İstanbul
Dizayn Pack Yönetim Kurulu Başkanı Metin Çiftçioğlu, yaptığı açıklamada, dünyada en ucuz meyve suyu ve süt kutusunun Türkiye’de satıldığını, Güney Afrika’da bu fiyatın iki katına, Amerika’da 1,5 katına satıldığını belirtti.
Sektörde çalışmaya ilk olarak Marmara Üniversitesi İktisat Bölümünde öğrenciyken başladığını ifade eden Çiftçioğlu, ilk makinelerini 2001 krizinde aldığını ve 2004'te çok renkli makineler aldığını belirtti.
Çiftçioğlu, 2007-2017'de yüzde 3400 büyüme gerçekleştirdiklerine vurgu yaparken Türkiye’de gıda ambalajı alanında yüzde yüz yerli ve çok çeşitli üretim yapan firma olduklarını hatırlattı. Çiftçioğlu, biri Çerkezköy’de diğeri Esenyurt’ta olmak üzere Türkiye’de iki fabrikaları olduğu bilgisini verdi.
Çerkezköy’deki fabrikada aseptik ambalaj, çok katmanlı kâğıt yaptıklarını ifade eden Çiftçioğlu, “Fabrikamızda Balkanlar ve Ortadoğu’nun kapasitesi en yüksek ekstrüzyon hattına sahibiz. Su geçirmez kâğıt yapıyoruz. Hamur kabartma tozları, meyve suyu kutuları, süt kutuları üretiyoruz. Kâğıdı su geçirmez ve kutu haline getiriyoruz.” dedi.
Esenyurt’taki bu fabrikalarında ise plastik ambalajların dışında, "Poliprobilen (PP) baskılarını yaptıklarını ifade eden Çiftçioğlu, “Sektörün yüzde 35’ine hakimiz, satın alınan birçok süt ve süt ürünü kutularını üretiyoruz. Bu fabrikamızda dünya devi olan bir içecek firmasına yerli süt ve meyve suyu kutusu üretiyoruz.” diye konuştu.
Çiftçioğlu, Dizayn Pack’in ilk yarıda yüzde 35 büyüme sağladığını, bu büyümenin üretim bazlı olduğunu dile getirerek yılı yüzde 35-40 bandında kapatacaklarını ifade etti.
ABD’de fabrika açma niyetlerinin olduğunu anımsatan Çiftçioğlu, “ Yatırım fizibilitesi üzerinde netleştik. Orada bir ofis açtık. Oradaki yakalayacağımız ciro hedefi koyduk. Bu hedefe ulaştığımızda oraya ileri uydu fabrika açacağız. Ana üretim Türkiye’de olacak ve buradan ABD’de ye gidecek. Acil üretimler ABD’de olacak. ABD ve Kanada çok büyük bir pazar. Türkiye’den ABD ve Kanada’ya ciddi bir mal satışımız olacak.”
“ABD’de açacağımız fabrikaya Türkiye’den eleman götüreceğiz”
Türkiye’nin coğrafi stratejik önemine değinen Çiftçioğlu, “Türkiye, Asya’ya yakın, Kuzey Afrika’ya yakın, Rusya’ya yakın ama ABD’ye uzak. ABD uzak olduğu için burada fabrika açmayı düşünüyoruz. Ciddi teşvikler var. Buradan Türk eleman götüreceğiz ve orada ABD’lileri eğiteceğiz. Türkiye’den 20 kişi, ABD’den de 40 kişilik bir istihdam oluşturmayı düşünüyoruz.” ifadelerini kullandı.
Şu anda 32 ülkede ihracat yaptıklarını, son 2 yılda ihracat rakamlarını artırdıklarını aktaran Çiftçioğlu, “2017 senesinde Türk ambalaj sanayi 11 milyar dolarlık üretiminin yüzde 45'ini ihraç etti. 787 milyon dolar dış ticaret fazlası verdi. 2018 yılında ise ticaret fazlası 1 milyar 320 milyon dolara çıktı. İhracatta miktar olarak yüzde 9, değer olarak yüzde 11 arttı. Aynı yılda ithalat miktar olarak yüzde 4, değer olarak yüzde 2 azaldı. Ton başı ihracat önceki yıla göre 1951 dolardan bin 980 dolara çıktı.” ifadelerini kullandı.
Çiftçioğlu, Ar-Ge ve inovasyona büyük emek harcadıklarını aktararak, sözlerine şöyle devam etti:
“Geçen sene İstanbul Cerrahpaşa Üniversitesinin rektörünü ve üniversitenin makine mühendisliği bölümü dekanını ağırladık. Amacımız ambalaj sektörünün ne kadar büyük bir sektör olduğunu, katma değer yarattığını anlattık. Mühendislik fakültesi içerisinde bir yüksek lisans bölümü kurulması için sektör temsilcileri sık görüştüler. Ambalaj sektörü Türkiye’de 2018 yılında 1,4 milyar dolara yakın artı katma değer üretti. Mühendislik fakültesi sonrası ambalaj mühendisliği bölümü yok. Bu bölüm İngiltere’de, Amerika’da, Almanya’da var. Karar senatodan geçti ve kuruldu. Ambalaj mühendisliği bölümü bu sene İstanbul Cerrahpaşa Üniversitesinde yüksek lisans programı olarak okutulacak. Mühendislik lisansı okuyan kişiler ambalaj mühendisliği alanında yüksek lisans yapabilecek.”
“Teknik elemana ihtiyacımız var”
Meslek liselerinden eleman bulamadıklarını belirten Çiftçioğlu, ülkede teknik liselerinin sayısının artırılması gerektiğini, fazla mühendis elemana ihtiyaç olmadığını ama teknik elemana ihtiyaç olduğunu söyledi.
Avrupa’da plastik kullanımın kısıtlanmasının kendilerini etkilemeyeceğini öne süren Çiftçioğlu, "Bir ürünü kısıtlamak için o ürünün muadili olması gerekiyor. Bizim yaptığımız bir kutu ile cam arasında 10 katı fiyat farkı var. Bu da tüketiciye yansır. Bu denklemde herhangi bir muadili olmadığı için bu kısıtlamalar bizleri fazla engellemeyecek. Avrupa 2023 yılında geri dönüşümü kolaylaştırmak için 2 farklı kimyasal elementin 1 kutuda kullanılmasını yasaklayacak. Bu konuda sıkıntı yaşamayacağız. Biz zaten bu şekilde bir üretim yapıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Ambalaj sektörünün, dış ticaret açığı vermeyen nadir sektörlerden olduğuna işaret eden Çiftçioğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu sektörün cari açığa pozitif yönde etkisi var fakat son 15 yılda sanayinin GSYH’deki payı düştü. Ambalaj sektörüyle ambalaj üreticisi de büyüdü. Son 3 yıldır, sanayi ve üretimde Türkiye’de bir artış var fakat plastik ve karton ambalajda ciddi oranda ham maddede dışa bağlıyız. Geçen sene 1,7 milyon tonluk PP (Poliprobilen) ihtiyacının 1,5 milyon tonunu ithal etmişiz.
Ham madde üreten fabrikalara ihtiyacımız var. Propolibilen üretebilen bir tesis kurmak sadece 1 milyar dolar. Bu 1 milyar dolarlık tesisi ile her yıl 1 milyar dolarlık tasarruf sağlayabiliriz. Plastikteki dışa bağlılığın önünü açmak için buna ihtiyacımız var. Türkiye dünyanın en çok plastik ham maddesi ithal eden 3’üncü ülkesi. Avrupa’nın da en büyük 2’nci plastik üreticisi. Türkiye bu bağlamda büyük bir güce sahip ama ham maddemiz yok. Kâğıt fabrikalarına, plastik ham madde fabrikalarına, Petro kimya tesislerine ihyacımız var.”
Kaynak: AA
dikGAZETE.com