşturan yüzlerce parça var. Bu parçaların hepsini anlayacağız. FETÖ niye darbe girişimde bulundu? Yapmak istedikleri nelerdir? Bu hazırlıkları niye yapıyorlar? Bunların hepsini çok iyi bileceğiz. Anlayacağız ki FETÖ'nün ihaneti, Anadolu topraklarının tarih boyunca görmüş olduğu en büyük ihanet olmasına rağmen, büyük bir resmin sadece bir parçasıdır.
Doğuda bu insanlar niye çukurları kazıp, içine bombaları koydular? Bunun nedenini iyi anlayacağız, araştıracağız. Yılbaşı gecesi adamın birinin eline silah verip, Reina’da katliam yaptırdılar. Sadece saldırı olarak bakarsanız, kriminal olaydır. Ancak, o adamlar niye oraya geldiler, niye orayı seçtiler, neden o akşamı seçtiler? Bunların hepsini iyi analiz yapacağız. Büyük resim çok açıktır. Bu coğrafyanın insanlarının zihinlerini ve gönüllerini bölüp, yıllarca sürecek bir düşmanlığı şehir şehir, ülke ülke oluşturmaktır. Bu planlara ‘dur’ diyebilecek, oyunları bozabilecek tek ülke olduğu için de Türkiye ile uğraşıyorlar. Türkiye’nin aklı, vicdanı, AK Parti siyasi hareketidir, bu hareketin kaptan köşkünde oturan Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bu geminin doğru istikametini önlemek için hem Türkiye, hem AK Parti, hem de Recep Tayyip Erdoğan’a saldırıyorlar.”
"Mohaç'tan, Kosova'dan duydukları sesleri şimdi Beştepe'den duyuyorlar"
"Biz,’Dünya 5’ten büyüktür’ dediğimiz zaman, bunun muhataplarının içlerinde hangi fırtınaların koptuğunu herhalde tahmin ediyorsunuz.” diyen Kurtulmuş, bunun kolay bir şey olmadığını söyledi.
Bunun muhataplarının, “Osmanlının torunları kalkıp bir şeyler söylüyor. Bizim dünya düzenimizi bozmaya çalışıyorlar.” dediğini dile getiren Kurtulmuş, söz konusu kişilerin, Adnan Menderes, Turgut Özal, Necmettin Erbakan ve Muhsin Yazıcıoğlu ile Vecihi Hürkuş ve Nuri Demirağ’ı da bunun için sevmediklerini ifade etti.
Kurtulmuş, bu kişilerin, geçmişte Mohaç’tan, Kosova’dan tanıdıklarının seslerini, bugün Beştepe’den, Birleşmiş Milletler (BM) salonundan duyduğunu belirterek, "5 bin dolarlık bir Türkiye’den bunu söylemek başka, kişi başına geliri 10 bin dolar olandan söylemek başka. Ekonomik olarak belirli bir seviyedeyiz. Bir de Allah nasip eder 2023'te 20 bin dolarlar seviyesine çıkan bir Türkiye olursa ki hiç şüphemiz yok, 'Dünya 5'ten büyüktür’ dediğimiz zaman herkes şöyle oturacak, daha ciddi şekilde dinleyecek. Dünyanın birçok sorununu çözme kabiliyetine sahip bir Türkiye de olacak." diye konuştu.
Muhabir: Halil İbrahim Başer
dikGAZETE.com