21-10-2016 17:35
ANKARA (AA) - Irak'ta terör örgütü DEAŞ'ın işgal ettiği Musul kentini kurtarma operasyonunun ardından yaşanabilecek insani krize karşı, Türk Kızılayı tarafından başlatılan kampanya kapsamında, 500 ton insani yardım malzemesi içeren tırlar Ankara'dan yola çıktı.
Türk Kızılayınca başlatılan "Musul da Senin Yurdun" kampanyası kapsamında, ilk etapta 500 ton yardım malzemesini taşıyan 20 tır, Türk Kızılayı Genel Başkanı Kerem Kınık ve yetkililerin katıldığı bir törenle Musul'a uğurlandı.
Kınık, törende yaptığı konuşmada, Musul ve Telafer bölgesinin DEAŞ terör örgütünden kurtarılması maksadıyla başlatılan Musul askeri operasyonunun önemli bir insani etkisi olacağını belirterek bölgedeki yaklaşık 2 milyon insanın 2,5 yıldır DEAŞ terör örgütünün baskısı altında yaşadığını söyledi.
Operasyonun özellikle terör örgütünü hedef aldığı için sivil yerleşim alanlarının korunmasının da güç olduğu ifade eden Kınık, operasyonun başladığı ilk günde bölgeyi ziyaret ettiklerini ve yaptıkları temaslar neticesinde de oluşabilecek bir insani krizin boyutlarını da ölçmeye gayret ettiklerini dile getirdi.
Kınık, Musul ve Telafer halkıyla da temas içinde olduklarını aktararak şöyle konuştu:
"Bölgedeki operasyonun bu şekilde sürmesi neticesinde büyük bir göç dalgasının oluşabileceği riski bütün taraflarca seslendirilen bir durumdur. Göç hadisesinin yerinde durdurulması insanların ihtiyaçlarının anında giderilmesi ve yaraların sarılması için Kızılay olarak başta AFAD olmak üzere bir seri önlem aldık. Bu çerçevede, özellikle Musul çevresinde köylerden başlayan 5-6 bin kişilik göçün ihtiyaç doğurduğu insani yardım malzemelerini bölgeye gönderiyoruz. Bölgede arkadaşlarımız tırları karşılayacaklar ve yardım malzemelerimizi verecekler."
Düzensiz göç hareketlerinde insanların genellikle yanlarına hiçbir şey alamadan yola çıkmak zorunda kaldıklarına işaret eden Kınık, ilk anda bu kişilerin beslenme, barınma ve giysi ihtiyacının ortaya çıktığını vurguladı.
Büyük göç dalgasına karşı B ve C planı
Musul'a ilk etapta gönderilen 500 tonluk insani yardım malzemesinin onların bu acil ihtiyacını karşılamaya yönelik olacağını anlatan Kınık, şunları söyledi:
"İlerleyen süreçte daha büyük göç dalgaları oluşursa biz buna göre hazırlıklarımızı yapıyoruz. B ve C planlarımız var bu çerçevede, özellikle bölgede mevcut olan ve daha önceden AFAD ile kurmuş olduğumuz 20 bin insan kapasiteli kamplarımızın kapasitesini artırmak gerekiyorsa yeni kamplar kurmak ve mevcut oradaki insani yardım çalışanlarına destek vermek şeklinde desteklerimiz olacak. Lojistik planlarımızı yaptık. Bundan sonraki süreçle ilgili hazırlıklarımız devam ediyor."
Kınık, Musul ve Telafer'de yaşananlar nedeniyle oluşabilecek göçten en fazla Türkiye'nin etkilenebileceğine dikkati çekerek, yardımseverleri Kızılay'ın başlattığı "Musul da Senin Yurdun" kampanyasına destek vermeye davet etti. Kurumsal bağışçıların da nakdi ve ayni yardımlar ile bölgeye destek verebileceklerine dikkati çeken Kınık, şunları kaydetti:
"Bölgede yaşayan insanlar bizim bin yılık akrabalarımız, komşularımız, kardeşlerimizdir. Bu dramda ilk önce baktıkları bölge Türkiye ve ilk yardım bekledikleri toplululukta milletimizdir. Onları yalnız bırakmayacağız, onların elinden tutacağız ve yaralarını saracağız. Musul da bizim yurdumuz o insanları bir terör örgütünün ateş çemberinde bırakmayalım."
Türk Kızılayınca başlatılan "Musul da Senin Yurdun" kampanyası kapsamında, ilk etapta 500 ton yardım malzemesini taşıyan 20 tır, Türk Kızılayı Genel Başkanı Kerem Kınık ve yetkililerin katıldığı bir törenle Musul'a uğurlandı.
Kınık, törende yaptığı konuşmada, Musul ve Telafer bölgesinin DEAŞ terör örgütünden kurtarılması maksadıyla başlatılan Musul askeri operasyonunun önemli bir insani etkisi olacağını belirterek bölgedeki yaklaşık 2 milyon insanın 2,5 yıldır DEAŞ terör örgütünün baskısı altında yaşadığını söyledi.
Operasyonun özellikle terör örgütünü hedef aldığı için sivil yerleşim alanlarının korunmasının da güç olduğu ifade eden Kınık, operasyonun başladığı ilk günde bölgeyi ziyaret ettiklerini ve yaptıkları temaslar neticesinde de oluşabilecek bir insani krizin boyutlarını da ölçmeye gayret ettiklerini dile getirdi.
Kınık, Musul ve Telafer halkıyla da temas içinde olduklarını aktararak şöyle konuştu:
"Bölgedeki operasyonun bu şekilde sürmesi neticesinde büyük bir göç dalgasının oluşabileceği riski bütün taraflarca seslendirilen bir durumdur. Göç hadisesinin yerinde durdurulması insanların ihtiyaçlarının anında giderilmesi ve yaraların sarılması için Kızılay olarak başta AFAD olmak üzere bir seri önlem aldık. Bu çerçevede, özellikle Musul çevresinde köylerden başlayan 5-6 bin kişilik göçün ihtiyaç doğurduğu insani yardım malzemelerini bölgeye gönderiyoruz. Bölgede arkadaşlarımız tırları karşılayacaklar ve yardım malzemelerimizi verecekler."
Düzensiz göç hareketlerinde insanların genellikle yanlarına hiçbir şey alamadan yola çıkmak zorunda kaldıklarına işaret eden Kınık, ilk anda bu kişilerin beslenme, barınma ve giysi ihtiyacının ortaya çıktığını vurguladı.
Büyük göç dalgasına karşı B ve C planı
Musul'a ilk etapta gönderilen 500 tonluk insani yardım malzemesinin onların bu acil ihtiyacını karşılamaya yönelik olacağını anlatan Kınık, şunları söyledi:
"İlerleyen süreçte daha büyük göç dalgaları oluşursa biz buna göre hazırlıklarımızı yapıyoruz. B ve C planlarımız var bu çerçevede, özellikle bölgede mevcut olan ve daha önceden AFAD ile kurmuş olduğumuz 20 bin insan kapasiteli kamplarımızın kapasitesini artırmak gerekiyorsa yeni kamplar kurmak ve mevcut oradaki insani yardım çalışanlarına destek vermek şeklinde desteklerimiz olacak. Lojistik planlarımızı yaptık. Bundan sonraki süreçle ilgili hazırlıklarımız devam ediyor."
Kınık, Musul ve Telafer'de yaşananlar nedeniyle oluşabilecek göçten en fazla Türkiye'nin etkilenebileceğine dikkati çekerek, yardımseverleri Kızılay'ın başlattığı "Musul da Senin Yurdun" kampanyasına destek vermeye davet etti. Kurumsal bağışçıların da nakdi ve ayni yardımlar ile bölgeye destek verebileceklerine dikkati çeken Kınık, şunları kaydetti:
"Bölgede yaşayan insanlar bizim bin yılık akrabalarımız, komşularımız, kardeşlerimizdir. Bu dramda ilk önce baktıkları bölge Türkiye ve ilk yardım bekledikleri toplululukta milletimizdir. Onları yalnız bırakmayacağız, onların elinden tutacağız ve yaralarını saracağız. Musul da bizim yurdumuz o insanları bir terör örgütünün ateş çemberinde bırakmayalım."
