USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BÄ°ST 0.000
Ekonomi

TCMB Başkanı Kavcıoğlu: İstihdam piyasası salgın dönemi etkilerini büyük ölçüde atlattı

TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu, "Hizmet sektöründeki açılma ve turizmin katkısı ile beraber istihdam piyasası salgın dönemi etkilerini büyük ölçüde atlattı." dedi.

TCMB Başkanı Kavcıoğlu: İstihdam piyasası salgın dönemi etkilerini büyük ölçüde atlattı
28-09-2021 18:37
Google News

Ä°STANBUL (AA) - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) BaÅŸkanı Prof. Dr. Åžahap KavcıoÄŸlu, Finansın GeleceÄŸi Zirvesi'nde "Merkez Bankalarının Pandemide Rolü" baÅŸlıklı bir sunum yaptı.

Salgının baÅŸlamasından bugüne dek geçen sürede ekonomi politikasının odaklandığı konuları iki dönem halinde deÄŸerlendirmenin faydalı olacağını belirten KavcıoÄŸlu, birinci dönemin dünya çapında kapanmalar ile ekonomilerin tarihte görülmemiÅŸ ÅŸekilde durma noktasına geldiÄŸi bir dönem olduÄŸunu söyledi.

Merkez bankaları ve diÄŸer politika yapıcıların bu dönemde istihdam kayıplarını, ÅŸirket iflaslarını önlemek ve finansal piyasaların iÅŸleyiÅŸindeki devamlılığı saÄŸlamak adına pek çok önlem aldığını hatırlatan KavcıoÄŸlu, ÅŸunları kaydetti:

"Ä°kinci dönem ise aşılamanın yaygınlaÅŸması ile toparlanma eÄŸiliminin hızlandığı, ancak talep artışına küresel üretimin aynı hızla cevap veremediÄŸi ve emtia fiyatlarındaki artışlarla küresel enflasyonun ivmelendiÄŸi bir süreç olarak hala devam etmektedir. Koronavirüs salgınının dünya çapında yayılmasıyla birlikte baÅŸlayan birinci dönemde küresel ekonomi, 2008 yılındaki finansal krizi de aÅŸan zorlukta bir dönem geçirmiÅŸtir. Salgının büyük ölçekli bir arz ÅŸokuna da yol açması 2008 finansal krizinden farklı olarak ekonomiler üzerindeki olumsuz etkinin daha yüksek ve kalıcı olmasına yol açmıştır. Salgının ekonomik etkileri oldukça geniÅŸ bir coÄŸrafyada ve küresel finans krizinden daha derin ÅŸekilde hissedilirken, verilen politika tepkileri de çeÅŸitli ve ÅŸimdiye kadar eÅŸine rastlanmayacak ölçüde güçlü olmuÅŸtur."

KavcıoÄŸlu, konuÅŸmasında salgına karşı küresel ölçekte verilen politika tepkilerine de deÄŸindi. Salgın hastalığın dünya genelinde hızla yayılmasının, küresel ticaret ve iktisadi faaliyette belirgin bir yavaÅŸlamaya neden olduÄŸunun altını çizen KavcıoÄŸlu, "Alınan karantina önlemleri nedeniyle 2008 krizinden farklı olarak çok daha derin bir arz ÅŸoku ile karşılaşılması nedeniyle, salgın döneminin ekonomik açıdan daha da maliyetli olduÄŸunu söyleyebiliriz." ifadelerini kullandı.

"Merkez bankalarının müdahalesi yerinde ve hayati derecede önemli oldu"

Åžahap KavcıoÄŸlu, salgınının dünya çapında hızla yayılmasının ekonomileri birçok farklı kanaldan etkileyerek küresel iktisadi faaliyetin sert bir ÅŸekilde daralmasına neden olduÄŸunu söyledi.

Salgının, ilk etapta küresel tedarik zinciri ve üretim üzerinde etkisini gösterdiÄŸini belirten KavcıoÄŸlu, "Devamında ise, belirsizliklerdeki artış, finansal koÅŸullardaki sıkılaÅŸma, hanehalklarının gelir kaybı ve firmaların nakit akışındaki bozulma talepte de belirgin bir zayıflamaya yol açtı." dedi.

KavcıoÄŸlu, dünya genelinde uygulamaya konulan salgın tedbirlerinin 2020 yılı mart ayı içerisinde hizmetler sektörü faaliyetinin hızla zayıflamasına neden olduÄŸunu dile getirdi.

Takip eden dönemde küresel ticaretteki daralmayla birlikte imalat sanayinin de bu yavaÅŸlamaya eÅŸlik ettiÄŸini aktaran KavcıoÄŸlu, "Hizmet sektörünün salgın tedbirleri nedeniyle olumsuz ayrışması gerek geliÅŸmiÅŸ gerekse geliÅŸmekte olan ülkeler için ortak bir gözlem olarak ön plana çıkmıştır. Bu eÄŸilimin 2008 krizi ile de önemli bir farklılaÅŸmaya neden olduÄŸu görülebilir. Hizmet sektörünün emek yoÄŸun bir sektör olması salgın döneminin istihdam açısından maliyetinin de 2008 finansal krizinin çok ötesinde olmasına neden olmuÅŸtur." ifadelerini kullandı.

KavcıoÄŸlu, bu süreçte tüm dünyada merkez bankalarının faiz indirimleri, varlık alımları, likidite adımları ve kredi destek programları gibi olaÄŸanüstü geniÅŸleyici politika tedbirleri aldığını anlattı.

Politika yapıcıların 2008 krizi sonrası geleneksel olmayan para politikası ile ilgili kazandıkları deneyim ve araç setinin geniÅŸlemesinin, salgına karşı verilen politika tepkisi açısından olumlu olduÄŸuna iÅŸaret eden KavcıoÄŸlu, konuÅŸmasını ÅŸöyle sürdürdü:

"GeliÅŸmiÅŸ ve geliÅŸmekte olan ülke merkez bankaları mevcut politika alanını tereddütsüz ve hızlı bir ÅŸekilde kullanarak krize ilk tepkilerini faiz indirimleri ile verdiler. Merkez bankaları finansal kriz sonrası araç setine dahil ettikleri tahvil alımlarını da tekrar uygulamaya koydular. Burada ilgi çekici olan 2008 krizinde görmediÄŸimiz ÅŸekilde geliÅŸmekte olan ülke merkez bankalarının da tahvil alımlarına baÅŸvurması oldu. Para piyasasında sıkışmayı önlemek ve likiditeye eriÅŸimi kolaylaÅŸtırmak için merkez bankalarının repo yoluyla daha çok fonlama yaptığı ve fonlamanın vadesini uzattığı görülmüÅŸtür. Ekonomilerin durma noktasına geldiÄŸi bu dönemde finansal sistemin faaliyete devam etmesi açısından merkez bankalarının bu müdahalesi yerinde ve hayati derecede önemli olmuÅŸtur."

"Merkez bankaları salgın döneminde bankacılık sistemine ek likidite saÄŸladı"

Merkez Bankası BaÅŸkanı KavcıoÄŸlu, küresel anlamda politika faizlerinin hızla aÅŸağı çekilirken, gerek geliÅŸmiÅŸ gerekse geliÅŸmekte olan ülkelerde ortalama faizin 2008 krizinden sonra görülen düzeylerin de altına indiÄŸini söyledi.

TCMB'nin de söz konusu dönemde politika faizini aÅŸağı çeken merkez bankaları arasında yer aldığını anımsatan KavcıoÄŸlu, "Küresel ölçekte politika faizlerinin hızlı bir ÅŸekilde aÅŸağı çekilmesi sürecine baÅŸta geliÅŸmiÅŸ ülkelerin baÅŸlattığı yüklü varlık alım programları ile çok hızlı bir bilanço geniÅŸlemesi eÅŸlik etti. Varlık alımları da önceki krizin ötesinde bir hızla hala devam ediyor." ifadelerini kullandı.

KavcıoÄŸlu, bankacılık sektörüne likidite saÄŸlamayı amaçlayan finansal politikalar ile hem finansal sektörün mali yapısının korunması hem de özel sektöre kredi akışının devam etmesinin amaçlandığını vurguladı.

Birçok merkez bankasının zorunlu karşılıkları indirerek ve sermaye ve likidite tamponlarını geniÅŸleterek bankacılık sistemine ek likidite saÄŸladığını aktaran KavcıoÄŸlu, "Yapılan düzenlemeler ile nakit akışı duran reel sektör için de mevcut kredi ödemelerinin ertelenmesi veya yeniden yapılandırılması gibi yöntemlere baÅŸvuruldu." dedi.

Açıklanan maliye politikası önlemlerinin, yeni kredi kanalları ve kredilere devlet garantileri, vergi istisna ve indirimleri ve doÄŸrudan harcamalar gibi ana baÅŸlıklar altında incelenebileceÄŸine iÅŸaret eden KavcıoÄŸlu, bu tür desteklerin de yine yaygın olarak kullanıldığını dile getirdi.

"GeliÅŸmiÅŸ ülkelerde milli gelirlerinin yüzde 20'sini aÅŸan kamu destekleri verildi"

KavcıoÄŸlu, salgın döneminde ülkelerin doÄŸrudan kamu harcamaları, diÄŸer finansal destekler ve teÅŸviklerle ekonomilerini desteklediklerini anımsatarak, ÅŸunları söyledi:

"Bazı ülkelerde mali alanın durumuna göre doÄŸrudan kamu harcamalarının daha yüksek oranda kullanıldığı, bazı ülkelerde ise sermaye, kredi ve diÄŸer likidite desteklerinin kullanıldığını görüyoruz. GeliÅŸmiÅŸ ülkelerde milli gelirlerinin yüzde 20'sini aÅŸan kamu destekleri verildi. ÖrneÄŸin ABD'de milli gelirin yüzde 25'i oranında kamu harcaması ve vazgeçilen gelirler ÅŸeklinde ekonominin desteklendiÄŸini görüyoruz.

Ä°talya ve Almanya gibi bazı ülkelerde maliye politikasının yanı sıra sermaye, kredi ve diÄŸer likidite ÅŸeklindeki desteklerin kullanıldığını söyleyebiliriz. GeliÅŸmekte olan ekonomilerde ise geliÅŸmiÅŸ ülkelere kıyasla daha sınırlı olmakla birlikte ekonomilerin çeÅŸitli tedbirlerle desteklendiÄŸini görüyoruz."

"Salgın döneminde finansal sisteme ve reel sektöre ihtiyaç duydukları likiditeyi uygun koÅŸullarla saÄŸladık"

Prof. Dr. Åžahap KavcıoÄŸlu, Merkez Bankasının da o dönemde aldığı Para Politikası Kurulu toplantısında alınan faiz indirimi kararıyla birlikte salgının ekonomik etkilerini sınırlandırmaya yönelik ilk tedbir paketini uygulamaya aldıklarını anlattı.

Alınan tedbirlerin finansal sektörün likiditesini ve kredi koÅŸullarını desteklediÄŸini, parasal aktarım mekanizmasının etkinliÄŸini koruduÄŸunu gözlemlediklerini aktaran KavcıoÄŸlu, "Salgın döneminde finansal sisteme ve reel sektöre ihtiyaç duydukları likiditeyi uygun koÅŸullarla saÄŸlayarak, finansal istikrara ve salgın sonrası toparlanma sürecine destek olmayı hedefledik. Böylece salgın ortamından doÄŸan geçici etkilerin uzun vadede üretim ve istihdama olabilecek olumsuz etkileri en aza indirmeyi amaçladık." ifadelerini kullandı.

"Büyümedeki olumlu görünümün devam ediyor"

TCMB BaÅŸkanı KavcıoÄŸlu, gelinen noktada temel bazı makroekonomik deÄŸiÅŸkenlerin karşılaÅŸtırmalı olarak incelediÄŸinde Türkiye'nin performansının daha iyi ÅŸekilde deÄŸerlendirebileceÄŸini söyledi.

Türkiye'nin OECD ülkeleri ve Çin ile birlikte deÄŸerlendirildiÄŸinde 2020 yılında pozitif büyüme kaydeden iki ekonomiden biri olduÄŸuna dikkati çeken KavcıoÄŸlu, konuÅŸmasını ÅŸöyle sürdürdü:

"2021 yılı ilk yarısına iliÅŸkin açıklanan verilerde büyümedeki olumlu görünümün devam ettiÄŸini görüyoruz. Avrupa'daki aşılamayla birlikte olumlu görünüm, turizm ve dış talep kanalları aracılığıyla ekonomimize olumlu yansıyor. Bu çerçevede net ihracat da büyümeye olumlu katkı vermeye devam ediyor. Yüksek frekanslı veriler, açılmanın etkisiyle iÅŸ gücü piyasasında da toparlanmaya iÅŸaret ediyor. Hizmetler sektörü istihdamı salgına dair kısıtlamaların da etkisiyle daha yavaÅŸ bir toparlanma sergilerken, son dönemde burada da güçlü bir istihdam artışı ile salgın dönemi kayıplarının tamamen telafi edildiÄŸini görüyoruz. Ayrıca güçlü giden ihracatın da yardımıyla, sanayi sektörü istihdamının son dönemde diÄŸer alt kalemlere göre daha da olumlu seyrettiÄŸini görüyoruz.

Sonuç olarak, tarım dışı istihdamın öncelikle sanayi sektörünün katkısı ile toparlanmaya baÅŸladığını, hizmet sektöründen gelen sınırlı katkıya raÄŸmen 2021 yılı başında salgın öncesi düzeylere ulaÅŸtığını görüyoruz. Son olarak hizmet sektöründeki açılma ve turizmin katkısı ile beraber istihdam piyasasının salgın dönemi etkilerini büyük ölçüde atlattığını söyleyebiliriz."

"Ä°ktisadi faaliyetler küresel olarak normalleÅŸmeye baÅŸladı"

Prof. Dr. Åžahap KavcıoÄŸlu, salgın sonrası toparlanma döneminde iktisadi faaliyetlerin küresel olarak normalleÅŸmeye baÅŸladığını ifade ederek, bununla birlikte büyük ölçüde salgın dönemine atfedilebilecek bir dizi sorunun Türkiye'de olduÄŸu gibi geliÅŸmiÅŸ ve geliÅŸmekte olan ülkelerde de üretici fiyatlarının yükselmesine neden olduÄŸunu söyledi. KavcıoÄŸlu, bu nedenle içinde bulunulan normalleÅŸme döneminde yüksek enflasyonun beklentilere ve uluslararası piyasalara yansımalarının merkez bankaları tarafından yakından izlendiÄŸini kaydetti.

Enflasyonun yükselmesindeki baÅŸlıca etmenlerden birisinin artan emtia fiyatları olduÄŸunu vurgulayan KavcıoÄŸlu, toparlanmaya baÅŸlayan küresel taleple birlikte enerji ve enerji dışı emtia fiyatlarında oldukça keskin fiyat artışlarına ÅŸahit olduklarını bildirdi.

KavcıoÄŸlu, uluslararası nakliye maliyetlerinin artması ve teslimat sürelerinin uzamasının üretici fiyatlarını yükselttiÄŸini belirterek, Türkiye'de de geçmiÅŸ dönemlerde üretici enflasyonundaki geliÅŸmelerin kur ve emtia fiyatları ile büyük ölçüde açıklandığını, son dönemde bu iki belirleyicinin üretici enflasyonunu açıklamakta yetersiz kalmasının arz yönlü ilave unsurlara iÅŸaret ettiÄŸini söyledi.

Üretici ve tüketici enflasyonu arasındaki farkın son dönemde birçok geliÅŸmiÅŸ ve geliÅŸmekte olan ülkede uzun dönem ortalamasının oldukça üzerine çıktığını kaydeden KavcıoÄŸlu, Avro Bölgesi'nde ÜFE'nin, TÜFE'nin 4 katına çıktığını kaydetti.

KavcıoÄŸlu, açılma ve ekonomik normalleÅŸme sürecinde dünyada enerji ve hizmet fiyatlarında belirgin artışlar görüldüÄŸünü ifade ederek, "Küresel merkez bankaları, enerji ve salgın kaynaklı bazı sektörlerdeki yüksek oranlı fiyat artışlarının, talep kompozisyonundaki normalleÅŸme, arz kısıtlarının hafiflemesi ve baz etkilerinin devreden çıkmasıyla birlikte geçici olacağını düÅŸünmektedir. Bu unsurlar, önümüzdeki dönemde ülkemizde de enflasyonu düÅŸürücü yönde etki edecektir." diye konuÅŸtu.

"Yüksek fiyat artışlarının salgın öncesi haline yakınsayacağını deÄŸerlendiriyoruz"

Åžahap KavcıoÄŸlu, Türkiye'deki enflasyon verilerine deÄŸinerek, aÄŸustosta yıllık enflasyonun 0,30 puan artarak yüzde 19,25 olarak gerçekleÅŸtiÄŸini hatırlattı.

Geçen ay yıllık enflasyonun gıda grubunda oldukça belirgin artarken hizmet grubunda sınırlı bir miktarda yükseldiÄŸini, diÄŸer ana gruplarda ise gerilediÄŸini aktaran KavcıoÄŸlu, üretici enflasyonunun emtia fiyatları, tedarik zincirindeki aksaklıklar ve talep koÅŸulları nedeniyle yükseliÅŸine devam ettiÄŸini söyledi.

Buradaki fiyatlama davranışlarına deÄŸinen KavcıoÄŸlu, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:

"Son dönemde belirli ürünlerdeki fiyat artışları tarihsel ortalamalarının oldukça üzerine çıkmıştır. Enflasyona en çok katkı yapan ürünlere baktığımızda, aÄŸustostaki yıllık fiyat artışlarının son 10 yıllık ortalama fiyat artışlarının 3-4 katına ulaÅŸtığını görüyoruz. Bu durumun bir sebebi, biraz önce de deÄŸindiÄŸim gibi, salgına baÄŸlı olarak emtia fiyatlarındaki artışlar ve arz kısıtları gibi geliÅŸmeler olsa da bu unsurlar tek baÅŸlarına bu ürünlerdeki fiyat artışlarını açıklamakta yeterli olmamaktadır. Özellikle salgından olumsuz etkilenen ve salgından sonra talebin canlı olduÄŸu sektörlerde fiyatlarda daha yüksek artışlar görüyoruz. Ancak ortaya çıkan bu fiyatlama davranışlarının, ekonomik ve sosyal normalleÅŸme hız kazandıkça önümüzdeki dönemde yeniden salgın öncesi haline geleceÄŸini deÄŸerlendiriyoruz."

"Rezervlerimiz 120 milyar doların üzerine çıktı"

TCMB BaÅŸkanı Prof. Dr. Åžahap KavcıoÄŸlu, gıda fiyatlarında küresel ölçekte bir artış gözlediklerini, buradaki eÄŸilimin henüz normalleÅŸmediÄŸini, birçok gıda ürününün salgından çıkış sürecinde yüksek fiyat artışları sergilediÄŸini, süregelen kuraklığın da üretim koÅŸulları ve fiyatları olumsuz etkilediÄŸini söyledi.

Tüketim sepeti içerisinde gıda ağırlığının ve yurt içi gıda enflasyonunun ülkeler arasında farklılaÅŸabildiÄŸini aktaran KavcıoÄŸlu, "Böylece gıda fiyatlarındaki artış farklı ülkelerde enflasyona farklı oranlarda etki etmektedir. Türkiye, ülkeler arası bir deÄŸerlendirme yapıldığında fiyatların en çok arttığı ülkelerin başında gelmektedir. AÄŸustosta gıda enflasyonunun son 3 yılın ortalamasından oldukça yüksek gerçekleÅŸtiÄŸini görüyoruz." ÅŸeklinde konuÅŸtu.

KavcıoÄŸlu, Türkiye'nin döviz rezervlerine deÄŸinerek, "Rezervlerdeki iyileÅŸme öngörülerimiz ile uyumlu seyrediyor. Rezervlerimiz 85-90 milyar dolar seviyelerinden yaklaşık 30 milyar dolar artarak 120 milyar doların üzerine çıkmıştır. Swap anlaÅŸmaları, reeskont kredileri, cevherden altın alımı ve zorunlu karşılık adımları bu artışa katkı yapan ana unsurlar oldu." ifadelerini kullandı.

"Salgının seyrine dair geliÅŸmeleri ve küresel ekonomiye etkilerini yakından izliyoruz"

Åžahap KavcıoÄŸlu, normalleÅŸme sürecine iÅŸaret ederek, salgınla mücadelede önemli yol alındığını ancak son dönemde vaka sayılarının yeniden artmasına sebep olan virüs varyantlarının salgının seyri konusundaki belirsizliÄŸin sürmesine yol açtığını söyledi.

Birçok ülkede yeni bir salgın dalgası yaÅŸandığını dile getiren KavcıoÄŸlu, aşılama oranının yüksek olduÄŸu ülkelerde vaka sayıları artsa da ölüm oranlarının aynı oranda yüksek olmadığını kaydetti.

Aşılamanın küresel olarak hızlanarak sürmesinin ekonomik normalleÅŸme açısından kritik önem taşıdığını vurgulayan KavcıoÄŸlu, ÅŸu deÄŸerlendirmelerde bulundu:

"GeleceÄŸe yönelik ikinci bir önemli unsur, salgından sonraki ekonomik toparlanmanın aşılama ve uygulanan politikalar gibi bazı nedenlerle ülkeler arası önemli farklılıklar göstermesidir. Birçok uluslararası kuruluÅŸun ve merkez bankasının yayımlarında da vurgulanan bu durum, daha önce de altını çizdiÄŸim arz-talep uyumsuzluklarına ve enflasyonun yükselmesine de katkı yapmaktadır. Hizmet sektöründeki toparlanmanın görece yavaÅŸ olması istihdamın toparlanmasını da geciktirmekte, bu durum salgın sürecinin hanehalkı açısından maliyetini de artırmaktadır. Tüm bu olumsuzlukların en aza indirilmesi salgınla mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesi, önlemlere uyulması ve aşılamanın devamı ile mümkün olabilecektir."

KavcıoÄŸlu, merkez bankalarının, bu süreçte tüm politika araçlarını kullanarak fiyat istikrarını saÄŸlamayı ve salgın sonrası normalleÅŸme sürecinin devamına destek olmayı sürdüreceÄŸini, TCMB'nin de tüm merkez bankaları gibi salgının seyrine dair geliÅŸmeleri ve küresel ekonomiye etkilerini yakından izlemeye devam edeceÄŸini aktardı.

Gerek kapanma gerekse hala içerisinde oldukları normalleÅŸme sürecinde merkez bankalarının önemli rol üstlendiÄŸini vurgulayan KavcıoÄŸlu, finansal sistemin iÅŸlemeye devam etmesi, bankacılığın ve reel sektörün salgın koÅŸulları nedeniyle gördükleri hasarın en aza indirilmesi, kapanmaların ekonomik ve sosyal maliyetleri gibi konularda merkez bankası politikalarının oldukça etkili olduÄŸunun açıkça görüldüÄŸünü kaydetti.

KavcıoÄŸlu, "NormalleÅŸme sürecinin saÄŸlıklı bir ÅŸekilde devam etmesi yönünde de TCMB, bugüne kadar olduÄŸu gibi bundan sonra da gerekli politika adımlarını atacaktır." dedi.

Muhabir: Fatma Eda Topcu, UÄŸur Aslanhan


SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi