MALATYA
Fırat Kalkınma Ajansı'nda gerçekleştirilen Malatya Lojistik Merkezi Toplantısı'na katılan Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, basına kapalı gerçekleştirilen toplantının ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, kente lojistik merkez kurulması noktasında ilgililerle verimli bir toplantı gerçekleştirdiklerini belirtti.
Toplantıda Malatya'da bir lojistik merkez kurulmasının öne çıktığını aktaran Tüfenkci, kentin gerek kuzeyi güneye gerekse doğuyu batıya bağlayan konumu itibarıyla, demiryolu, karayolu, havayolu altyapısıyla lojistik üs, merkez olma noktasında avantajlı olduğunu ifade etti.
Bakanlığının lojistik merkezlerini sadece aktarma merkezi olarak düşünmediğine değinen Tüfenkci, şöyle devam etti:
"Özellikle burada serbest ticaretin de yapıldığı, ticari lojistik merkezler olma noktasında bakanlığımız bir çalışması var. Biz de arkadaşlarla bunu paylaştık. Netice itibarıyla ticari lojistik merkezi olması yönünde daha avantajlı olacağını gördük. Biz Türkiye'de de belirli bölgelerde lojistik ticari merkezlerin kurulmasından yanayız. Bununla ilgili arkadaşlarımız çalışmasını son aşamaya getirdiler. Nedir Lojistik Ticaret Merkezleri? Sağlıklı depolamaların yapıldığı, içerisinde lisanslı depoların, soğuk hava depolarının bulunduğu, şehrin içerisinde ticaret yapanlara dağıtım kanallarının bulunduğu, sağlıklı bir dağıtım kanalı oluştuğu aynı zamanda sosyal mekanlarıyla, idari birimleriyle elleçlemelerin ve gümrükleme hizmetlerini yapıldığı bir merkez olarak tanımlıyoruz. İnşallah bununla ilgili çalışmalarımızı kısa zamanda bitireceğiz."
"Gerçekten de yok hükmündedir"
Tüfenkci, Avrupa Parlamentosunun (AP) Türkiye kararına ilişkin yaptığı değerlendirmede de alınan kararın Türk insanı tarafından hiçbir şekilde önemsenmediğini belirtti.
Tüfenkci, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Gerek Malatya'da gerek İstanbul'da iş adamlarıyla yapmış olduğumuz temaslarda bunun hiçbir şekilde etkilemediğini ve morallerini bozmadığını gördük. Çünkü insanlar şunu görüyor; gerçekten Avrupa Türkiye'ye karşı hem ikincikli bir tutum sergiliyor hem çifte standart uyguluyor aynı zamanda da samimiyetten uzak kararlar alıyor. Türkiye'nin terörle mücadele ettiğini herkes biliyor. 15 Temmuz gibi hain bir darbe girişimine rağmen Avrupa'nın bu darbe girişimini hafife alması, görmezden gelmesi, güçlü bir destek vermemesi Türk halkı ve iş adamları nezdinde olumsuz bir kanaate neden oldu. Üstüne üstlük bu noktadan sonra 'siz bu darbe girişimine karşı, dolaylı yoldan PKK terörüne karşı mücadele etmemelisinize' gelen bir anlayışı sergilemesini de doğrusu Türk milleti kabul etmemekte. Başbakanımızın haklı olarak değimiyle; bizim bu metni kabul etmemiz mümkün değil, yok hükmündedir. Gerçekten de yok hükmündedir."
Ticari anlamda Avrupa ile güçlü ilişkilerinin bulunduğuna işaret eden Tüfenkci, 100 yıllık Avrupa şirketlerinin Türkiye'de üretim yaptığını ve bu şirketlerin büyümelerine her türlü katkı sağladıklarını söyledi.
Tüfenkci, siyasi ilişkilerle ticari ilişkileri birbirinden ayırarak, karşılıklı çıkar ilişkileri doğrultusunda ticari ilişkilerini her daim sürdürdüklerini bildirdi. Tüfenkci, "Bazı arkadaşlarımız 'bu karara karşı ne yapacaksınız?' gibi bir takım sorular soruyor. Esasında biz, ticari olarak bir engelleme veya ambargoyu asla ve asla düşünmedik. Siyasi ilişkiler de normal zemini içerisinde, Dışişleri Bakanlığımız nezdinde Başbakanımız, Cumhurbaşkanımız tarafından yürütülmektedir." dedi.
"Endişe edecek bir durum şu anda bulunmamaktadır"
Tüfenkci, Türkiye'nin iç ticaretindeki canlılığı koruduğuna işaret ederek, şunları ifade etti:
"Bir takım dövizdeki dalgalanmalara rağmen sokaktaki vatandaşımızın Türkiye'nin geleceğine inancı ve umudu devam ediyor. Çarşımız, pazarımız hareketliliğine devam ediyor. Baktığınız zaman konut ve otomobil satışları ekim ayında müthiş bir patlama yaptı. Konutta yüzde 25'e yakın satış artışı sağlandı. Elbette konuttaki banka faizlerinin düşmesi etkili oldu. Otomobil satışları ekim ayında rekor kırdı. Beyaz eşya satışlarında da artışlar devam ediyor. Bu anlamda iç tüketimdeki daralma anlamında endişe edecek bir durum şu anda bulunmamaktadır."
"Sabırla AB'nin kapısında bekleyen bir ülkeyiz"
Tüfenkci, bir gazetecinin "Bu süreçte AB ile ilgili müzakereleri durduracak mısınız ya da referandumda halka soracak mısınız?" sorusuna, şu yanıtı verdi:
"Bizim şu anda durdurma gibi verilmiş bir kararımız yok. Cumhurbaşkanımız çok net ifade etti. Yıl sonunu görüp ondan sonra kararımızı gözden geçirip bakacağız. Biz, sabırla AB'nin kapısında bekleyen bir ülkeyiz. Bize yapılan haksızlığa rağmen Avrupa ile ilişkilerimizi ve bağımızı koparmayan bir ülkeyiz çünkü biz bir Avrupa ülkesiyiz. Ama şunu ifade edeyim; yalnızca AB'ye bağlı bir ülke de değiliz. İçerisinde bulunduğumuz coğrafi konum bizim hem Asya ile hem Ortadoğu ile hem de ön Asya ülkeleriyle yakın ilişkiler içerisinde bulunmamızı zorunla hale getiriyor. Biz de bu coğrafyanın vermiş olduğu konum itibarıyla bu ülkelerle de ilişkilerimizi her daim iyi ve sıcak tutmanın hesabı içerisindeyiz. Dolayısıyla biz sadece Avrupa Birliği veya Asya ülkeleri, sadece Afrika ülkeleri demiyoruz. Güney Amerika da dahil hinterlandı geniş tutuyoruz ve ticaretimizi de bu geniş bölge içerisinde yapıyoruz."
Tüfenkci, konunun referandumda halka sorulup sorulmayacağıyla ilişkin, "Şu anda öyle bir çalışmamız yok." dedi.
Toplantıya Vali Mustafa Toprak, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır, ilçe kaymakamları, belediye başkanları, sanayi ve ticaret odası başkanlarıyla ve diğer ilgililer katıldı.
Muhabir: Volkan Kaşik
dikGAZETE.com