ANKARA - Meltem Bulur
Sözlü anlatı geleneğini gelecek nesillere taşımak için yola çıkan bir grup kadın, Türk masallarını dünyanın farklı yerlerinden dinleyicisiyle buluşturmak için "Uluslararası Hikaye Anlatıcılığı Merkezi"ni kurdu.
Uluslararası Hikaye Anlatıcılığı Merkezi kurucularından Nazlı Çevik Azazi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2008'de Berlin Sanat Üniversitesi'nde Tiyatro Pedagojisi yüksek lisansı yapmaya başladığını, eğitimlerinde "hikaye anlatma sanatı"nın da en önemli derslerinden biri olduğunu belirtti.
Bu derslerde hem profesyonel anlatıcılardan bol bol hikaye dinlediklerini hem de nasıl iyi hikaye anlatacaklarını öğrendiklerini dile getiren Azazi, eğitimini tamamladıktan sonra hocalarının kendisini okullarda ve kültür merkezlerinde masal anlatıcılığı projelerinde anlatıcı olarak çalışması için desteklediğini ifade etti. Aynı üniversitede 2011'de açılan "Sanatsal Anlatım - Eğitimde ve Sanatta Hikaye Anlatıcılığı" isimli 1,5 yıl süren bir sertifika programını da burslu bitirdiğini kaydeden Azazi, 2013'ten itibaren de tüm bilgi birikimini bu alana yönelterek sadece hikaye anlatıcılığı alanında çalışmaya karar verdiğini ve Türkiye'ye döndüğünü vurguladı.
Türkiye'de masal anlatıcılığı alanında eğitim vermeye başladığı dönemde masallara ve anlatıcılık geleneğine olan ilginin çok artmaya başladığını, bu nedenle de çalışmalarını daha sistematik ve akademik bir çizgide yürütebilmek için merkez kurmaya karar verdiklerini anlatan Azazi, Ağustos 2015'te öğrencileri ve yol arkadaşları Ayşe Senem Donatan ve Şeyda Çevik ile merkezi kurduklarını söyledi.
Türk kültürünün en eski halk sanatlarından biri olan hikaye anlatıcılığını yeniden canlandırmak ve modern dünya insanının ihtiyacını karşılayacak şekilde yeni yorumlar getirmek istediklerinin altını çizen Azazi, ayrıca, Türk kültürü ve diğer kültürlerdeki anlatı geleneklerinin etkileşimini de önemsediklerini vurguladı.
"YEE ile birlikte çalışmalar yapıyoruz"Merkez olarak Yunus Emre Enstitüsü (YEE) ile 2015'ten bu yana masal anlatıcılığı alanında çalışmalar yürüttüklerini söyleyen Azazi. Berlin Yunus Emre Enstitüsü'nde Türkçe-Almanca, Ankara'da düzenlenen "Herkes İçin Masallar" festivalinde Türkçe-İngilizce masallar anlattıklarını belirtti.
Kültürün en önemli bileşenlerinden biri olan masal ve masal anlatıcılığını hem Türkiye'de hem de dünyada tanıtmak için canla başla çalıştıklarını kaydeden Azazi, "Kültürümüzü ve dilimizi dünyada tanıtmak YEE'nin de temel amaçlarından birisi. Amaçlarımız ortak olduğu için iş birliği yaparak birlikte çalışıyoruz ve hayallerimizi birlikte gerçeğe dönüştürüyoruz." diye konuştu.
Masal anlatıcıları yetiştiriyorlarMerkezde her yaş grubuna eğitim verdiklerini ve hikayeler anlattıklarını söyleyen Azazi, "Hikaye anlatıcılığının Türkiye'de eskiden olduğu gibi eğitim, sosyal yaşam ve kültür içinde hak ettiği değeri bulması, her insanın kalbine masallar aracılığıyla dokunmak en büyük amacımız." dedi. Azazi, bu amaçla hem yetişkin hem de çocuk masal anlatıcıları yetiştirdiklerini, öğretmenlere ve yöneticilere eğitimler verdiklerini vurguladı.
Hikaye anlatıcılığının hem bir sanat dalı olarak icra edileceğine hem de farklı alanlarda verimliliği arttırmak için bir araç olarak kullanılacağına yönelik inancını dile getiren Azazi, şöyle devam etti:
"Bu yüzden sanat eğitimi olarak 2 yıl süren ve profesyonel anlatıcılar yetiştirdiğimiz uluslararası sertifika programımız var. Ayrıca sadece öğretmenlere yönelik bir eğitim programımız var. Masalların eğitimin ve eğitim kurumlarının vazgeçilmez bir parçası olması için elimizden geldiğince çalışıyoruz. Bunun dışında her meslekten herkese açık kısa süreli eğitimlerimiz de mevcut. Ayrıca hem ülkemizde hem de yurt dışında üniversiteler, vakıflar, belediyeler, şirketler, dernekler gibi birçok kurum ile işbirliği yaparak hikaye anlatma sanatı alanında çalışmalar yürütüyoruz.
Yarı yıl ve yaz tatilinde çocuklara masal anlatıcılığı eğitimleri de veriyoruz. Ara tatilde İstanbul’da yaz tatilinde de tatil beldelerinde oluyor çalışmalarımız. Bu kamplarda çocuklar hem bol bol masal dinliyor hem oyun oynayıp eğleniyor hem de doğaçlama masal anlatmayı öğreniyorlar. Ayrıca ebeveyn ve çocukların da birlikte katıldığı kamplar yapmaya başladık. Bu kamplarda ebeveynler çocukları ile oyun oynayıp ve kendi masallarını yazıp anlatıyorlar. Bu süreçte aradaki bağlar oyun ve masal sayesinde daha da güçlenmiş oluyor. Gülerek, eğlenerek, hayal kurarak bağ kurmak ilişkide daha derin köklerin oluşmasına yardımcı oluyor. Bu yaz çocuk masalcılar ve ebeveyn-çocuk kamplarımız Adrasan'da olacak."
88 yaşındaki dededen göz yaşartan övgüMesleğini icra ederken yaşadığı bir olayı da anlatan Azazi, Çanakkale Masalcılar Buluşması kapsamında bir yaşlılar evinde masal anlattığını, etkinliğin bitmesinin ardından bir amcanın gelip elini tutarak "Kızım, ben ilk masalımı 8 yaşındayken dinlemiştim. Şimdi 88 yaşındayım. Sen masalınla beni 8 yaşıma geri götürdün. Sağ ol." dediğini aktardı.
Azazi, "Ne kadar güzel bir iş yaptığımı idrak ettiğim anlardan biridir bu. Böyle anları çocuklarla ve yetişkinlerle de yaşıyorum. Bu da beni işime daha çok bağlıyor." diye konuştu.
"Kadim masallar her yerde ilgi görüyor"Gittikleri her yerde çok ilgi gördüklerini kaydeden Azazi, bunun yaşanılan dönemin dinamikleriyle alakalı olduğunu düşündüklerini belirtti. Azazi, "Aklın egemenliğinde kurulmuş bu dünyada hayallerimizi yitirmeye başladığımız bir zamandayız. Masal aklın sınırlayıcı, belirleyici, katı kurallarını gevşetip, bizi her şeyin mümkün olabildiği hayal alemine götürüyor. Tüm insanlık olarak buna çok ihtiyacımız olan bir dönemde yaşıyoruz. Bu yüzden masal anlatıcılığı ve geçmiş zamanın bilgelikleri olan kadim masallar her yerde ilgi görüyor." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de yaptıkları eğitimleri meslektaşlarının da kendi ülkelerinde yaptıklarını anlatan Azazi, hikaye anlatıcılığının yeniden bir meslek olarak kabul görmeye başladığını ifade etti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com