Hizmete girdiği andan itibaren 3 binden fazla bilimciye maddenin temel yapıtaşlarını ve evrenin oluşumunu incelemek üzere araştırma olanağı sunacak olan Alman Araştırma Merkezi FAIR’in (FacilityforAntiprotonandIonResearch) ilk aşaması 2018 yılında hizmete girecek. Merkezde APPA, CBM, NUSTAR ve PANDA isimli 4 büyük deney yürütülecek. Uluslararası bilimsel bir komite tarafından yapılan değerlendirme sonucu yeni bilimsel sonuçlar ortaya koyabilme potansiyeli en yüksek deney olan NUSTAR’ın bazı alt projeleri Türkiye’de gerçekleşecek. Proje için niyet mektubunu imzalayan 14 üniversite bulunuyor ancak ilk etapta 4 üniversite çalışmalara başladı bile.
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi öncülüğünde başlayan çalışmalara şu anda Mimar Sinan Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi dâhil olmuş durumda. Projeler kapsamında üretilecek dedektörler sayesinde yakın gelecekte tedavi ve teşhislerde yaygın kullanım alanı bulan film ve tomografi türü makinelerin radyasyon yayma ve kullanma oranının en aza inmesi planlanıyor. Deneylerde araştırma ve geliştirmesi yapılacak olan yeni tip detektörler ayrıca patlayıcı ve uyuşturucu kaçakçılığına karşı da çok etkin olarak kullanılabilecek özelliklere sahip.
Çalışmalar hakkında konuşan İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Bulut, “İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi olarak Türkiye’nin genç kuşağının önünü açmak için özellikle bilim, teknoloji, sağlık alanlarında çalışmalarımıza ağırlık vermeye başladık. Bu konuda üniversitemizden Nükleer Fizikçi Prof. Dr. Nizamettin Erduran Hocamız Türkiye’den 14 üniversitenin oluşturduğu bir konsorsiyumun öncülüğünü yapıyor. Yani artık ülkemizden bilim insanları ve araştırmacılar Amerika’daki Silikon Vadisi gibi, Almanya’nın Fair Platformunda her türlü bilimsel araştırmaları yapacak, her türlü deney çalışmalarına katılacak, yani bizim ülkemizde altyapı olarak var olmayan imkânları en ileri düzeyde buralarda gerçekleştirerek bilime, sağlığa, teknolojiye insanlığa katkı sağlamış olacaklar ve Fair’de gerçekleştirilecek bu proje ile özellikle tedavi ve teşhislerde insan vücudunun radyasyon alımı minimize edilecek” açıklamalarında bulundu.
“MEHMET AKİF ERSOY’UN TAVSİYELERİNE UYUYORUZ”
Mehmet Akif Ersoy’un atomun parçalanması ile ilgili 20. yüzyılda söylediği bir sözü anımsatan Prof. Dr. Bulut, “Halkalı Ziraat ve Baytar Mekteb-iÂlisi’nden yani bizim üniversitemizin bugün üzerinde bulunduğu mekândan mezun olan Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy da aslında bir fen bilimci idi. Biz de 20. yüzyılın başlarında atomun parçalanmasıyla ilgili ‘Dünyanın fennini ülkemize getirin’tavsiyelerine uyuyoruz ve İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi olarak konsorsiyumun öncülüğünü yapıyoruz” diye konuştu.Çalışmaların kapsamına değinen İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim üyesi Prof. Dr. Nizamettin Erduran ise “Fair Araştırma Merkezi bir anti proton ve iyon hızlandırma merkezidir.
Burada 2020’lere doğru büyük araştırmalara imza atılacak. Bu araştırma merkezi 4 büyük deneye dayanıyor. Bu deneylerin içerisinden bir tanesi içinde bulunduğumuz NUSTAR Projesi. Yani Nükleer Yapı ve Astrofizik araştırmalarını kapsıyor. Biz aslında bunun için uzun zamandır çalışıyoruz. İstanbul’dan 4 üniversiteyle birlikte önemli 2 tane deneyin teknik projesini hazırladık. Fair’in bir komitesi var o komite tarafından NUSTAR projesinin alt projeleri olarak DEGAS ile NEDA kabul edildi ve biz artık bu deneylerden sorumlu olduk. Türkiye’de bu iki deneyin dedektör parçalarını niyet mektubu imzalayan diğer üniversitelerle birlikte imal edeceğiz” açıklamalarında bulundu.
“DAHA AZ RADYASYON”
Hayata geçirilecek çalışmaların birçok alanda fayda sağladığını vurgulayan Prof. Dr. Erduran açıklamalarına şöyle devam etti: “Özellikle radyasyon dedektörü yapımları tıpta çok büyük uygulama alanı buluyor. Şimdi ise yüksek hızda çalışabilen detektörler geliştiriyoruz. Radyasyon dedektörlerini her ne kadar kendi araştırmalarımızda kullanıyorsak da Ar-Ge çalışmaları sırasında öyle dedektörler üretiliyor ki tıpta, biyolojide, tarımda bizim bütün birinci dereceden çalışma alanlarımızda uygulamaları var. Örneğin geliştirilen böyle bir dedektör yüksek hızlı sayımlara dayanabilecek bir tür olacak ve bu dedektörlerle tedavi ve teşhis sürecinde her hastanın çok daha az radyasyon alması sağlanacak. Bu bakımdan büyük bir uygulama alanı bulabileceğini düşünüyoruz. Aynı zamanda bu dedektörler patlayıcı ve uyuşturucu kaçakçılığına karşı da çok etkin olarak kullanılabilecek özelliklere sahip ve birinci dereceden bizim sorumluluğumuz altında.”
dikGAZETE.com