TUNCELİ(AA) - Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunca 2013'te birinci derece arkeolojik sit alanı olarak tescillenen Rabat Vadisi, Tunceli turizmi açısından büyük önem taşıyor.
Sıcak havalarda dere, şelale ve göletleriyle ziyaretçilerine ferah bir ortam sunan vadi, kent merkezine 20 kilometre uzaklıktaki Çemçeli köyüne bağlı Örtülü mezrasında yer alıyor.
Araçlarıyla vadinin bulunduğu köye ulaşan yöre sakinleri ve farklı illerden turlarla gelen ziyaretçiler, yaya devam ettikleri gezilerinde önce Rabat Köprüsü'nü ziyaret ediyor.
Su seviyesinden kilit taşına kadar yaklaşık 5 metre yükseklikte olan taş köprüye çıkan ve çevresinde gezinti yapan ziyaretçiler, doğada piknik yapıyor, fotoğraf çekiyor. Sıcaktan bunalan bazı ziyaretçiler de tarihi köprünün altındaki şelalelerin oluşturduğu göletlerde yüzerek serinliyor.
Rotalarını Rabat Kalesi olarak adlandırılan dağa çeviren ziyaretçiler, dağın içine oyulan basamaklı tünelden tırmanarak vadinin en yüksek noktasına çıkıyor.
Burada bazı tarihi kalıntıları ve vadinin manzarasını izleyen ziyaretçiler, yaban keçisi, vaşak, kelebek ve bozayı gibi hayvanları da doğal ortamlarında görüntüleme fırsatı yakalıyor.
Rabat Vadisi çeşitli uygarlıklardan izler taşıyorİl Kültür ve Turizm Müdürü İsmet Hakan Ulaşoğlu, AA muhabirine, Tunceli'nin en çok bilinen yönünün doğası olduğunu söyledi.
Kentin doğal güzelliklerinin yanı sıra tarihi mekanlarıyla da öne çıktığını ifade eden Ulaşoğlu, "Bizim alanda yapmış olduğumuz çalışmalarda tarihin çok değişik dönemlerine ait uygarlıkların izine rastladık ve bu dönemlere ait bulgularımız ile tarihi varlıklarımız bulunuyor. Tarihi ve tescilli Rabat Vadisi'nde köprümüz ve Urartular döneminden dağ oyularak yapılan kalemiz mevcut. Urartular, kalelerini dağları oyarak yapardı, burada da böyle bir kale mevcut." dedi.
Ulaşoğlu, ilkbaharda karların erimesiyle vadinin yerli ve yabancı turistleri ağırlamaya başladığını belirterek, "Bu alan turistler tarafından sıklıkla ziyaret edilmektedir. Vadi tarihi bir özelliğe sahip olmakla birlikte aynı zamanda doğal güzellikleriyle de insanı cezbeden bir yer." ifadelerini kullandı.
Vadinin doğası, kültürel zenginlikleri ve tarihi yaşanmışlıkları açısından dikkati çektiğini anlatan Tunceli Müzesi Müdürü Kenan Öncel de bölgede geçmiş yıllarda tarihi çalışmalar yürüttüklerini anlattı. Öncel, şu bilgileri paylaştı:
"Vadide Urartular döneminde yapıldığı değerlendirilen kayaya oyulmuş bir tünel bulunuyor. Urartulardan sonra buranın Roma ve diğer uygarlıklar döneminde de kullanıldığını, Anadolu Türk Beylikleri dönemine ait kemerli bir köprünün halen ayakta durduğunu, Orta Çağ tarihine ait diyebileceğimiz bir su değirmeninin de olduğunu, buranın güzel bir kültürel dokusunun olduğunu söyleyebiliriz."
"Burada doğa ve tarih çok ahenkli bir birliktelik oluşturmuş"Düzce Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Yasemin Yılmaz da vadinin tarih ile doğanın bütünleştiği ve yabanıl peyzajın korunduğu ender alanlardan biri olduğunu dile getirdi.
Vadideki tarihi taş kemerli köprünün restorasyona ihtiyaç duyduğuna dikkati çeken Yılmaz, "Tunceli'nin doğası zaten Türkiye'de çok az müdahale edilmiş alanlardan bir tanesi ve umuyoruz bu şekilde korunabilir. Burası şelalesi, köprüsü ve yürüyüş yollarıyla kendine has özellikte güzellikler sunuyor. Burada doğa ve tarih çok ahenkli bir birliktelik oluşturmuş." diye konuştu.