USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

'Terör örgütünde çöküş hızlandı'

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, "İçeride ve dışarıdaki terör örgütü destekçilerinin kimyalarının bozulmasından da örgütün fiziken çöküşü anlaşılmaktadır." dedi.

'Terör örgütünde çöküş hızlandı'
10-12-2022 00:28
Google News
TBMM

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, "Bölgeyi istikrarsızlığa sürükleyen ülkeler başta olmak üzere hiç kimse bizden sınırımızın hemen dibinde yuvalanan teröristlere karşı müsamaha göstermemizi beklemesin. Operasyon, teknik, taktik ve matematik konusudur. TSK, ülkemizin ve asil milletimizin güvenliği için uygun yer ve zamanda gerekli her türlü tedbiri almıştır, alacaktır." dedi.

Akar, Meclis Genel Kurulunda, Bakanlığının 2023 yılı bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada, savunma ve güvenlik konularının devletin ve milletin bekası açısından vazgeçilmez olduğunu ve günlük tartışmaların dışında tutulması gerektiğini söyledi.

Küresel ve bölgesel düzeyde gelişmelerin hızlandığı, mevcut sorunlara yenilerinin eklendiği, artan risk, tehdit ve tehlikelere bağlı güvenlik kaygılarının en üst seviyeye çıktığı bir dönemden geçildiğine dikkati çeken Akar, "Böylesine hassas bir süreçte Türkiye olarak tüm gelişmeleri yakından takip etmekte, proaktif davranarak savunma ve güvenlikle ilgili her türlü tedbiri almaya gayret göstermekteyiz." diye konuştu.

Türkiye'nin köklü tarihi, coğrafyası, değerleri, dinamik nüfusu ve güçlü ordusuyla dünyada güvenlik üreten bir ülke konumuna geldiğini belirten Akar, "Türkiye, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın uluslararası alanda kurduğu çok boyutlu ilişkilerle özne haline gelmiş, ülkemizin etki alanı üç kıta, ilgi alanı bütün dünya olmuştur." dedi.

Bakanlığının da bölgesel ve küresel güvenlik için yeni yaklaşım ve stratejilerle Cumhuriyet tarihinin en yoğun ve en etkili faaliyetlerini icra ettiğini ifade eden Akar, hudutların 7 gün 24 saat esasına göre kesintisiz olarak hudut birlikleri tarafından bugüne kadarki en yoğun ve en etkili tedbirlerle korunduğunu dile getirdi.

Hudut güvenliğinin sınır hattında hudut birlikleri ve komandolar, hudut gerisinde ise jandarma ve polisler tarafından sağlandığını aktaran Akar, şunları söyledi:

"Hudutlarımızın güvenliğinin sağlanmasında sınır fiziki güvenlik sistemine dayalı tel örgü, hendek, duvar ve gözetleme sistemlerinden meydana gelen dünya standartlarında, yüksek teknolojiye sahip araç, gereç ve teçhizat kullanılmaktadır. Her geçen gün alınan ilave tedbirlerle sadece 1 Ocak'tan itibaren hudutlarımızda 250 bin kişinin geçişi engellenmiş, yakalanan 7 bin 600 düzensiz göçmenle 800 terörist kolluk kuvvetlerine teslim edilmiştir.

Hudutlarımızda alınan bu yoğun önlemler ve sınır ötesinde yapılan etkin operasyonlar sonucunda, terör örgütünün hudutlarımızdan eleman ve malzeme aktarımı çok büyük ölçüde engellenmiş, durma noktasına gelmiştir. Tüm bu üst düzey tedbirlere, personelimizin olağanüstü kahramanlık ve fedakarlığına rağmen, milli bir mesele olan hudut güvenliği, maalesef zaman zaman tartışma konusu yapılmakta, resmi açıklamalar ve yapılan bilgilendirmeler dikkate alınmadan gerçek dışı, abartılı ve yanıltıcı bazı söylemler ortaya atılmaktadır."

"Türkler ve Kürtler kardeştir"

Akar, Mehmetçiğin 8,5 metre kar, eksi 39 ile artı 44 derece gibi hava ve her türlü arazi koşulunda, canı pahasına, büyük bir kahramanlık ve fedakarlıkla görev yaptığını vurgulayarak "Beklentimiz sadece Mehmetçiğin emeğine saygı gösterilmesidir." dedi.

Terörle mücadeleye değinen Akar, "24 Temmuz 2015’ten bugüne kadar yurt içinde, Irak ve Suriye’nin kuzeyinde toplam 37 bin, sadece bu yılın başından itibaren ise 4 bin civarında terörist etkisiz hale getirilmiştir." bilgisini paylaştı.

Tüm terör örgütlerine karşı mücadelenin artan bir şiddet ve tempoda, taarruzi bir ruhla, "ölürsem şehit, kalırsam gazi" anlayışıyla, azim ve kararlılıkla, başarılı bir şekilde devam ettiğini dile getiren Akar, "Özellikle ifade etmek isterim ki icra edilen tüm operasyonlarımız BM Şartı’nın 51’inci maddesinde belirtilen meşru müdafaa hakkı kapsamında ve uluslararası hukuka uygun, komşularımızın toprak bütünlüğüne ve egemenlik haklarına saygılı, sadece ve sadece terör unsurları hedef alınarak, dini ve etnik kökenine bakılmaksızın masum insanlar başta olmak üzere tarihi, dini, kültürel dokular, sivil altyapı ve çevre ile koalisyon unsurlarının güvenliğine ve korunmasına hiçbir ordunun göstermediği kadar azami dikkat ve hassasiyet gösterilerek icra edilmektedir." açıklamalarında bulundu.

"Kimyasal silah" iddialarına yönelik değerlendirmelerde bulunan Akar, şöyle devam etti:

"Kahraman ordumuzun başarılarına gölge düşürmek, terör örgütüne nefes aldırmak, adeta solunum cihazı bağlamak isteyenlerin 'TSK'nın kimyasal silah kullandığı' ve benzeri düşmanca iftiralar, tamamen gerçek dışıdır, bir hezeyandır. Özellikle yurt dışında bir algı oluşturmaya yönelik 'Çamur at, izi kalsın.' çabasıdır. TSK'da kimyasal silah ve mühimmat geliştirilmemekte, üretilmemekte, stoklanmamakta, kullanılmamakta, envanterde uluslararası hukuk ve anlaşmalarla yasaklanmış hiçbir silah ve mühimmat asla bulundurulmamaktadır. Buna rağmen hala aynı mesnetsiz iddialar dillendiriliyor."

Kimyasal Silahların Önlenmesi Anlaşması'na göre göz yaşartıcı mühimmatın kolluk faaliyetlerinde, özel operasyonlarda ve insan hayatını korumak için kullanılabileceği ifade eden Akar, "Rehine kurtarma operasyonu Gara kapsamında yapılan açıklamayı çarpıtmak en basit haliyle terör propagandasına hizmet etmektir." dedi.

Söz konusu iddialar karşısında dikkat ve hassasiyet gösteren, yerli ve milli bir duruş sergileyen siyasi partilere, tüm kurum ve kuruluşlara, destek olan vatandaşlara şükranlarını sunan Akar, "İçeride ve dışarıda yapılan diğer bir kara propaganda da terörle mücadelemizin Kürt kardeşlerimize karşı olduğu iftirasıdır. Bu yalandır, bu alçaklıktır. Bir kez daha vurgulamak isterim ki bin yıldır bu coğrafyayı, ekmeği, suyu birlikte paylaşan Türkler ve Kürtler kardeştir. Bunun aksini söyleyen kalleştir. Bunun en açık göstergesi de vatan, bayrak, Cumhuriyet için omuz omuza mücadele ederken canlarını feda eden ve şehitliklerimizde yan yana yatan kahramanlarımızdır, şehitlerimizdir." diye konuştu.

"Teröristlerin yaptıklarının hesabını sormaya devam edeceğiz"

TSK'nın tek hedefinin teröristler olduğunu vurgulayan Akar, "Terörist neredeyse hedefimiz orasıdır. PKK eşittir YPG/PYD, hepsi aynı. Bizim için adları ne olursa olsun, kim destek verirse versin, ülkemizi ve asil milletimizi terör belasından kurtarmakta kararlıyız." ifadesini kullandı.

Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde terör örgütüne yönelik 19 Kasım’da başlatılan Pençe Kılıç dahil son dönemin en büyük, en kapsamlı ve en etkili kara ve hava operasyonlarının icra edildiğini belirten Akar, şunları kaydetti:

"Harekatta, terör hedefleri ateş altına alınmış, çok sayıda barınak, sığınak, mağara, tünel, depo ve sözde karargah tam isabetle imha edilirken, aralarında örgütün sözde yöneticilerinin de bulunduğu tespit edilebilen 364 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Teröristler tarafından 20-22 Kasım’da hedef gözetmeksizin sivil yerleşim yerlerine yapılan alçak saldırılara ise her zaman olduğu gibi gerekli karşılık verildi, verilmektedir. Şehitlerimizin, masum insanlarımızın kanını hiçbir zaman yerde bırakmadık, bırakmayacağız, teröristlerin yaptıklarının hesabını sorduk, sormaya devam edeceğiz.

Bölgeyi istikrarsızlığa sürükleyen ülkeler başta olmak üzere hiç kimse bizden sınırımızın hemen dibinde yuvalanan teröristlere karşı müsamaha göstermemizi beklemesin. Operasyon, teknik, taktik ve matematik konusudur. TSK, ülkemizin ve asil milletimizin güvenliği için uygun yer ve zamanda gerekli her türlü tedbiri almıştır, alacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Irak’ın kuzeyinde PKK ile mücadelemiz, Irak ile koordineli ve yakın iş birliği içerisinde sürdürülmektedir. Son olarak 17 Nisan’da başlatılan Pençe-Kilit Harekatı ile kilit kapatılmış ve böylece hudutlarımızın ileriden güvenlik ve kontrolü sağlanmıştır. Bu kapsamda icra edilen operasyonlar ile yıllarca teröristlerin yuvalandığı 'girilemez' denilen yerlere girilmiş, 'ulaşılamaz' denilen yerlere ulaşılmıştır. Mehmetçiğin nefesi, teröristlerin ensesindedir."

"Terör örgütünde çöküş hızlandı"

Terör örgütündeki çöküşün hızlandığını, teslim olmaların arttığını, bu çöküşün sözde elebaşlarının ifadelerine de yansıdığını aktaran Akar, "İçeride ve dışarıdaki terör örgütü destekçilerinin kimyalarının bozulmasından da örgütün fiziken çöküşü anlaşılmaktadır." dedi.

Suriye’nin kuzeyinde PKK/PYD/YPG ve DEAŞ gibi terör örgütlerine karşı icra edilen bu operasyonlarla sınırların güneyinde kurulmak istenen terör koridorunun engellendiğini, yeni bir göç dalgası ve insanlık dramının yaşanmasının önlendiğini, ifade eden Akar, "Terör koridoru engellenmeseydi, bugün çok daha zor ve karmaşık durumlarla karşı karşıya kalacağımızın iyi bilinmesi ve anlaşılması lazım." diye konuştu.

Akar, TSK'nın, DEAŞ’la göğüs göğse mücadele eden tek ordu olduğunu ve yaklaşık 4 bin 500 DEAŞ’lı teröristi etkisiz hale getirdiğini de vurguladı.

Suriye'nin kuzeyindeki operasyonlar sonucunda 530 bini Türkiye’den olmak üzere 1 milyondan fazla Suriyelinin evlerine ve topraklarına gönüllü, güvenli ve saygın bir şekilde döndüğünü belirten Bakan Akar, "Güvenli hale getirilen bölgelerde hayatın normalleşmesi için de ilgili bakanlık, kurum ve kuruluşlar ile koordineli olarak çalışmalarımız devam etmektedir." dedi.

"Diplomatik alanda ve sahada gerekli karşılık veriliyor"

Yunanistan ile son dönemde yaşananlara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Akar, Türkiye'nin tüm komşularının sınırlarına, hakkına hukukuna saygılı olduğunu tüm ilişkilerinde barış, dostluk, diyalog, iyi komşuluk ve iş birliği beklediğini ifade etti.

"Ancak Yunanistan akıl, mantık ve hukuk dışı talep ve iddialarla sürekli provokatif eylem ve saldırgan söylemlerle gerginliği artırmak için her türlü girişimde bulunmaktadır." diyen Akar, Yunanistan'ın Megali İdea peşinde 7 aşamada 3 kat genişlemesine rağmen "Yeni Osmanlıcılık" diye bir kavram uydurarak Türkiye’yi yayılmacılıkla suçladığına dikkati çekti.

Türk varlığını yok sayarak asimilasyon politikalarıyla, baskıyla Yunanistan’da yaşayan Türkleri sindirmeye çalışıldığına dikkati çeken Akar, şunları söyledi:

"Yunanistan, terör örgütleriyle iş birliği yaparak teröristlere özellikle Lavrion kampında her türlü yardım ve yataklığı yapmakta, tüm dünyaca bilinen bu gerçekleri de utanmadan inkar etmekte, göçmenlere karşı son derece acımasız, insanlık dışı uygulamalarla onları Türkiye sınırlarına doğru itmektedir. Yunanistan’ın yaptığı her türlü haksız, hukuksuz eyleme, mütekabiliyet kapsamında diplomatik alanda ve sahada gerekli karşılık verilmektedir. Beklentimiz, bazı Yunan siyasilerin ve askeri şahısların iç politik amaçlarla uzlaşmaz ve kışkırtıcı tavırlarından derhal vazgeçmeleri, problemlerin diyalog yoluyla çözümüne odaklanmaları ve tarihten ders almalarıdır. Güvendikleri dağlara kar yağmadan. Yarınlarının iyi olmasını isteyenler, dünün ve bugünün yanlışlarından dönmelidirler. Samimi temennimiz Ege ve Akdeniz’in dostluk denizi olması, tüm zenginliklerin adil bir şekilde paylaşılmasıdır."

Kıbrıs'ta tek çözümün egemen ve eşit bağımsız iki devletin varlığının kabul edilmesi olduğunu belirten Akar, "Geçmişte olduğu gibi bugün de Kıbrıslı kardeşlerimizin yanındayız. Kıbrıs, Ege ve Doğu Akdeniz’de diyaloğa açık olmakla beraber, hiçbir oldubittiye müsaade etmedik, etmeyeceğiz. Kendimizin ve Kıbrıslı kardeşlerimizin hak ve menfaatlerini korumakta azimliyiz, kararlıyız ve buna da muktediriz." dedi.

Tahıl koridoru

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yürüttüğü aktif diplomasiyle sağlanan zeminde Rusya ve Ukrayna Savunma Bakanlıkları ile görüşmeler sonucunda Karadeniz Tahıl Girişimi imzalandığını hatırlatan Akar, "Girişim kapsamında İstanbul’da kurulan Müşterek Koordinasyon Merkezinin çalışmaları ile bugüne kadar Ukrayna limanlarından toplam 13 milyon tondan fazla tahılın ihtiyaç sahibi ülkelere emniyetle sevki sağlanmıştır." diye konuştu.

Bu girişimin Türkiye'nin gayretiyle 19 Kasım’dan itibaren 120 gün süreyle uzatıldığını ifade eden Akar, "Türkiye, sorunların çözümü için diplomasiye daha fazla şans verilmesi gerektiği inancıyla insani yardım başta olmak üzere, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da üzerine düşen görevi yapmaya devam edecektir." dedi.

FETÖ ile mücadelenin kararlılıkla devam ettiğini vurgulayan Akar, "15 Temmuz 2016 tarihinden itibaren FETÖ iltisakı nedeniyle TSK’dan bugüne kadar 10 bini Bakan onayı ile olmak üzere toplam 24 bin 700 kişi ihraç edilmiştir. FETÖ ile mücadelemize elde edilen yeni bilgi, belge ve verilerle bir bütün halinde kararlılıkla devam edilmektedir." ifadesini kullandı.

ABD'den F-16 tedariki

Askeri sağlık hizmet desteğinin geliştirilmesi ve TSK’nın sağlık ihtiyaçlarının en etkin şekilde karşılanması için yeniden düzenlenmesi hususunda Sağlık Bakanlığı ile çalışmaların sürdüğünü aktaran Akar, ABD'den F-16 tedarikine ilişkin ise "40 adet F-16 Viper uçağının tedarikine ve 79 uçağın da modernizasyonuna yönelik çalışılmalar devam etmekte, olumlu ve süratli tamamlanması için yakından takip edilmektedir." açıklamasında bulundu.

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç'un Arifiye'deki Tank Paleti Fabrikası'na yönelik iddialarına da değinen Akar, "BMC'ye 60 milyon TL yerine 292 milyon TL ödeme yapılması söz konusu değil. Böyle bir şey yok. Söz konusu hesap tüm giderlerin takip edildiği bir yansıtma hesabıdır. BMC'ye yapılan ödemeleri göstermemekte, eksik ve gerçek dışı beyanlarla algı oluşturulmak istenmektedir. Fabrikada 'maliyetlerin arttığı' iddiası kesinlikle doğru değildir. Bu konuda ya teşrif edin fabrikaya veya size birini gönderelim belgeyi anlatalım." karşılığını verdi.

Akar, şunları kaydetti:

"Şu anda dahi karada, denizde ve havada, zorlu iklim ve arazi şartlarında kahramanlık ve fedakarlıkla görev yapan değerli silah ve mesai arkadaşlarıma da bu vesileyle kazasız, belasız, hayırlı, başarılı görevler diliyor, alınlarından öpüyorum."


Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ