ANKARA - Yeşim Sert Karaaslan/Duygu Yener
AA muhabirinin Sağlık ile Kültür ve Turizm bakanlıkları verilerinden derlediği bilgiye göre, Türkiye, jeotermal kaynak potansiyeli açısından Avrupa'da birinci, kaplıca uygulamaları konusunda ise üçüncü sırada yer alıyor.
Sıcaklıkları 20-110 derece, debileri 2-500 litre/saniye arasında değişebilen bin 500'den fazla kaynağa sahip Türkiye, kaynak zenginliği ve potansiyeli açısından dünyada ilk 5 ülke arasında bulunuyor.
Türkiye, yüksek mineralizasyon içeriği sayesinde etkin tedavi edici özelliklere sahip termal su potansiyelinin, zengin kültürel, doğal değerleri ve iklimsel özellikleriyle birleşmesi sonucunda benzersiz bir sağlık turizmi ortamı sunuyor.
Termal turizm verilerine göre, Türkiye'deki tesislere yılda yaklaşık 550 bin yabancı ziyaretçi geliyor. 2015'te bu tesisleri en çok sırasıyla Çin Halk Cumhuriyeti, Almanya, Güney Kore, Japonya, Rusya ve ABD'den ziyaretçiler tercih etti.
Sağlık için yılda bir kez kaplıca kürü öneriliyor
Doğal sıcak su kaynakları, tedavi amaçlı banyo kürleri olarak kullanılıyor.
Bu kaynaklar, balneoterapi, spa terapi ve hidroterapi gibi farklı isimlerle tedavi edici, koruyucu ve zindelik sağlayıcı amaçlarla kullanılan çok eski ve geleneksel yöntem olarak varlığını sürdürüyor.
Uzmanlar tarafından, bağışıklık sistemini güçlendirmek, zinde kalmak, hastalık durumlarında ise iyileşme sürecini hızlandırmak için yılda bir kez kaplıca kürü alınması öneriliyor.
Hastalıkların çeşidine göre uygun termal suyun, yararlanma teknikleri ve sürelerinin, uzman tavsiyesiyle belirlenmesi gerekiyor. Kaplıca kür uygulamaları için genelde 14-21 günlük tedavi süresi öneriliyor.
Kaplıcalarda, tedavi ve zindelik amacıyla su içi jimnastiği, solunum terapisi, tansiyon düzenleme tedavisi, kulak akupunkturu, tıbbi sauna, kolon hidroterapi, değişik bölge ve teknikte uygulanan masajlar, orman veya deniz kenarında yürüyüş, ozon tedavisi, ritim terapi gibi günde 2 saati aşmayan pek çok günlük kür çeşidi uygulanıyor.
dikGAZETE.com