İSTANBUL
Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği tarafından düzenlenen ve Anadolu Ajansı'nın (AA) Global İletişim Ortağı olduğu fuarda eserlerini okurla buluşturan Necib, AA muhabirine yaptığı açıklamada, el yazmalarına olan ilgisinin Bosna Hersek'te savaş ile ilgili bir organizasyonda görev yaptığı dönemde başladığını söyledi.
Prof. Necib, o tarihte çok sayıda el yazmasına ulaştığını dile getirerek, "Sonra bunun üzerinde çalışmaya başladım ve 56 ülkeyi gezdim. Çok sayıda orijinal el yazmasına sahip oldum. Daha sonra bu yazma eserleri yaşadığım şehir olan Suriye'de Halep'e taşıdım. Fakat sonra savaş başladı. Devrimin ardından bu eserlerin bir bölümünü Halep'ten Bosna Hersek'e daha sonra da Mısır'a götürdüm. Bir kısmını Türkiye'ye bir kısmını ise Almanya'ya götürdüm. Ancak Halep'te kalanlar, daha sonra çıkan yangında yok oldu. Halep'teki son yangın 2016'da meydana geldi." diye konuştu.
Halep'te 2010-2012 yılları arasında yaşadığını kaydeden Necib, 6 yıl önce gerçekleşen bir patlamada boynundan yaralandığını söyledi.
Ahmet Abdülkerim Necib, patlamadan önce Saraybosna Üniversitesi'nde İslam Araştırmaları Bölümü'nde görev yaptığına dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:
"Yaralandıktan sonra komada yattım. Yaklaşık bir ay Türkiye'de tedavi gördüm. Uyandığımda göremiyor, hareket edemiyor ve konuşamıyordum. Konuşmak hala benim için çok zor. Görme engelliyim ve çok ağır bir şekilde hareket edebiliyorum. Çalışırken bir grup insandan yardım alıyorum. Ancak bu benim için kötü bir şey değil. Siz bana baktığınızda yaşadığım şeyin kötü yanını görebilirsiniz. Fakat benim için kötü olmadı. Aksine olumlu bir şey oldu. Bu patlamadan sonra, el yazmalarına ve bilime daha fazla zaman ayırabilmeye başladım."
"El yazmalarını bir kısmı Suriye'deki yangında yok oldu"Halep'te yanan el yazmaları da dahil, eline geçen el yazmalarının önceden fotoğrafını çektiklerini aktaran Necib, "Daha sonra o eserleri de yeniden yazmak üzere harekete geçtik ve çalışmaya başladık. Bugüne kadar 200'den fazla el yazması eseri yeniden yazdım. Bu eserlerin sadece bir bölümü bu standda yer alıyor." diye konuştu.
Necip, yeniden yazılan el yazmalarının en eskisinin bin yıl kadar önce hayata veda etmiş yazarlara ait olduğunu aktararak, Arapça kitap fuarında yer alan yeniden yazılmış en eski kitabın 900 yılından kalma, ceylan derisine işlenmiş bir eser olduğunun altını çizdi.
Fuara getirdikleri eserler hakkında bilgi veren Necib, Hicri takvime göre 794 yılında vefat etmiş bir yazarın miladi takvime göre yaklaşık 700 yıl önce kaleme aldığı kitap ile hicri 487 yılına ait, miladi takvime göre 900 yıl önce yazılmış bir eserin de fuarda görülebileceğini sözlerine ekledi.
Prof. Necib, sadece Arapça kitap yayımı yaptıklarını dile getirerek, "Arapça kitap fuarı büyük bir başarı. Türk hükümetine teşekkür etmeliyiz, bunu Arap yayıncılar için gerçek haline dönüştürdüğü için. Bu etkinlik, Türk ve Arap yayıncıları bir araya getiren kültürler arası bir değiş tokuş gibi. Büyük bir başarı. Oldukça faydalı ve iyi." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin Arap ülkeleri için önemine vurgu yapan Necib, "Türkiye, İslam dünyasında Arapların geleceği. Çok iyi bir geleceği olacağını hissediyorum Türkiye'nin. Eğer bugünümüz güzel değilse gelecek de güzel olmaz. Türkiye'nin parasal ve kültürel anlamda, güçlü ülkelere karşı büyük başarısını gözlemliyoruz." dedi.
48 yaşındaki Prof. Necib, yayına sundukları eserler arasında İslami içerikli kitapların yanı sıra Osmanlı Türkçesi gramer kitabıyla seri kitapların da yer aldığına işaret etti.
Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği, Uluslararası Arapça Kitap Yayıncıları Derneği ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin katkılarıyla Yenikapı'daki Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi'nde devam eden fuar, bugün sona erecek.
Muhabir: Hilal Uştuk
Kaynak: AA
dikGAZETE.com