HATAY - İSMİHAN ÖZGÜVEN
Yüzyıllardır birçok medeniyete ev sahipliği yapan Hatay'da zengin kültürel mirasın yansıtıldığı müzenin depolarında saklanan taş ve pişmiş topraktan eserler, bulundukları yerde sergilenmeye başlandı.
"Dünyanın en büyük mozaik koleksiyonunun sergilendiği müze" olması için çalışmaların sürdürüldüğü Hatay Müzesi'nde, depolarda kapalı bulunan ve ziyaretçinin görebilme olanağı olmayan objeler için korundukları yerde teşhir alanları oluşturuldu.
Yapılan düzenlemeyle depoların koridorlarındaki özel bölümlere yerleştirilen eserler ile arkeologların çalışmalarında kullandıkları materyaller artık görülebiliyor.
Hatay Müzesi Müdürü Nilüfer Sezgin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Aralık 2014'te yeni binasının bir bölümü açılan, yıl sonunda ikinci etap çalışmalarının tamamlanması planlanan müzenin depo bölümünde de ayrı bir telaşın bulunduğunu söyledi.
Müzelerin depo bölümlerinin herkese açık olmadığına dikkati çeken Sezgin, yeni müzede arkeologların özverili çalışmasıyla bütün eserlerin fotoğraflandığını, sıraya konulduğunu ve bilgisayara kaydının yapıldığını dile getirdi.
"Yaşayan müzecilik" anlayışının önemine değinen Sezgin, şöyle devam etti:
"Eskiden müzelerimizde zor imkanlar nedeniyle eserlerin yarısından fazlası görülmeyecek şekilde yığılı oluyordu. Burada 33 bin metrekarede kocaman bir müzemiz var. Sergi alanlarımızın yanı sıra depolarımızda eserleri, sergilenmesi için belli bir düzene göre ayırdık. Müzecilik demek depoculuk demek. Deponun sağlam, sağlıklı şartlarda olması, eserlerin iyi durumda muhafaza edilmesi ve güvenliklerinin sağlanması müzeciliğin asıl amaçlarından biri. Bunlar bize miras değil, emanet eserler. Bizden sonraki nesillere aktaracağımız en önemli emanetler. Amacımız, buraları gezdirerek müzeciliği eğitim açısından da öğretmek. Müzeciliğin nasıl bir iş olduğunu gösterebilmek. Özellikle öğrencilere müzeciliği daha güzel anlatmak, eserlere daha yakın olmalarını sağlamak için böyle bir depo düzeni kurduk."
Eski kazı malzemeleri de sergide
Depo bölümünde taş ve pişmiş topraktan eserlerin yanı sıra eski dönemde kentte yapılan kazılarda görev alan arkeologların kullandığı malzemelerin yer aldığını bildiren Sezgin, bunları da restore ederek sergiye koyduklarını belirtti.
Sezgin, depo bölümünde nostaljik bir köşe yaptıklarını anlatarak, "Müzenin Belleği adı altında sergi salonu açtık. Müzecilerin eski kullandıkları alet, malzeme, cam filmler, fotoğraf makineleri, soba, dolap gibi hemen her şeyi oraya koyduk. Öğrenciler 80 yıl önce müzeciliğin nasıl yapıldığını, hangi aletlerin kullanıldığını o sergiyi gezdiklerinde daha iyi anlayacak." diye konuştu.
Müzede arkeolojiyle ilgili 1930'lu yıllardan kalma çok değerli bir kitap koleksiyonunun da bulunduğunu kaydeden Sezgin, arkeolojiyle ilgilenen öğrencilerin bunlardan yararlanabileceğini sözlerine ekledi.
dikGAZETE.com