TBMM (AA) - TBMM Başkanı İsmail Kahraman, "Avrupa Birliği, demokratik değerlere sahip çıkan Türkiye ile dayanışma içinde olmak yerine Türk milletini yalnız bırakmayı tercih etti." dedi.
AB üyesi ülkelerin büyükelçileri TBMM'yi ziyaret etti. Meclisin, 15 Temmuz FETÖ'nün darbe girişiminde zarar gören bölümlerini gezen büyükelçiler, TBMM Şeref Holü'ne kırmızı karanfil bıraktı.
Daha sonra büyükelçileri kabul eden TBMM Başkanı Kahraman, darbe gecesi yaşananları, ilan edilen olağanüstü hal ve Fetullahçı Terör Örgütü hakkında bilgi verdi.
FETÖ'nün darbe girişimine karşı halkın seçilmiş Hükümete ve demokrasiye sahip çıktığını ifade eden Kahraman, "Bu kanlı darbe teşebbüsünün arkasında Fetullah Gülen ve ona bağlı unsurlar olduğundan hiçbir kuşkumuz yoktur. Türk toplumu, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet'in kuruluş dönemlerinde olduğu gibi ülkesinin bağımsızlığına ve demokrasisine kast edilen bu zor dönemde sımsıkı kenetlenmiştir." dedi.
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in halen ABD'de yaşadığını ve ABD makamlarından iade talebinde bulunulduğunu vurgulayan Kahraman, FETÖ'nün amacının sinsi bir şekilde, sadece Türkiye'de değil Afrika'dan Orta Asya'ya hatta Uzak Doğu'ya uzanan geniş bir coğrafyada siyasi ve ekonomik nüfuz alanı yaratmak olduğunu kaydetti.
Kahraman, FETÖ'nün nasıl bir yapılanma olduğunun Türkiye'nin muhatapları nezdinde tam olarak anlaşılamadığını gördüklerini belirterek, "Batılı medya kuruluşunda darbe girişiminin ilk anlarından başlayarak yapılan gerçek dışı, taraflı ve kötü niyeti aşikar yayınlar ve sosyal medya hesaplarından yapılan yorumlar, Türk toplumunda derin bir teessüre ve büyük bir infiale sebebiyet vermiştir." dedi.
Darbe teşebbüsüyle mücadele ve demokrasinin işleyişinin tekrar tesisi için olağanüstü hal kararı alındığına işaret eden Kahraman, "OHAL'in amacı ülkemizde demokrasiye, hukuk devletine, vatandaşlarımızın hak ve özgürlüklerine yönelik bu tehdidi ortadan kaldırmak için gereken adımları en etkin ve hızlı şekilde atabilmektir. Halkımızın günlük yaşantısı OHAL tedbirlerinden hiçbir şekilde etkilenmemektedir." diye konuştu.
"AB Türk milletini yalnız bırakmayı tercih etti"
İsmail Kahraman, Avrupa ülkelerinin darbe teşebbüsüne karşı takındıkları tavrı eleştirerek, şöyle konuştu:
"Türk halkı bu süreçte ne yazık ki yalnızca Batılı medyanın değil Avrupalı siyasilerin de kendi değerleriyle çelişki içinde olduğuna şahit oldu. Avrupa Birliği, demokratik değerlere sahip çıkan Türkiye ile dayanışma içinde olmak yerine Türk milletini yalnız bırakmayı tercih etti. Bugün, AB'nin Türkiye'nin üyeliği için bir türlü bitmeyen müzakerelerde fasılların açılması konusundaki taraflı yaklaşımına, başarısız darbe girişimi karşısında benimsenen şaibeli tutum eklenmiştir.
Fetullahçı Terör Örgütü tarafından yapılmak istenen darbe girişimine karşı Avrupalı siyasilerce verilen tepkiler son derece yetersiz kaldı. 15 Temmuz gecesinde yaşanan terörist saldırıda, 24'ü muharip toplam 35 uçak, 37 helikopter, 74'ü tank 246 zırhlı araç, 3 gemi ve 3 bin 992 adet hafif silah kullanılmıştır. Darbe girişimine katılan bu askeri güç birçok Avrupa Birliği üyesi ülkenin ordusunun sahip olduğu envanterden daha geniştir. Fransa’da gerçekleşen Charlie Hebdo saldırısına verilen tepkilerin ve gösterilen dayanışmanın onda birini dahi göremedik."
TBMM Başkanı Kahraman, Meclis'e yönelik bombalı saldırıların ardından Avrupalı liderlerin Türkiye'yi ziyaret etmelerini beklediğini, az sayıda AB üyesi meclis başkanından telefon veya mektupla geçmiş olsun dileği aldığını söyleyerek, kendilerinde "Avrupalı parlamentolar tarafından yalnız bırakıldıkları hissinin" uyandığını kaydetti.
Türkiye'nin terör örgütü kabul ettiği PKK, PYD, DHKP-C gibi örgütlerin AB ülkelerinde ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesini de eleştiren Kahraman, "2011 yılında PKK terör örgütü liderlerinden Murat Karayılan'ın Köln kentinde video-miting düzenlemesinde herhangi bir sorun görülmemiş ancak Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı'nın Almanya'daki vatandaşlarımıza seslenmesine müsaade edilmemiştir." dedi.
Kahraman, "AB üyesi ülkeler, Türkiye'deki demokratik düzene olan destekleri konusunda iyi bir sınav verememiştir. Bu süreçte Avrupalı dostlarımızdan beklentimiz, terörizme çanak tutan haksız eleştirilerle Türk kamuoyunun Avrupa'ya olan inancının sarsılmasına sebep olmaları değildir." ifadesini kullandı.
TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Özhan: AB'nin güvenliği Türkiye'nin sınırlarında başlamaktadır
TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı AK Parti Malatya Milletvekili Taha Özhan da Türkiye ve AB ülkelerinin aynı siyasi coğrafyanın farklı ülkeleri olduğuna dikkati çekerek, "AB'nin güvenliği Türkiye'nin sınırlarında başlamaktadır. Bundan 4-5 yıl önce DAEŞ tehdidinden bahsettiğimiz gibi bugün de FETÖ tehdidinden Avrupalı dostlarımıza bahsediyoruz. DAEŞ nasıl küçük bir sorun gibi ortaya çıkıp önce bölgesel, sonra küresel soruna dönüşmüşse bugün muhattap olduğumuz kanlı terör örgütü FETÖ de oldukça güçlü küresel altyapıya sahiptir." dedi.
Terör örgütü El Kaide'nin elebaşı Usame Bin Ladin nasıl Afganistan'dan ABD'deki saldırıları organize ettiyse FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in de Pensilvanya'dan Türkiye'deki darbe teşebbüsünü organize ettiğini anlatan Özhan, "Bu terör örgütüyle yapılacak mücadeleye verilmeyecek her desteğin diğer terör örgütleriyle yapılacak mücadeleye olumsuz yansıyacağını görmek gerekir." ifadesini kullandı.
Özhan, AB ve Türkiye'nin gündeminde olan göç anlaşmasının hiçbir bahaneye yer bırakmayacak, terörle mücadeleyi etkilemeyecek şekilde hızla hayata geçmesi gerektiğini belirtti.
Slovakya'nın Ankara Büyükelçisi Anna Turenicova: Türkiye'de olağanüstü birlik ruhu var
AB Dönem Başkanı Slovakya'nın Ankara Büyükelçisi Anna Turenicova, darbe girişimini kınamak için Meclis'te olduklarını belirtti.
Darbe girişiminin ertesi günü yapılan olağanüstü toplantıya da katıldıklarını anımsatan Turenicova, "Darbe girişimine karşı bütün siyasi partilerin dayanışma içinde tek vücut hareket ettiklerini görmek çok etkileyiciydi." diye konuştu.
Darbe girişiminin demokrasiye doğrudan saldırı olduğunun altını çizen Turenicova, "AB bu saldırıyı kesin bir dille reddetmektedir." dedi.
Turenicova, darbe girişimine karşı Meclis'e giden milletvekillerinin demokrasiyi koruma iradesini kutlayarak, bunun, millete verilen çok güçlü bir mesaj olduğunu söyledi.
Bir araya gelen ve zorlu dönemin atlatılmasına yardımcı olan herkesi takdir ettiklerini belirten Turenicova, "Türkiye'de olağanüstü birlik ruhu var." ifadesini kullandı.
"Bazı vesayet odakları olmamalı"
TBMM Başkanı Kahraman, OHAL kapsamında çıkarılan kanun hükmünde kararnameler ile idari yapı üzerinde düzenlemeler yapıldığını kaydetti.
Kahraman, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra askerlerin hazırladığı anayasanın yürürlüğe konulduğunu anımsatarak, "Günümüzde sivil anayasa ihtiyacı konusunda ittifak var. Neden? Bazı vesayet odakları olmamalı. Demokrasi; halk iktidarı. Gölge olmamalı, halkın iktidarı olmalı. Bu noktada Türkiye'de büyük ilerlemeler var. Daha önceki darbelerde bugünkü gibi halkın şuurlu karşı koyuşu olamadı. Demokrasi giderek yerleşti ama şimdi gördük ki özümsendi." dedi.
AB üyesi ülkelerin büyükelçileri TBMM'yi ziyaret etti. Meclisin, 15 Temmuz FETÖ'nün darbe girişiminde zarar gören bölümlerini gezen büyükelçiler, TBMM Şeref Holü'ne kırmızı karanfil bıraktı.
Daha sonra büyükelçileri kabul eden TBMM Başkanı Kahraman, darbe gecesi yaşananları, ilan edilen olağanüstü hal ve Fetullahçı Terör Örgütü hakkında bilgi verdi.
FETÖ'nün darbe girişimine karşı halkın seçilmiş Hükümete ve demokrasiye sahip çıktığını ifade eden Kahraman, "Bu kanlı darbe teşebbüsünün arkasında Fetullah Gülen ve ona bağlı unsurlar olduğundan hiçbir kuşkumuz yoktur. Türk toplumu, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet'in kuruluş dönemlerinde olduğu gibi ülkesinin bağımsızlığına ve demokrasisine kast edilen bu zor dönemde sımsıkı kenetlenmiştir." dedi.
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in halen ABD'de yaşadığını ve ABD makamlarından iade talebinde bulunulduğunu vurgulayan Kahraman, FETÖ'nün amacının sinsi bir şekilde, sadece Türkiye'de değil Afrika'dan Orta Asya'ya hatta Uzak Doğu'ya uzanan geniş bir coğrafyada siyasi ve ekonomik nüfuz alanı yaratmak olduğunu kaydetti.
Kahraman, FETÖ'nün nasıl bir yapılanma olduğunun Türkiye'nin muhatapları nezdinde tam olarak anlaşılamadığını gördüklerini belirterek, "Batılı medya kuruluşunda darbe girişiminin ilk anlarından başlayarak yapılan gerçek dışı, taraflı ve kötü niyeti aşikar yayınlar ve sosyal medya hesaplarından yapılan yorumlar, Türk toplumunda derin bir teessüre ve büyük bir infiale sebebiyet vermiştir." dedi.
Darbe teşebbüsüyle mücadele ve demokrasinin işleyişinin tekrar tesisi için olağanüstü hal kararı alındığına işaret eden Kahraman, "OHAL'in amacı ülkemizde demokrasiye, hukuk devletine, vatandaşlarımızın hak ve özgürlüklerine yönelik bu tehdidi ortadan kaldırmak için gereken adımları en etkin ve hızlı şekilde atabilmektir. Halkımızın günlük yaşantısı OHAL tedbirlerinden hiçbir şekilde etkilenmemektedir." diye konuştu.
"AB Türk milletini yalnız bırakmayı tercih etti"
İsmail Kahraman, Avrupa ülkelerinin darbe teşebbüsüne karşı takındıkları tavrı eleştirerek, şöyle konuştu:
"Türk halkı bu süreçte ne yazık ki yalnızca Batılı medyanın değil Avrupalı siyasilerin de kendi değerleriyle çelişki içinde olduğuna şahit oldu. Avrupa Birliği, demokratik değerlere sahip çıkan Türkiye ile dayanışma içinde olmak yerine Türk milletini yalnız bırakmayı tercih etti. Bugün, AB'nin Türkiye'nin üyeliği için bir türlü bitmeyen müzakerelerde fasılların açılması konusundaki taraflı yaklaşımına, başarısız darbe girişimi karşısında benimsenen şaibeli tutum eklenmiştir.
Fetullahçı Terör Örgütü tarafından yapılmak istenen darbe girişimine karşı Avrupalı siyasilerce verilen tepkiler son derece yetersiz kaldı. 15 Temmuz gecesinde yaşanan terörist saldırıda, 24'ü muharip toplam 35 uçak, 37 helikopter, 74'ü tank 246 zırhlı araç, 3 gemi ve 3 bin 992 adet hafif silah kullanılmıştır. Darbe girişimine katılan bu askeri güç birçok Avrupa Birliği üyesi ülkenin ordusunun sahip olduğu envanterden daha geniştir. Fransa’da gerçekleşen Charlie Hebdo saldırısına verilen tepkilerin ve gösterilen dayanışmanın onda birini dahi göremedik."
TBMM Başkanı Kahraman, Meclis'e yönelik bombalı saldırıların ardından Avrupalı liderlerin Türkiye'yi ziyaret etmelerini beklediğini, az sayıda AB üyesi meclis başkanından telefon veya mektupla geçmiş olsun dileği aldığını söyleyerek, kendilerinde "Avrupalı parlamentolar tarafından yalnız bırakıldıkları hissinin" uyandığını kaydetti.
Türkiye'nin terör örgütü kabul ettiği PKK, PYD, DHKP-C gibi örgütlerin AB ülkelerinde ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesini de eleştiren Kahraman, "2011 yılında PKK terör örgütü liderlerinden Murat Karayılan'ın Köln kentinde video-miting düzenlemesinde herhangi bir sorun görülmemiş ancak Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı'nın Almanya'daki vatandaşlarımıza seslenmesine müsaade edilmemiştir." dedi.
Kahraman, "AB üyesi ülkeler, Türkiye'deki demokratik düzene olan destekleri konusunda iyi bir sınav verememiştir. Bu süreçte Avrupalı dostlarımızdan beklentimiz, terörizme çanak tutan haksız eleştirilerle Türk kamuoyunun Avrupa'ya olan inancının sarsılmasına sebep olmaları değildir." ifadesini kullandı.
TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Özhan: AB'nin güvenliği Türkiye'nin sınırlarında başlamaktadır
TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı AK Parti Malatya Milletvekili Taha Özhan da Türkiye ve AB ülkelerinin aynı siyasi coğrafyanın farklı ülkeleri olduğuna dikkati çekerek, "AB'nin güvenliği Türkiye'nin sınırlarında başlamaktadır. Bundan 4-5 yıl önce DAEŞ tehdidinden bahsettiğimiz gibi bugün de FETÖ tehdidinden Avrupalı dostlarımıza bahsediyoruz. DAEŞ nasıl küçük bir sorun gibi ortaya çıkıp önce bölgesel, sonra küresel soruna dönüşmüşse bugün muhattap olduğumuz kanlı terör örgütü FETÖ de oldukça güçlü küresel altyapıya sahiptir." dedi.
Terör örgütü El Kaide'nin elebaşı Usame Bin Ladin nasıl Afganistan'dan ABD'deki saldırıları organize ettiyse FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in de Pensilvanya'dan Türkiye'deki darbe teşebbüsünü organize ettiğini anlatan Özhan, "Bu terör örgütüyle yapılacak mücadeleye verilmeyecek her desteğin diğer terör örgütleriyle yapılacak mücadeleye olumsuz yansıyacağını görmek gerekir." ifadesini kullandı.
Özhan, AB ve Türkiye'nin gündeminde olan göç anlaşmasının hiçbir bahaneye yer bırakmayacak, terörle mücadeleyi etkilemeyecek şekilde hızla hayata geçmesi gerektiğini belirtti.
Slovakya'nın Ankara Büyükelçisi Anna Turenicova: Türkiye'de olağanüstü birlik ruhu var
AB Dönem Başkanı Slovakya'nın Ankara Büyükelçisi Anna Turenicova, darbe girişimini kınamak için Meclis'te olduklarını belirtti.
Darbe girişiminin ertesi günü yapılan olağanüstü toplantıya da katıldıklarını anımsatan Turenicova, "Darbe girişimine karşı bütün siyasi partilerin dayanışma içinde tek vücut hareket ettiklerini görmek çok etkileyiciydi." diye konuştu.
Darbe girişiminin demokrasiye doğrudan saldırı olduğunun altını çizen Turenicova, "AB bu saldırıyı kesin bir dille reddetmektedir." dedi.
Turenicova, darbe girişimine karşı Meclis'e giden milletvekillerinin demokrasiyi koruma iradesini kutlayarak, bunun, millete verilen çok güçlü bir mesaj olduğunu söyledi.
Bir araya gelen ve zorlu dönemin atlatılmasına yardımcı olan herkesi takdir ettiklerini belirten Turenicova, "Türkiye'de olağanüstü birlik ruhu var." ifadesini kullandı.
"Bazı vesayet odakları olmamalı"
TBMM Başkanı Kahraman, OHAL kapsamında çıkarılan kanun hükmünde kararnameler ile idari yapı üzerinde düzenlemeler yapıldığını kaydetti.
Kahraman, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra askerlerin hazırladığı anayasanın yürürlüğe konulduğunu anımsatarak, "Günümüzde sivil anayasa ihtiyacı konusunda ittifak var. Neden? Bazı vesayet odakları olmamalı. Demokrasi; halk iktidarı. Gölge olmamalı, halkın iktidarı olmalı. Bu noktada Türkiye'de büyük ilerlemeler var. Daha önceki darbelerde bugünkü gibi halkın şuurlu karşı koyuşu olamadı. Demokrasi giderek yerleşti ama şimdi gördük ki özümsendi." dedi.