İSTANBUL
Diyarbakır'da, 3 Ocak 2008'de bomba yüklü aracın, askeri servis aracının geçişi sırasında patlatılması sonucu yaralanan Görkem Emre Öz, terör saldırısından birkaç ay sonra girdiği üniversite sınavıyla kazandığı tıp fakültesinden mezun olarak sağlık alanında hizmet vermenin mutluluğunu yaşıyor.
Dicle Üniversitesi'nde akademisyen bir babanın ve emekli bir annenin iki çocuğundan biri olan 27 yaşındaki Öz, terör saldırısının gerçekleştiği gün, Diyarbakır Fen Lisesi son sınıf öğrencisi olarak üniversite sınavına hazırlanmak için devam ettiği dershaneye gitti.
Üç arkadaşıyla dershane önünde sabah grubunun çıkışını bekleyen Öz, bomba yüklü aracın, askeri servis aracının geçişi sırasında patlatılması sonucu yaralandı.
İki bacağı kırılan ve dalağı parçalanan Öz, 1 ayı hastanede olmak üzere 3-4 ay yatarak tedavi gördü. Bacaklarına platin takılan ve dalağı alınan Öz, ikinci dönem derslerine evde çalışarak üniversite sınavında 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni kazandı.
Mezun olup hayali olan doktorluk mesleğine kavuşan ve mecburi hizmetini tamamlayan Öz, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı'nda uzmanlık eğitimine devam ediyor.
"Ne olduğunu anlayamadık"Öz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2008 yılında Diyarbakır Fen Lisesi son sınıf öğrencisi olduğunu söyledi.
Okuldan sonra dershaneye gittiğini anlatan Öz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Normal bir gündü aslında. Okuldan çıkıp dershaneye etüde gitmiştik. Kantinde oturuyorduk. Akşam derse gireceğiz, gündüzcülerin dağılmasını bekliyorduk. Kantin çok kalabalık olunca, havasız bir ortam oluştu. Biz de 'Dışarı çıkalım, hava alalım.' diye düşündük. Saat 16.50 civarıydı. 4 arkadaş dışarı çıktık. Dersteki öğrenciler 5 dakika sonra dağılacaktı, hemen kaldırımda bekliyorduk. Malum patlama gerçekleşti. Sonra boş bir arazi vardı dershanenin önünde, 1-2 dakika sonra kendimizi orada bulduk. 1-2 dakika kadar bilinç kaybı yaşadım. Kısa süre sonra kendime geldim. Çok değişikti. Çok sıcaktı hava, patlamanın etkisiyle. Bir patlama daha olacak diye çekinip, arkadaşlarımdan beni geri çekmesini rica ettim. Hemen ambulanslar geldi. Daha sonra hastanelere dağıldık."
Öz, ne olduğunu anlayamadığını dile getirerek, "Kaldırımda arkadaşlarla sohbet ederken bir anda başka bir dünyaya geçiyorsunuz. Ben önce devlet hastanesine, sonra Dicle Üniversitesi'ne sevk edildim. İki bacağım kırıktı, dalağıma şarapnel girmişti, kanama vardı. İlk gün dalaktan ameliyat oldum, daha sonra birkaç ameliyat daha geçirdim bacaklardan dolayı." ifadelerini kullandı.
Caddeye birlikte çıktığı arkadaşlarından Eren Şahin Eronat'ın hayatını kaybettiğini, bir arkadaşının da gözünden yaralandığını aktaran Öz, diğer arkadaşının da fiziksel olarak değil ama psikolojik olarak derin yaralar aldığını kaydetti.
Öz, hastaneden 1 ay sonra taburcu olduğunu anlatarak, 3-4 ay da evde yatarak tedavi gördüğünü söyledi.
Raporlu olduğu için okula ve dershaneye gidemediğini dile getiren Öz, evde ders çalışmaya devam ettiğini ifade etti.
Saldırıdan birkaç ay sonra girdiği üniversite sınavında 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni kazandığına işaret eden Öz, "Geçmişe dönemiyorsunuz, bir şeyi değiştiremiyorsunuz. Önünüze bakmanız gerekiyor. Biraz da inanç gerekiyor. 3 Ocak'tan sonra çalışmaya başlamadım. Daha önce de bir emek verdiğim için o emeğin de boşa gitmemesi gerekiyordu. Şartlar zordu. Sağlık olarak ağrı, sızı, psikolojik olarak değişik duygular içinde oluyorsunuz ama bir şekilde hayatın da devam ettiğinin farkındasın. Dolayısıyla elimden geleni yapmaya çalıştım." diye konuştu.
İki bacağında da platin olduğunu belirten Öz, "Saldırıdan yaklaşık 10 ay sonra yeniden yürümeye başladım. Hala zaman zaman ağrı oluyor. Zaten olayın izlerini her zaman vücudumda taşıyacağım. Bacaklarımda platin var. Şarapnel parçaları da hala duruyor." ifadelerini kullandı.
Öz, saldırının üzerinden 10 yıl geçmemiş gibi hissettiğini belirterek, "Aslında hiç yaşanmadığını da düşünüyorum ama canınız ne zaman bir şeye sıkılsa, daha kötüsünü gördüğünüz için hayata tutunma açısından motive ediyor. Kayıplarımız var. Onları andıkça üzülüyoruz, unutmamaya, unutturmamaya çalışıyoruz. Kendimize dersler çıkarıyoruz. Şimdi nişanlım var. Bir evlilik planı yapıyorum. İleride güzel bir yuva kurmayı düşünüyorum. Bir mağduru olarak, bu ülkede terörün tamamen yok olmasını istiyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Muhabir: Zehra Melek Çat
Kaynak: AA
dikGAZETE.com