İSTANBUL
Medicana International İstanbul Hastanesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Oğuzhan Özyurtkan, göğüs cerrahisine yönelik her hastalığın kamera yardımlı cerrahi yaklaşıma uygun olmadığını, her hastanın ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, "Açık cerrahi hala dünyada en sık kullanılan ve güvenilirliği bilinen bir yaklaşımdır. Ancak uygun hastalarda kamera yardımlı cerrahinin, hatta tek kesiden yapılan girişimlerin yeri ve önemi gitgide artmaktadır." ifadelerini kullandı.
Doç. Dr. Mehmet Oğuzhan Özyurtkan, yaptığı yazılı açıklamada, akciğer, akciğer zarı (plevra) ve mediasten bölgesindeki hastalıkların tanısı konulurken veya cerrahi olarak tedavileri yapılırken geleneksel olarak torakotomi (göğüs kafesinin yandan kesilmesi) veya sternotominin (göğüs kafesinin ortadan kesilmesi) uygulandığını bildirdi.
Günümüzde ilerleyen teknoloji ve gelişen yeni cerrahi enstrümanları sayesinde söz konusu eski yöntemlerin artık yerini "minimal invaziv" dedikleri kamera yardımlı (torakoskopik) yöntemlere bırakmaya başladığını belirten Özyurtkan, "Bu yeni yöntemler kullanılarak akciğerdeki, akciğer zarındaki ve mediastendeki hastalıkların tanısını koymak amacıyla biyopsi yapılabilmekte, ayrıca tedavi amacıyla da lezyonların tamamen çıkarılması sağlanabilmektedir." dedi.
Daha konforlu bir operasyon...
Kamera yardımlı (torakoskopik) cerrahide geleneksel olarak hastanın göğüs kafesinin yan tarafından parmak kalınlığında en az 2 delik açıldığını aktaran Özyurtkan, şunları kaydetti:
"Bu deliklerin ilki kamerayı yerleştirmek içindir. Daha sonra içeride yapılacak işlemin büyüklüğüne göre, bir veya birkaç delik daha açılıp cerrahi aletler kullanılır. Yani, geleneksel bir torakoskopik cerrahide hastada birkaç adet 1-2 cm boyutunda kesi bulunacaktır. Halbuki tek kesiden yapılacak bir girişim ile birkaç adet 1-2 cm kesi yerine tek bir kesi (5 cm) kullanılır ve tüm aletler (kamera ve cerrahi enstrümanlar) bu delik yoluyla kullanılırlar.
Tek kesiden yapılan girişimler hastaya daha konforlu bir operasyon sonrası dönem sunuyor. Geleneksel açık cerrahi yöntemleri olan sternotomi ve torakotomi ile kıyaslandığında, torakoskopik yöntemlerin kesisi çok daha küçüktür. Bu yüzden hastalar operasyon sonrasında çok daha az ağrı hissederler ve normal hayatlarına daha hızlı dönerler. Kamera yardımlı yaklaşım eğer tek kesiden yapılırsa hastanın ağrısı çok daha az olmaktadır. Operasyon sonrası hareketlenmesi, nefes egzersizlerine başlaması ve normal aktivitelerine dönüş yapması daha hızlı olmaktadır. Ağrısı az olan hasta daha mutlu ve rahat olur, bu sayede çok daha kısa süre içerisinde (1-3 gün) taburcu olabilir hale gelir. Ayrıca birkaç adet delik yerine tek bir kesi olunca, özellikle bayan hastalarda, estetik kaygı çok daha az olmaktadır."
Her hastalık uygun değil...
Hasta odaklı değerlendirme yapılması ve uygun hastaların kamera yardımlı (torakoskopik) cerrahiye yönlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Özyurtkan, "Göğüs cerrahisine yönelik her hastalık, kamera yardımlı cerrahi yaklaşıma uygun değildir. Her hastanın ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir. Açık cerrahi hala dünyada en sık kullanılan ve güvenilirliği bilinen bir yaklaşımdır. Ancak uygun hastalarda kamera yardımlı cerrahinin, hatta tek kesiden yapılan girişimlerin yeri ve önemi gitgide artmaktadır." dedi.