İSTANBUL
İstanbul Tahkim Derneği (İSTA) Başkanı Avukat Mehmet Gün, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin, mahkemelere alternatif uyuşmazlık çözümü yöntemlerinin başında gelen tahkim konusunda atılım içinde olduğunu belirtti.
İstanbul'un finans merkezi olması projesiyle birlikte iki yıl önce kurulan İstanbul Tahkim Merkezi'nin, kısa süre içinde önemli davaları sonuçlandırdığını vurguladı.
Gün, tahkimle ilgili çalışan avukat ve hakemleri çatısı altında toplayan İSTA'nın bu alandaki kuralların belirlenmesi ve uygulanması için önemli çalışmalara imza attığını bildirdi.
İSTA tarafından İstanbul'da düzenlenen Uluslararası Tahkim Konferansı'nda açıklanan "Tahkim'de Etik Kurallar" çalışmasının, İstanbul'u ve Türkiye'yi bu alanda dünyanın sayılı merkezlerinden biri yapmak için önemli bir adım olduğunun altını çizen Gün, şunları kaydetti:
"İSTA, Türkiye'de tahkim hukuku alanında etik kuralların belirlenmesine ve kalifikasyon kriterlerinin oluşturulmasına da öncülük ederek adil, dürüst ve hızlı yargılama için önemli bir misyon üstleniyor. Derneğimiz, sigorta, spor ve tüketici hukuku alanlarında zorunlu hale getirilen tahkim uygulamalarının başarısını, isteğe bağlı olan ticari tahkime taşıyarak mahkemelerin üzerindeki iş yükünün azaltılmasına da katkıda bulunmayı hedefliyor. Son yıllarda tüm dünyada en çok konuşulan konuların başında tahkimde etik kurallar oldu."
Açıklamada görüşlerine yer verilen Avukat Mehmet Gün, dünyadaki tahkim literatürüne ve camiasına çok önemli bir çalışma kazandırdıklarını anımsatarak, "Dört yılı aşkın bir süre çalıştık ve tahkimde etik kuralları yazdık. Galatasaray Üniversitesi'nden hocamız Doç. Dr. Süheyla Balkar Bozkurt çok titiz bir çalışmaya imza attı. Biz de dernek olarak tüm dünyadan tahkimde söz sahibi olan hakem, avukat ve uzmanları İstanbul’da ağırladık ve İSTA Hakem Etik Kuralları'nı deklare etti. Böylece tahkimle ilgilenen yaklaşık 100 bin kişiye bu kuralları duyurmuş olduk." ifadelerini kullandı.
İstanbul'u dünyanın tahkim başkentlerinden biri yapmak üzere çalışan İSTA'nın, değerli bir insan kaynağı birikimi oluşturmayı ve daha fazla Türk tahkim hakemin uluslararası uyuşmazlıklara atanmasını sağlamayı amaçladığını aktaran Gün, Türkiye'den, tahkime konu olabilecek uyuşmazlıklarda, yılda yaklaşık 1 milyar dolarlık bir kaynağın yurt dışına gittiği belirtti.
Gün, "Oysa bu kaynağın ülke içinde kalmasını sağlayıp, yakın coğrafyadaki tahkim davalarını da Türkiye'ye çekerek, hukuk ekonomisini 10 yıl içinde 10 milyar dolarlık büyüklüğe ulaştırmak mümkün." değerlendirmesinde bulundu.
Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Süreyya Balkar Bozkurt da, "Tahkimde Etik Kuralları" çalışmasının Türkiye'de bir ilk olma özelliğini taşıdığını vurguladı.
Tahkimde baş aktörün yargılayan statüsündeki hakem olduğunu belirten Bozkurt, "Dolayısıyla tahkime güven duyulması için hakeme güven duyulması gerekir. Hakemin tarafsız ve bağımsız olması, bilgi, tecrübe ve dil açısından yetkin olması, adil bir yargılama yürütmesi, bağımsızlığın teminatı sayılacak bildirim yükümlülüğünü yerine getirmesi, taraflarla ilişkilerinin iş ile sınırlı kalması ve tahkimi devlet yargısından ayıran gizlilik ilkesinin gerektirdiği sır saklama yükümlülüğüne sadık kalması gerekir. Bunların tamamı hakemin etik yükümlülükleridir." ifadelerini kullandı.
Öte yandan açıklamada, Tahkim Etik Kuralları, şöyle sıralandı:
"Tarafsız ve bağımsız olması. Bilgi, tecrübe ve dil açısından yetkin olması. Adil bir yargılama yürütmesi. Bağımsızlığın teminatı sayılacak bildirim yükümlülüğünü yerine getirmesi. Taraflarla ilişkilerinin iş ile sınırlı kalması. Gizlilik ilkesinin gerektirdiği sır saklama yükümlülüğüne sadık kalması. Ücretlendirmede basiretli ve adil olması."
İstanbul Tahkim Merkezi (ISTAC) verilerine göre, ticari kuruluşlar arasındaki anlaşmazlıkları çözmede mahkemelere alternatif olarak gösterilen tahkim konusu, Türkiye için her geçen yıl daha da önem kazanıyor.
Merkeze gelen davaların yüzde 53'ünü uluslararası, yüzde 47'sini yerli uyuşmazlıklar oluşturuyor. Uyuşmazlıkların değeri 15 bin TL ila 8 milyon TL arasında değişebiliyor.
ISTAC'a gelen davaların yüzde 32'si satım sözleşmeleri, diğer iki büyük grubu ise yüzde 20'şerlik paylarla hizmet ve inşaat sektörü sözleşmeleri oluşturuyor. Uyuşmazlık taraflarının yüzde 84'ü Türkiye kökenli, yüzde 16'sı ise Afrika, Birleşik Arap Emirlikleri, Fransa, Hindistan arasında dağılıyor.
Türkiye'de her yıl binin üzerinde dava için uluslararası tahkime başvurulduğu tahmin ediliyor. Bu da yaklaşık 1 milyar doların yurt dışına gitmesi anlamına geliyor. Oysa Türkiye'de hem kendi ülkesindeki anlaşmazlıkları çözecek hem de yakın coğrafya için bir merkez olmayı sağlayacak insan kaynağı var.
Muhabir: Murat Birinci
Kaynak: AA
dikGAZETE.com