15-07-2016 15:17
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, onaylanan TSK Personel Kanunundaki değişikliğe ilişkin, “Teröristlerle kahramanca mücadele eden askerimizin, ileride mesnetsiz iddialarla karşı karşıya kalmasını engellemek için çok önemli bir kanundur” dedi.
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde onayladığı ve askeri personeli koruma altına alan “TSK Personel Kanunu’nu” ve Bahoz Erdal’ın öldürüldüğü iddiaları hakkında açıklamalarda bulundu. Terörle Mücadele Kanunu’nu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onayladığı ve şuanda yürürlüğe girdiğini belirten Bakan Işık, “Bu TSK açısından son derece önemli bir kanundur. Biliyorsunuz TSK’ya anayasa ve kanunlarımızın verdiği, gerektiğinde teröristle mücadele etme görevi ve yükümlülüğü var. Bugüne kadar da TSK gerçekten çok ciddi bir mücadeleyi verdi. Bunu yaparken özellikle ileride TSK personelimizin haksız, yersiz ve mesnetsiz bir takım iddialarla karşı karşıya kalmaması adeta ömrünü mahkemelerde saçma sapan iddialarla ilgili tüketmemesi için böyle bir kanun TSK Personeline karşı dava açma yetkisini izne bağlayan bu konuda TSK personeline koruma getiren bir kanun ihtiyacı vardı. Bu durum da bu kanunla sağlanmış oldu. Bu çok önemli bir gelişmedir. Bu noktada da özellikle haksızca açılan davalarda da avukatlık ücreti ödenmesi. Siz düşünün bir askeri aldığı maaş ve hayat standardı belli, biri gidiyor buna yüklü bir miktarda tazminat davası açıyor, biri gidiyor başka bir dava açıyor. Kendi maaşıyla avukat tutup, kendini savunması mümkün değildir. Onun için bu tip çok önemli düzenlemeler yaptık. Aynı zaman bundan sonraki operasyonlarda etkin koordinasyon için hukuki boşlukları dolduracak bir düzenleme yaptık” dedi.
“KANUN ASKERİN MESNETSİZ İDDİALARA MARUZ KALMAMASI VE TSK’NIN TERÖR ETKİN MÜCADELESİ İÇİN ÖNEMLİ”
Onaylanan kanun hakkında 2 konuya dikkat çeken Bakan Fikri Işık, “İlk olarak bunu emaysa protokolüyle ilişkilendirmeye çalışanlar oldu. Bununla uzaktan yakından alakası yoktur. Neden yok, çünkü bu bizim yaptığımız düzenlemede terörle mücadelede hangi unsurların hangi kapsamda nerede ve hangi süreyle kullanılacağına İçişleri Bakanlığı’nın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu karar veriyor. Yani askerin kendi kafasına göre gidip herhangi bir terörle mücadele işi başlatması mümkün değildir. Tamamen yetki Bakanlar Kurulu’ndadır. Askerin sorumluluğu sadece bu operasyonun askeri olarak planlanması ve icrasıdır. Bu süreçteki izleme ve gözetim görevi de illerde valilerdedir. Tamamen sivil otoritenin izlemesi ve gözetimi altındadır. Dolayısıyla emaysa protokolü ile uzaktan yakından alakası yok. İkincisi de bu konuda sahada karşılaşılan sorunların çözümüne ilişkin adımlar var. Şimdi bazıları eleştirdi ama bizde bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma hastalığı var. Efendim, bu kanunla asker istediğinin evine girecek, hayır. Asker dağda terörist takibi yapıyor. Terörist tuttu bir barakaya, köylünün evine girdi. Şimdi asker şunu mu söyleyecek; terörist sen burada bekle, şehirden hakimi bulayım, oradan eve girme izni alayım seni yakalayayım. Böyle bir şey olabilir mi? Ne yapıyoruz, burada üst amirin yazılı iznini askere veriyoruz ama 24 saate kadar da bunu hakime sunma zorunluluğu getiriyoruz. Dolayısıyla bu TSK’nın beklediği gerçekten teröristlerle kahramanca mücadele eden askerimizin, ileride haksız, yersiz ve mesnetsiz iddialarla karşı karşıya kalmasını engellemek ve önlemek için TSK’nın terörle mücadelede daha etkin koordinasyon sağlaması için çok önemli bir kanundur. TBMM’de AK Parti, CHP ve MHP kanuna destek verdi. Gerçi bazı engelleme şeyleri oldu ama sonuçta destek verdiler. Bu partilerimize ve milletvekillerimize teşekkür ediyorum. Türkiye’nin terörle ve teröristle mücadelesinde bir stratejisi var. Türkiye bu stratejiyi kararlılıkla uygulamaya devam edecek” ifadelerini kullandı.
“OPERASYON SURİYE’DEKİ YEREL BİR ÖRGÜTÜN YAPTIĞI OPERASYONDUR”
Bahoz Erdal’ın öldürüldüğü iddiaları hakkında, “Suriye’deki yerel bir örgütün yaptığı bir operasyondur. Bunu TSK’nın veya Türkiye’nin yapması durumu söz konusu değildir. Oradaki yerel unsurların yaptığı bir operasyondur. Türkiye’nin bugüne kadar ki stratejisi ise aynen devam edecektir” dedi.
(İHA)
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde onayladığı ve askeri personeli koruma altına alan “TSK Personel Kanunu’nu” ve Bahoz Erdal’ın öldürüldüğü iddiaları hakkında açıklamalarda bulundu. Terörle Mücadele Kanunu’nu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onayladığı ve şuanda yürürlüğe girdiğini belirten Bakan Işık, “Bu TSK açısından son derece önemli bir kanundur. Biliyorsunuz TSK’ya anayasa ve kanunlarımızın verdiği, gerektiğinde teröristle mücadele etme görevi ve yükümlülüğü var. Bugüne kadar da TSK gerçekten çok ciddi bir mücadeleyi verdi. Bunu yaparken özellikle ileride TSK personelimizin haksız, yersiz ve mesnetsiz bir takım iddialarla karşı karşıya kalmaması adeta ömrünü mahkemelerde saçma sapan iddialarla ilgili tüketmemesi için böyle bir kanun TSK Personeline karşı dava açma yetkisini izne bağlayan bu konuda TSK personeline koruma getiren bir kanun ihtiyacı vardı. Bu durum da bu kanunla sağlanmış oldu. Bu çok önemli bir gelişmedir. Bu noktada da özellikle haksızca açılan davalarda da avukatlık ücreti ödenmesi. Siz düşünün bir askeri aldığı maaş ve hayat standardı belli, biri gidiyor buna yüklü bir miktarda tazminat davası açıyor, biri gidiyor başka bir dava açıyor. Kendi maaşıyla avukat tutup, kendini savunması mümkün değildir. Onun için bu tip çok önemli düzenlemeler yaptık. Aynı zaman bundan sonraki operasyonlarda etkin koordinasyon için hukuki boşlukları dolduracak bir düzenleme yaptık” dedi.
“KANUN ASKERİN MESNETSİZ İDDİALARA MARUZ KALMAMASI VE TSK’NIN TERÖR ETKİN MÜCADELESİ İÇİN ÖNEMLİ”
Onaylanan kanun hakkında 2 konuya dikkat çeken Bakan Fikri Işık, “İlk olarak bunu emaysa protokolüyle ilişkilendirmeye çalışanlar oldu. Bununla uzaktan yakından alakası yoktur. Neden yok, çünkü bu bizim yaptığımız düzenlemede terörle mücadelede hangi unsurların hangi kapsamda nerede ve hangi süreyle kullanılacağına İçişleri Bakanlığı’nın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu karar veriyor. Yani askerin kendi kafasına göre gidip herhangi bir terörle mücadele işi başlatması mümkün değildir. Tamamen yetki Bakanlar Kurulu’ndadır. Askerin sorumluluğu sadece bu operasyonun askeri olarak planlanması ve icrasıdır. Bu süreçteki izleme ve gözetim görevi de illerde valilerdedir. Tamamen sivil otoritenin izlemesi ve gözetimi altındadır. Dolayısıyla emaysa protokolü ile uzaktan yakından alakası yok. İkincisi de bu konuda sahada karşılaşılan sorunların çözümüne ilişkin adımlar var. Şimdi bazıları eleştirdi ama bizde bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma hastalığı var. Efendim, bu kanunla asker istediğinin evine girecek, hayır. Asker dağda terörist takibi yapıyor. Terörist tuttu bir barakaya, köylünün evine girdi. Şimdi asker şunu mu söyleyecek; terörist sen burada bekle, şehirden hakimi bulayım, oradan eve girme izni alayım seni yakalayayım. Böyle bir şey olabilir mi? Ne yapıyoruz, burada üst amirin yazılı iznini askere veriyoruz ama 24 saate kadar da bunu hakime sunma zorunluluğu getiriyoruz. Dolayısıyla bu TSK’nın beklediği gerçekten teröristlerle kahramanca mücadele eden askerimizin, ileride haksız, yersiz ve mesnetsiz iddialarla karşı karşıya kalmasını engellemek ve önlemek için TSK’nın terörle mücadelede daha etkin koordinasyon sağlaması için çok önemli bir kanundur. TBMM’de AK Parti, CHP ve MHP kanuna destek verdi. Gerçi bazı engelleme şeyleri oldu ama sonuçta destek verdiler. Bu partilerimize ve milletvekillerimize teşekkür ediyorum. Türkiye’nin terörle ve teröristle mücadelesinde bir stratejisi var. Türkiye bu stratejiyi kararlılıkla uygulamaya devam edecek” ifadelerini kullandı.
“OPERASYON SURİYE’DEKİ YEREL BİR ÖRGÜTÜN YAPTIĞI OPERASYONDUR”
Bahoz Erdal’ın öldürüldüğü iddiaları hakkında, “Suriye’deki yerel bir örgütün yaptığı bir operasyondur. Bunu TSK’nın veya Türkiye’nin yapması durumu söz konusu değildir. Oradaki yerel unsurların yaptığı bir operasyondur. Türkiye’nin bugüne kadar ki stratejisi ise aynen devam edecektir” dedi.
(İHA)
