Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç, “TFF seçimlerinde Kulüpler Birliği’nin daha fazla söz sahibi olması gerektiğini, Türk futbolunu hak ettiği yere taşıyacak potansiyelde bazı isimlerin birliğin ortak görüşü ile belirlenmesinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz” dedi. Koç, transfer çalışmalarının ise titizlikle sürdüğünü vurguladı.
Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç, sarı-lacivertli kulübün dergisinde kaleme aldığı yazı ile camiaya seslendi. Koç, yazısında şu ifadelere yer verdi:
Sevgili Fenerbahçe Ailemiz, Mart ayı, kulübümüz açısından peş peşe gelen galibiyetlerle çok güzel başladı. Basketbol ve voleybol şubelerimizde aldığımız seri galibiyetler ve kadın basketbol takımımızın kazandırdığı 12. Türkiye Kupası bizleri mutlu etti. Özellikle erkek voleybol takımımızın Galatasaray deplasmanındaki müthiş geri dönüşü ile maçı 3-2 kazanmasını kutlamak istiyorum. Mart ayının ilk günlerinde yaşadığımız başarılı sonuçların sezon sonuna kadar artarak devam edeceğine inanıyor ve temenni ediyorum. Başarılı bir şekilde yarıştığı her kulvarda ilerleyen Erkek basketbol takımımızı ise kazandığı Türkiye Kupası için tebrik ediyor, bizlere yaşatmaya devam ettikleri gurur için teşekkürlerimizi sunuyorum. Ard arda oynadığımız Beşiktaş ve Çaykur Rizespor mücadelelerinde futbol A takımımız her iki maçta da geri düşmesine rağmen, vazgeçmeyerek geri dönmesini bildi. Takımımızın ikinci devre ile beraber artan performansı ve istatistiklere de yansıyan daha ofansif, dirençli ve mücadeleci futbolu bizleri gelecek adına umutlandırıyor. Ligin kalan haftalarında ana hedefimiz, son dönemlerde ortaya koymaya başladığımız istekli ve arzulu oyunu maçlarımızın bitiş düdüğüne kadar sergilemek ve mücadeleden vazgeçmeyen, sonuna kadar inanan bir takımla birlikte bu sezonu en iyi şekilde tamamlamaktır. Bu sezon, ligi mümkün olan en iyi yerde bitirmeyi hedeflemenin yanında bir başka amacımız ise futbol takımımızın gelecek sezon yapılanması kapsamında çalışmalarımızı yürütmek ve tamamlamaktır. Özellikle takviye yapacağımız bölgelerde, kadromuza yeni oyuncuları katabilmek amacıyla gerekli çalışmaları titizlikle yürütmekteyiz. İçinde bulunduğumuz ve camiamıza finansal anlamda tarihin en zorlu sürecini yaşatan maddi durumlara rağmen, gelecek sezon şampiyonluk kupasını getirmek için, büyük bir titizlik ve yoğunlukla çalıştığımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Bildiğiniz üzere futbol takımımız özellikle sezonun ikinci yarısının başlamasıyla birlikte arka arkaya sistematik olarak direkt maçların sonucuna etki eden yanlış hakem kararlarına maruz bırakıldı. Şubat başında yaptığımız Yüksek Divan Kurulu toplantımızda bu durumu ve düşüncelerimizi camiamız ile paylaştık.
"FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ OLARAK BİZİM BAKIŞ AÇIMIZ KESİNLİKLE ŞAHISLAR ODAKLI DEĞİLDİR”
Ancak endişeli olduğumuzu belirttiğimiz açıklamalarımızın daha mürekkebi kurumadan yine hatalı hakem kararlarının sonucunda puanlar kaybettik. Bu sebeple bir basın toplantısı düzenleyerek detaylı bir sunumla spor kamuoyunun çoğunluğu tarafından kabul edilen, açıkça ortada olan bu durumu kamuoyu ile paylaştık. Bir kez daha belirtmek isterim ki; Fenerbahçe Spor Kulübü olarak bizim bakış açımız kesinlikle şahıslar odaklı değildir. Son gerçekleştirdiğimiz basın toplantımız da dahil olmak üzere birçok platformda vurguladığımız gibi, Türk Futbolunun yönetim sistemi içerisinde önemli noktalardaki yanlış uygulamalar, bazı lobilerin etkileri çeşitli sorunlarla birlikte adaletsiz ve adil olmayan kararlara yol açmakta, güven duygusunu zedelemekte ve toplumsal huzuru olumsuz etkilemektedir. Türkiye Futbol Federasyonu kulüp kontenjanlarıyla oluşturulan yönetim kurulları tarafından yönetilmesi bugünkü sağlıksız ortamın oluşmasının en büyük nedenlerinden birisidir. Yapısal olarak daha özerk, hiçbir kulübün yönetimine ve lobisine bağlı olmayan bir değişimi gerçekleştiremediğimiz takdirde marka değerinin korunması ve yükseltilmesinden bahsetmemiz mümkün olmayacaktır. Bu felsefe doğrultusunda çözüm önerilerimizden bazılarını basın toplantımızda net bir şekilde ifade etmiştik. Futbolumuzun marka değerinin artması, adil rekabet ortamının tesisi için üzerimize düşen her türlü çalışmaya hazır olduğumuzu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bu doğrultuda haziran ayında yapılacak TFF seçimlerinde Kulüpler Birliği’nin daha fazla söz sahibi olması gerektiğini, Türk futbolunu hak ettiği yere taşıyacak potansiyelde bazı isimlerin birliğin ortak görüşü ile belirlenmesinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Geçen ayki başyazımızda da bahsettiğim üzere, kulübümüzün Youtube kanalına büyük önem veriyorum. Marka değerimize değer katacak globalleşmemizi kuvvetlendirecek Youtube’u sadece dijitalleşme ve rakamlar üzerinden okumak, yorumlamak çok yanlış olacaktır. Youtube hem kendi değerlerimizi koruyup, onları hatırlayıp ve hatırlatıp yeni nesillere taşıyacağımız bir platform; hem de sizlerle doğrudan iletişim kurabileceğimiz kendi özgür, sansürsüz medya araçlarımızdan biri, belki de zamanla en güçlüsü olacak. Sadece iki ay sonunda, Türkiye’nin en fazla takip edilen spor kulübü hesabına sahip olmak, şubat ayında Avrupa’da en fazla görüntülenme alan ilk 10 kulübü arasına girmek, doğru bir dijital strateji izlediğimize dair cesaretimizi arttırdı. Daha da önemlisi camiamızın müthiş güç ve desteğini bu vesileyle bir kez daha hissettik. Hedefimiz ve motivasyonumuz bu destekle artık daha yüksek. 800 binleri gördüğümüz bugünlerde, önemli bir eşik olarak milyon bandını nisan ayında aşmayı hedefliyoruz. Dolayısıyla çağrımı yineliyor ve camiamızın tüm fertlerini Youtube kanalımızı takip etmeye ve abone olmaya davet ediyorum. Çok yakın bir zamanda camiamızın geleceği açısından mali sıkıntılarımızı aşmada önemli bir dönüm noktası sayılabilecek bir kampanyayı hayata geçireceğiz. Seçim kampanyam süresince ve sonrasında Fenerbahçemizin her alanda ve her anlamda sürdürülebilir başarı yakalayabilmesi ve camia olarak gerçek potansiyelini gösterebilmesi için sağlıklı bir finansal yapıya kavuşmasının gerekliliğini her fırsatta dile getirdim. Rakiplerimizin her alanda fersah fersah önünde olduğumuz bir dönemde gerçekleşen 3 Temmuz hain Fetö saldırısı hem sportif anlamda, hem de finansal açıdan camiamıza büyük zarar verdi. Bununla beraber takip eden süreçte, özellikle son 5 yılda yapılan sorumsuzca harcamaların, yanlış yatırımların, günü kurtarma mantığıyla uygulanan finansal yönetim tarzının neticesinde oluşan borç ve faiz sarmalının mali açıdan sürdürülebilir olmadığını ve bu durumdan ancak omuz omuza vererek adeta bir seferberlik ruhuyla herkesin elini taşın altına koyması halinde kurtulabileceğimizi vurguladım.
“BUGÜNE KADAR KARŞILAŞTIĞIMIZ MALİ TABLOYU SİZLE ŞEFFAF BİR ŞEKİLDE, ANCAK KOL KIRILIR YEN İÇİNDE KALIR MANTIĞIYLA AKTARMAYA ÖZEN GÖSTERDİK”
Göreve geldikten sonra gördüğümüz mali tablo; kulübümüzün banka hesaplarının durumu, geçmiş aylardan birikmiş sporcu ve yıllara sarkan menajer alacakları, kulübümüze daha ilk haftada gelmeye başlayan hacizler, mevcut gelirlerimizin ve gelecekteki alacaklarımızın neredeyse tamamının temliklenmiş ve harcanmış olması, en önemlisi de kulübümüzün nakit ihtiyacını karşılamak adına yapmış olduğu piyasa faizlerinin oldukça üzerinde borç maliyetleri tahminlerimizin çok daha ötesindeydi. Bugüne kadar karşılaştığımız mali tabloyu sizle şeffaf bir şekilde, ancak kol kırılır yen içinde kalır mantığıyla aktarmaya özen gösterdik. Buna mukabil, camiamızın bazı kesimlerinde içinde bulunduğumuz finansal durumun ciddiyetinin hafife alındığını ve yeterince kavranamadığını üzülerek görmekteyim. Bu durum ve sebepleriyle ilgili, camiamızı daha iyi bilgilendirmem gerektiğine kanaat getirdim.Kampanyamız, sizlerle paylaştığım mali sıkıntılarımızı aşmanın yanı sıra bizleri bekleyen Finansal Fair Play (FFP) sorununu giderebilmemiz için de büyük bir önem ve fırsat teşkil etmektedir. Bildiğiniz üzere 3 sene önce UEFA ile Kulübümüz arasında bir uzlaşma anlaşması imzalanmıştı. Yapılan anlaşmaya göre, Kulübümüz 3 sezon toplamında 30 milyon euro denk hesap açığını aşmaması gerekirken devraldığımız tarih itibariyle gerçekleşmiş olan 2 sezon toplamında yaklaşık 90 milyon euro denk hesap açığı vermiş durumdaydı. UEFA ile yaptığımız görüşmelerde her ne kadar gerçekleştirmiş olduğumuz mali gelişmeler olumlu karşılansa da geçmiş sezonlardaki denk hesap açığı olası bir yaptırımdan kurtulmamızın önünde büyük bir engel teşkil etmektedir. Bu denk hesap açığını telafi edecek tek imkan önümüzdeki günlerde başlatacağımız gelir olarak sayılabilecek destek kampanyamızın başarısıdır. Söz konusu kampanyamızın başarısı, FFP engelini aşmamızı sağlayacak ve gelecek sezonda şampiyonluk yarışında iddialı bir kadro kurmamız için bize daha geniş bir hareket imkanı oluşturacaktır. Gönülden inanıyorum ve biliyorum ki ortaya koyacağımız birlik ve beraberlikle Fenerbahçe’mizin bayrağını bağımsız finansal yapıda ve branş fark etmeksizin her kulvarda en yükseklerde dalgalandıracağız. Kulübümüzün yarınları için her platformda yine omuz omuza olacak, hep birlikte başaracağız. Taraftarlarımızın camiamıza olan desteği sürdükçe inandığımız her şeyi başarabileceğimize bir kez daha yaşayarak şahit oluyoruz. Skordan bağımsız bir şekilde hatta geriye düşsek bile takımımızı bir an olsun desteklemeyi bırakmadan sahadaki sporcularımıza sonuna kadar destek olan tüm taraftarlarımıza her alanda itici güç oldukları için teşekkürlerimizi ifade ediyoruz. Sözlerime son verirken; bulundukları her alana ve hayata anlam katan, toplumumuzun ve geleceğimizin yapı taşı olan; Fenerbahçemizin de dününde, bugününde ve yarınlarında tarif edilemez bir role sahip olan kadınların, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum.
Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum."
(İHA)